ϟ 9 ϟ

4.4K 299 158
                                    

ϟ

"well, you see her when you fall asleep
but never to touch and never to keep
'cause you loved her too much, and you dived too deep"

ϟ

"Hermione?"

Sırtı bana dönük bir şekilde oturmuş kişinin o olduğunu tahmin etmek zor değildi. Göl kenarındaydık ve dışarıda kimse yoktu. Sadece suyun ve kuşların sesi vardı. Huzur doluydu...

Bana cevap vermediği için yanına gidip oturdum. Gözleri önüne odaklanmıştı, beni görmüyor gibiydi.

Elimi yavaşça omzuna götürdüğümde, ellerimden kaydığını hissettim. Yok gibiydi.

Ona dokunamıyordum.

"Şu an rüya görüyor olmama rağmen sana burada da dokunamıyorum. Lanet olsun! Sana bu kadar yakınken senden uzak kalmak ne kadar zor anlamıyor musun? Seni seviyorum, Hermione. Sana delicesine âşık oldum!"

Hiçbir şekilde tepki vermemeye devam ederken, gözlerimden yaşların süzüldüğünü fark ettim. Burada da çaresizdim.

Lanet olası rüyalarımda dahi ona dokunamıyordum.

Rüyalarımda bile onu sevdiğimi anlatamıyordum.

ϟ

Konuşmamızın ardından dört gün geçmişti. Ve o gece bir rüya görmüştüm. O rüyayı aklımdan çıkarmak imkânsız gibi bir şeydi.

Bugün Üç Büyücü Turnuvası'na katılacak kişiler belirlenecekti. Bütün öğrenciler salonda toplanmış olacaktı. O da elbet orada olacaktı.

ϟ

"Evet sevgili öğrenciler, bugün turnuvaya katılacak isimleri belirleyeceğiz!"

Dumbledore ateş kadehinin yanına doğru gitti. Daha sonra kadehten çıkan ilk ismi okudu.

"Durmstrang Enstitüsü'nden Victor Krum!"

Durmstrang tarafında güçlü bir gürültü oluştuğunda herkes alkışlamaya başlamıştı. Victor Krum yerinden kalkarak Dumbledore'un yanına gitti. Daha sonra Dumbledore ikinci ismi okudu.

"Beauxbatons Sihir Akademisi'nden Fleur Delacour!"

Bu sefer de Beauxbatons tarafından gürültü kopmuştu. Bu saçmalığın bitmesini ve yalnız kalmak istiyordum. Herkes için fazlasıyla heyecanlı olan bu durum beni ilgilendirmiyordu.

"Hogwarts Cadılık ve Büyücülük Okulu'ndan Cedric Diggory!"

Genel olarak Hufflepuff binasından gürültü çıkmıştı. Seçilen kişiler bir yere götürülürken bir şey kalmadığını anlayarak salondan çıktım. İlk zamanlarda yaptığım gibi kuleye çıktım.

Buraya geldiğimde aklıma gelen ilk şey okulun ilk günü oluyor. Onun benim peşimden buraya gelişi... Ama ona ettiğim laflar yüzünden kendimi hiçbir zaman affedemiyorum.

Ona yakın olabilme gibi küçük bir şansım varken, bile bile ayaklarımın altına alıp o şansı eziyordum. Ben bir safkandım, safkanların tanımıyla o bir bulanıktı ve ikisinin bir olması imkânsızdı.

Neden? Bu neyi değiştirir ki?

Soğuyan havaya karşılık binama gitmeye karar verdim. Kulenin kapısını açıp dışarı çıktığımda yine o beklemediğim kişiyi gördüm.

"Ben..." dedi ne diyeceğini bilemeyerek. Sonra hızla yanıma geldi ve beklemediğim bir şekilde bana sarıldı.

İlk başta şok olduğum için karşılık veremedim. Biraz da olsa kendime geldiğimde kollarımı kaldırarak ona sarıldım.

Kokusunu doya doya içime çektim.

Hâlâ sarılı bir şekilde dururken konuşmaya başladı. "Yaptığım saçmalık için özür dilerim, fazla gereksizdi. Büyütülecek bir şey olmamasına rağmen fazla uzattım. Özür dilerim..." Cümlesini bitirdiğinde benden ayrıldı ve gözlerimin içine baktı.

"Sorun değil, özrün kabul edildi," dedim gülümseyerek. O da gülümsediğinde, içimde bir şeylerin kıpırdadığına yemin edebilirdim.

"Evet, artık gitsem iyi olacak. Görüşürüz," dedi afallamış bir şekilde. Sonrasında hızlıca merdivenlere yöneldi. Duymayacağını bilerek kendimce cevap verdim.

"Görüşürüz, Hermione."

Ve tüm gece boyunca kalbimin hızlı atışını durduramadım.

ϟ

Evett, kadehten Harry çıkmadı, kitap Dramione üzerine kurulu olduğu için fazla şey katıp karıştırmak istemiyorum

Bu hikâye nereye gidiyor acaba

Umarım mahvetmiyorumdur, görüşlerinizi bildirin lütfeenn

Dramione için bir kalp. ♥️

Öpüldünüz! ♥

where's my love? | dramioneحيث تعيش القصص. اكتشف الآن