ϟ 12 ϟ

4.2K 345 119
                                    

ϟ

"why can't i kiss you on the dance floor?
i wish that it could be like that
why can't we be like that? cause i'm yours..."

ϟ

Cesaretimi toplamaya çalışıyorum. Yakında yapacağım şey için büyük bir cesaret gerekiyor.

İki hafta sonra, okulun Üç Büyücü Turnuvası için düzenlediği bir balo var. Her ne kadar fazlasıyla kararsız olsam da, Hermione'yi baloya davet etmek istiyordum. Hogsmade'de geçirdiğimiz zamandan sonra içimde bir şeyler vardı. Onu uzun zamandır seviyordum, ama şimdi daha iyi anlıyorum ki bu sevgiden ve aşktan da öte bir duygu.

Onun yanında olmak huzurlu hissettiriyor ama sadece arkadaş olmamız sürekli beynimde dolanıyor. Günün sonunda yanımdan gideceğini bilmek beni kahrediyor.

Neyse, onu nasıl davet edeceğimi bilmiyorum ama acilen yapmam lazım. Sonuçta o fazlasıyla güzel biri, birileri çoktan davet etmiş bile olabilir. Umarım şansım yaver gider.

Elimdeki kalemi bırakarak her zamanki gibi deftere kilit büyüsü yaptım. İlk derse girmeyip, biraz kafa dinlemek istemiştim. Aslında, bugün Hermione'yi baloya davet etmek için çalışmalar yapmayı planlıyordum. Ama bunun yerine deftere yazmıştım yine. Gerçekleri ve duygularımı bilen tek şey buydu. Bir kişi değil, bir defter...

Defteri alıp her zamanki yerine, çekmeceye koydum. "Bunu yapabilirsin, Draco," dedim kendi kendime.

Kendimden emin adımlar atmaya çalışarak Slytherin'in zindanlarından çıktım. Bir sonraki dersi diğer kulede olduğu için köprüden geçecekti. Öğrenciler sınıflardan çıkmaya başlamıştı.

Köprüye yaklaşmıştım, bu sırada onun da Harry ile yürüdüğünü gördüm. Yanında onun olması biraz sorunlu olacaktı ama artık buna katlanamıyordum.

"Hey, Hermione Granger!" diye bağırdım, yürümesi dururken şaşkın bir şekilde köprüden bana baktı. Potter da aynı şekilde bana bakıyordu. Arkamda duran birkaç kişinin de şaşkın bakışlarla baktığını hissedebiliyordum. Sonuçta onlar için Draco Malfoy'un bir bulanığa seslenmesi büyük bir olaydı.

"Malfoy?" dedi Hermione sorar bir şekilde.

Şimdi tam zamanı...

"Benimle birlikte baloya gelir misin?"

Hermione Granger

Sorar bakışlarla "Malfoy?" dedim. Bir an tereddüt eder gibi görünse de, konuşmaya devam etti.

"Benimle birlikte baloya gelir misin?"

Beklemediğim soru karşısında kaşlarımı çattım, aynı şekilde Harry'nin de bir açıklama beklediğine emindim.

İlk başta şaşırmış olsam da şimdi gülümsüyordum. Benim gülümsediğimi görünce, Draco'nun yüzündeki korkulu ifade giderek yerine neşeli bir ifade gelmişti.

Bu sırada defter aklıma geldi.

Tam Draco'ya cevap verecektim ki, Harry araya girdi.

"Bu saçmalık ta neyin nesi?" dedi bana bakarak. Yüzümdeki hafif gülümseme sönerken bir şey dememe fırsat bırakmadan kolumu tuttu ve beni sürükledi. Son bir kez Draco'ya baktığımda yüzündeki ifadenin yine değiştiğini fark etmiştim.

Harry tarafından sürüklenirken kolumu kurtarmaya çalışıyordum. "Artık bırakabilirsin!" dedim sinirli çıkan sesimle.

"Draco Malfoy neden sana çıkma teklifi ediyor? Unuttuysan o bir Slytherin, bir safkan ve seni bulanık olarak görüyor!" Yine o kelimeyi duyduğumda duraksıyorum. Harry de bunu fark ederek söylediklerini beyninde tartıyor. "Özür dilerim, o anlamda demedim. Ben sadece senin iyiliğini düşünüyorum."

Neden gözlerim doluyordu? Pekâlâ, Draco bana karşı bir şeyler hissediyordu. Hatta bu bir şey değil, sevgiydi. Her ne kadar kulağa tuhaf gelse de bu bir gerçekti.

Peki ben ne hissediyordum?

ϟ

Oylar azaldı mı ne? Hayalet okuyucu olmayın, pls.

Dramione için bir kalp. ♥️

Öpüldünüz! ♥️

where's my love? | dramioneWhere stories live. Discover now