19. BÖLÜM

416 81 17
                                    

İnci'nin gizli bölmeden çıkarılışının ardından hem mutluluk hem de buruk bir acı evdekileri sardı. İnci, kendini biraz daha toplamış şekilde, burnundan nefes alıp vererek, oturduğu yerden başında bekleyen Suat, Yağız, Deniz, Dehliz ile biraz daha iyi olan Kemal ve Seda'yla önemsizce bakışları çakışıyordu. Altı çift göz dudakları dikişten kurtarılan kızın acısını düşünmeden, söyleyeceği kelimeleri  bekliyordu.

İnci, çenesi olduğundan daha fazla yere bakacak şekilde durup, bakışlarını da göz bebeklerini ayırır şekilde tutmuştu. Dayak yediği az da olsa işkence gördüğü açıktı. Ama bir tuhaflık vardı. Yedi saat önce aşk içinde nişanlısı Kemal'e kur yapan kadın gitmiş yerine her mimiği yüzünde farklı oynayan biri olarak geri dönmüştü. Bu durum tabi ki evdekilerin dikkatini çekmişti, onun zor saatler geçirdiğini bildikleri için onun tavırlarının üzerinde durmaya gerek yoktu. Kim olsa aynı maske altında farklı bakardı.

"Of bunun konuşacağı yok." Dedi Seda. Sabırsızdı. Kızgındı. Belki de bu hisleri hala ona duyulan öfkesindendi. Ne yaşarsa yaşasın, çok sevdiği adamın kollarında İnci'yi gördüğünü düşündükçe içindeki şeytanın çıkmaması için mücadele veriyordu.

Yaşanmışlıklar zamanı unuttururken, yorgunluktan biraz daha içe çökmüş gözleri duvarda gezdi. Saat 02.40 ı gösteriyordu. Aklında sorular biriktikçe cevap bulamamanın sıkıntısını omuzlarında hissetti.

On dakika sonra İnci'nin bakışları artık tek bir noktaya odaklanmıştı. Yağız'ın yaptığı pansuman ile de konuşması epey uzayacak olduğu için Dehliz boş bakan kadının dinlenmeye ihtiyacı olduğundan, koluna girip yukarı katta ki boş odanın birine kadar ona eşlik etti. Yatağa yatırıp üzerine de ince bir çarşaf örterek, kapıyı yavaşça kapattı.

Kapıları birbirine bakan alt kattaki odaların tam ortasında duran Seda, etrafında bir kere dönüp merdivenden inen Dehliz'le göz göze geldi. Seda kendisine bakan arkadaşının Asi'den hoşlandığının farkındaydı ve şuan onun nerede olduğunu merak ettiği için sevgi ve öfke karışıklığı ile yüzündeki hafif tebessümü hissedebilmişti.

"Sen de uyumalısın. Yorucu bir gündü." Dedi Seda. Dehliz, İki adım atıp zemine değen ayaklarıyla onu kucakladı. Şaşkınlığından ne yapacağını bilemeyen kadın gözünden süzülen tek damlayı, sevgiyle sarılan arkadaşının omzuna bıraktı. Birbirlerine eskisi gibi dostluk aşılayan iki arkadaş engellere rağmen dik yamaçlar gibiydi. Aşağıya bakıp yuvarlanmayı asla düşünmüyorken Dehliz'in dış kapıya dönük yüzü kireç gibi bembeyaz olup, bedenini sarıldığı bedenden çekip bir adım geri gitti. Gördüğü bir şey onu yerinde taş kestirmişti. Bir şeylerin ters gittiğini düşünen Seda şaşkın bakışı ardından arkasını dönüp giriş kapısının boydan boya cam olan penceresinden dışarıya baktı. Gördüğü sadece karanlıktı. Dehliz'e dönüp baktığında hala etkisinde olduğunu görüyordu.

"Biri bizi seyrediyordu orada. Gördüm. Boynunu hafif büküp güldü. Ama gülümseme çok kötüydü." Diyen Dehliz, kendine sarılan Seda'nın güven veren sıcaklığı ile derin bir nefes almıştı. Kapı sürgüleri çekildi. Anahtar sıkışana kadar da kilitlenmişti kapı. Dışarının dışa dönük korkutan rengi de perdenin çekilmesiyle kaybolunca, geriye kalan tek odanın yatağını birlikte paylaşmak üzere yukarı kata çıktılar. Her ikisi de yorgunluktan gözlerini kapatıverdi.

.........

Uzun bacaklarını karnına çekip, iki elini de üst üste gelen bacaklarının arasına almıştı. Evdeki herkes buldukları yere kıvrılıp uyurken o, sessizlik içinde geçmişte bıraktığı Eda'yı düşünüyordu. Ezan sesiyle birlikte bir türlü dalamadığı uykusunu ağzında dolu olan nefesiyle tentürdiyot kokan havaya saldı. Karşı kanepede sırtı kendine dönük Kemal, bedeninde kımıldama olmadan uyuyordu.

Yavaşça yerinden kalkan Suat aydınlanmayı bekleyen yeni günde onları neler bekleyeceğini düşünürken, asıl endişe ettiği durumu aklına getirmeye korkmuştu. Bu yerde daha ne kadar kalmaları gerektiği bir yana gün ışır ışımaz bir yolunu bulup gitmeliydiler...

.........

Deniz ve Yağız yorgunluktan bedenlerini yatağa atarken, birbirlerine duydukları özlemi de zevk içinde bedenlerinden çıkarmıştı. Bu kadar yaşanan kötü olaylar belki de aralarında bir tek iki aşığı fazla etkilemiyordu. Deniz'in tutkuyla baktığı adam çırılçıplak üzerinden yanına düşüverdi. Her ikisi de havanın kasvetli hali birde sevişmenin verdiği yorgunlukla sabahın ilk saatlerinde uykuya daldı.

.........

Seda yanı başında ki Dehliz ile çoktan rüyalara yelken açmıştı bile. Her uykusundan kabusla uyanmayacağını dilerken, sayıklamasıyla birlikte gözlerini açtığında, çığlık çığlığa bağırması bir oldu. Bir yandan kendini yataktan kaldırırken, bir yandan da iki eliyle yatakta kendini savunmasız yakalayan kadına karşı gelmeye çalışıyordu. Kadının elindeki mutfak bıçağı Sedanın boğazını kesmeye yakın Dehliz de bağırınca aşağıdan hızla koşan Suat, İnci'nin elindeki bıçağı zor aldı. İnci sanki içinde başka biri varmış gibi etrafına saldırıyordu. Suat kanlı olan bıçağı onun elinden almaya çalışırken hafif parmağını da kesmişti.  Yataktan kalkıp ne olduğunu anlamayan Seda ve Dehliz Suat'ın iki elini de tuttuğu kadını zor zapt ettiğini gördü.

"Bırak... Bırak... Sizi öldüreceğim... Öldürmem lazım. Yoksa o beni öldürecek..." diye bağıran İnci anlaşılmayan sözlerini sarf ederek bütün gücüyle kurtulmak için de çaba gösteriyordu.


KABUS EVİNDE YEDİ GÜNWhere stories live. Discover now