36. BÖLÜM

304 44 13
                                    

Elleri havada kalacak şekilde ayakları da zincirlenen iki adam ve iki kadın korkuyla olacakları beklerken onların karşısına dikilen maskeli teker teker önlerinde durup yüzlerine baktı. Bakışlarında ki sönmüş hayat enerjisi gözlerinin siyah ferinden anlaşılıyordu. Kimdi bu ve bu insanlardan ne istiyordu. Yıllar önce kumluca köyü sakinlerinin yaptıklarıyla bu genç insanların ne ilgisi olabilirdi. Yoksa sebebi neydi ölümle dans ettirmenin.

Elindeki hançeri kaldırarak yanında bekleyen küçüklerden birine işaret etti. Küçük adamın ikisi oradan ayrılıp arka kısımda ki kafeslerden birinin kapısını gürültüyle açtı.

"Seninle yeni bir anlaşma yapalım ister misin?" Asi kendine dönük maskeli kadının yüzüne, ağzından saçtığı tükürüğü ile cevabını verse de iki küçük adamın yanında getirdikleri kadından sonra fikrinin değişeceğini tahmin etmemişti. Onunla ikinci kez anlaşma yapmak isteyen kadına zincirlerin arasından çırpınıp tepki göstermek istedi. Eli kolu bağlı ailesinin ölmesini izlemek çaresiz bırakıyordu kendini. Başaramayacağını biliyordu. Babasının cansız bedeni tekrar havada asılı tutulurken hemen onun yanına da annesinin bağlanarak boynuna bir ilmek geçirilmesi bütünüyle yıkmıştı.

"İçlerinden birini öldürüp kalbini bana verirsen eğer annene zarar vermelerine izin vermeyeceğim. Kabul etmez isen eğer..." başını havada asılı adama dönerek annesinin sonunun da onun gibi olacağını söylemek istedi.

Tüm olanlara diğerleri de şahit olmuştu. Deniz, Yağız ve İnci dönüp Asi'ye baktı. Asi'nin bunu kabul etmemesinin bir nedeni olamazdı. Bu insanlar sonradan hayatlarına girmişti ve onların sayesinde bu durumdan kurtulmanın yolu belliydi. Sıkışmış hissediyordu kendini. Bunu yapmak istemese de annesinin boynuna geçirilen ilmek her geçen saniye havaya kalktığı için "Tamam" demekten başka çare bulamadı.

"Tercihin kim olursa olsun dediğimi yaptığın anda anneni alıp gideceksin. Bu sefer söz veriyorum. Eğer yapmazsan sonucuna katlanırsın." Saçları toplu bu kadın yüzündeki maske ile kapattığı yüzünden anlaşılmasa da boynuna kadar yanık izleri belli oluyordu.

Asi asılı ellerinin çözülmesiyle tek hamlede birkaç küçük adamı yere sererdi ama ya sonra. Bunu yapmadan önce iki kere düşünmek zorunda kaldı. Sonrası olamazdı. Hem diğerleri hem de annesi en küçük hareketinde ölümle yüz yüze gelirdi.

Karşısında ona bakan maskeli kadın elindeki hançeri birilerini öldürmesi için Asi'ye uzatınca o da terettüpsüzce alıp şansını kimin üzerinde deneyeceğini düşünerek Yağız'dan başlayarak kurbanların gözlerinin içine bakmaya başladı. Her geçen zamanda annesinin boynuna takılı ilmek yukarı çekiliyordu. Onun bu ölüm için bile düşünmeye vakti olmadığını gördü. Fadime kadının dedikleri aklına geldi. Eğer birisini öldürmek mecburiyetinde ise bu savaşı ölümüyle bitirecek olan İnci olmalıydı. Duygusuz ve ruhsuz bir şekilde Asi'nin yüzüne bakan İnci karnına saplanan hançerin kendini öldüreceğini aklına getirmemişti bile. Canının yandığını hissetmesi çok sürmedi. O da tıpkı nişanlısı Kemal'in karnına bıçağı acımasızca saplamıştı. Şimdi onun hissettiği her şeyi etme bulma anını yaşıyordu. Yağız ile Deniz'in bağırması bile bir işe yaramayıp bir defa daha karnına saplanan hançer onun bütün gücünü almaya yetmişti.

"Kalbini sök ve çıkar." Diyen ses odada yankılanınca Asi daha fazlasını yapamayacağını anlayıp, elinde tuttuğu hançeri yere bıraktı. Yerden aldığı hançeri bir küçük adam ellerini kaldırıp incinin göğsünü oyup kalbi titiz bir işçilikle avucunu sokarak çıkardı. Ellerinden damlayan kan ardı sıra gittiği yerde iz bırakırken Deniz boş midesinden safrasını maskeli kadının ayağının ucuna bırakıverdi. Hayli sinirlenmişti kadın bu duruma birde Asi'nin verdiği sözü tutamadığını düşünüp daha da kızınca annesini yavaş yavaş havada sallandırmaya başladı. Asi Buna dayanamazdı artık ne olursa olsun annesinin de ölümünü izleyemezdi. Kendini var gücüyle yukarı çekilen ipi tutmaya çalışsa da yapamadı. Kadın ayaklarını nefessiz kalan bedeninde son kez oynattı.

Maskeli kadın yanında ki iki küçük adama serbest kalan Asi'yi yakalamalarını emretti. Bunun mümkün olmadığını anlayınca oradan uzaklaşmak isteyen kadın kendini yerde buldu. Ayak bileklerinden yakalayan Asi bir yandan üzerine gelen adamlara bir yandan da maskenin ardında saklanan bu kadının kim olduğunu görmek için çabalıyordu. Boşluğuna gelip küçüklerden biri hamle yapınca maskeli kadın ayağa kalktı. Asi onun gidişini izlerken tek görüp düşündüğü açılan saçlarının kırmızı olduğuydu. Kırmızı saçlı kadın derken Fadime kadının aslında İnci'yi değil bu giden kadını kastettiğini anladı. Kötü küçükler burayı basmadan Yağız ve Deniz'in zincirlerini çözüp son kez havada aslı duran anne ve babasına baktı Asi. En büyük acı onundu belki de. Şuan İnciye saplanan her hançer kendi göğsünde hissediliyordu.

30 Dakika sonra

Suat Dehliz'i kuyudan çıkardıktan sonra ilk iş olarak sevdiği kadını kilitli odadan çıkarmak istedi. Odanın kapısı eli değer değmez açıldı. İçeriye girdiğinde duvarlarda asılı fotoğraflara baktı. Tıpkı Seda'nın yaptığı gibi ellerini dikkatlice o fotoğraflarda gezdirdi. Aklından ne geçerse geçsin sadece sevdiği kadın Seda idi. Bu değişmeyecekti. Bildiği gerçekler onu yıldırmamalıydı. Odadan çıkarken aynada yazılan yazının sahibini de bir yandan merak ederek odadan çıkıp ne tarafa gideceğini bilmeden kafeslerin olduğu yere doğru yürümeye başladı. Birilerinin geldiğini fark etti. Arkasına dönüp baktığında saklanacak hiçbir yerin olmadığını gördü zaten o anda karşısında bir çok küçük insan beliriverdi. Onların arkasında duran maskeli bir de kadın vardı. aynaya yazılan notun sahibi olmalıydı.

"Beni bulmak üzeresin" okuduğu yazı beyninde dönmeye başladı. Neden bunu yapıyordu. Neden bu kadar acımasızdı. Neden... Neden... Neden... aklından bu düşünceler geçerken yerinde durup kendini yakalamalarını bekledi. Etrafını sardı küçük adamlar. Ellerini kollarını bağlayacaklarını düşünse de onlar hiçbir şey yapmadan öylece duruyordu.

"Seda iyi mi?" bu söz karşısında sadece gözleri görünen maskenin ardında ki yüzü sinirlendirmeye yeterdi. Ama tahmin ettiği gibi olmadı. O sadece kendine kendi isteği ile teslim olan adama bakıyordu. Yıllarca görmemişti. Kadın, hafif bir el hareketiyle yüzünde ki maskeyi indirdi. Onun yıllar önceki halinden eser yoktu. Celal anlattığında ona inanmak istememişti. Şimdi neden saklandığını neden herkesten kaçıp bu yerde yaşadığını anlıyordu. Eda, bütün yanmış yüz hatlarıyla yıllar önce sevgilisi olan Suat'ın karşısındaydı.Hem de yüzüne bakılamayacak derecede kötü gözüken haliyle...

KABUS EVİNDE YEDİ GÜNWhere stories live. Discover now