"Ne yakışmamış mı?" diye sordu Hoseok. Kaplumbağa'nın ağzında bir şeyler gevelediğini duydu ve yakışmadığını düşündüğünü sanıyordu.
"Hayır hayır çok yakışmış." dedi Hyungwon hala ağzı açık bir şekilde ona bakmayı sürdürüyordu.
"O zaman neden öyle bakıyorsun? Bu arada biraz daha karnımın üzerinde oturursan bağırsaklarım dışarıya çıkacak." dedi Hoseok gülerek.
"Sadece şaşırdım." dedi Hyungwon Hoseok'un üzerinden inip yatakta yanına uzanırken.
"Neden ki?" diye sordu Hoseok merakla.
"Ben dedim diye saçlarını siyaha boyamana şaşırdım." diyerek Hoseok'a baktı.
"Sen dedin diye boyadığımı nerden çıkarıyorsun ki?" diyip güldü Hoseok. "Zaten uzun zamandır boyamayı düşünüyordum. Sen deyince aklıma geldi ve bu gün de zamanım vardı ve boyamaya gittim." dedikten sonra bir kahkaha patlattı Hoseok. Siyah saçıyla gülünce gamzesi sanki daha bir ortaya çıkıyormuş gibi geldi Hyungwon'a.
"Bi hevesim vardı. İçine sıçtın." diyip yatakta başını Hoseok'a çevirerek bir küfür savurdu Hyungwon Hoseok'a. [Media]
"Ne hevesin vardı?" diyerek gülmeye devam etti Hoseok.
"Yok bir şey." deyip yatakta arkasını döndü Hyungwon. O istedi diye yapsaydı daha mutlu olurdu.
"Ben çok açım. Bana yemek hazırlasana çok yoruldum." dedi Hoseok kendini yatakta daha rahat bir pozisyona getirirken.
"Kendin hazırla." dedi Hyungwon tripli bir şekilde.
"Çok yorgunum ama."
"Banane." dedi Hyungwon umursamıyormuş gibi yapıyordu.
"Hazırlamayacak mısın?"
"Hayır."
"Son kararın mı?"
"Evet."
"Neyin tribi bu." dedi Hoseok anlamadığını belli etmek için kaşlarını çattı ama Kaplumbağa'sının arkası dönük olduğu için Hoseok'un yüz ifadesini göremiyordu.
"Yok bir şey."
"Hayır var bir şey." diyerek yatakta ona doğru döndü Hoseok. Hyungwon'un hala arkası dönük olduğu için Hoseok onun yüzünü görmek adına Kaplumbağa'nın omzunun üzerine biraz çıkıp ona baktı.
"Saçlarını benim için boyattın sandım. İyi göt ettin beni." deyip kendi kendine güldü Kaplumbağa.
"Bunun için miydi tribin?" deyip güldü Hoseok. Hyungwon bir şey demedi.
"Aslında sen istedin diye de boyadım." diyerek itiraf etti Hoseok. Aslında sırf o istedi diye boyamıştı. Siyaha boyamak hiç aklında yoktu ama bunu bilmesine gerek yoktu.
"Gönlümü almak için yapıyorsun?" dedi Hyungwon gülerek.
"Başardım mı peki?"
"Sanırım hayır." deyip güldü. Hoseok'un ondan gönlünü alması için biraz çabalamasını istiyordu sadece. Yoksa kırıldığı falan da yoktu Kaplumbağa'nın.
Hoseok, Kaplumbağa'nın omzunun üzerinden sol elini uzatıp diğer elini de altından koyup Kaplumbağa'yı kollarının arasına aldı. Kafasını da onun kafasının üzerine koydu. Kaplumbağa'ya sarılmak cidden çok iyi hissettirmişti Hoseok'a.
Hyungwon Hoseok'un ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Hoseok ona sarılırken kalbi deli gibi atıyordu. Heyecandan bayılacakmış gibi hissediyordu. Midesindeki karıncalanma hissi kusmasını geriyordu.
"Sana sarılırsam tribin geçer mi?"
Hyungwon bir şey demedi. Sesini kaybetmişti yine. Sarılmasından rahatsız değildi ama rahat da değildi. Kalbi böyle atarken nasıl rahat olabilirdi ki? Hoseok'un onun kalbinin sesini duymasını ve tekrar Hoseok'a rezil olmak istemiyordu.
"Ben sana yemek hazırlayayım." deyip kalkmaya çalıştı Kaplumbağa. Hoseok onu öyle bir sarmıştı ki kalamamıştı.
"Vaz geçtim canım yemek yemek istemiyor. Böyle uyusak?" dedi Hoseok yorgun ve yatağın sıcaklığıyla mayışmış sesiyle. Hyungwon hiçbir şey demedi. Hoseok bunu 'evet' olarak algıladı ve Kaplumbağa'yı daha çok sarıp kokusunu içine çekerek uykuya dalmayı bekledi.
***
Gözlerini açınca kendini çok huzurlu hissediyordu Hyungwon. Hoseok'un vücudunun sıcaklığı kendi vücudundaki sıcaklıkla birleşimi Hyungwon'un uyuma isteğini arttırıyordu ama o kadar çok dinlenmiş hissediyordu ki bir gram dahi uykusu yoktu şuanda.
Arasından sarılan Hoseok'a doğru döndü Hyungwon. Şimdi Hoseok'un muhteşem yüz hatlarını yakından çok net bir şekilde görebiliyordu. İçinden inanılmaz yoğun bir şekilde gelen duygu ile sağ elini kaldırıp Hoseok'un yanağına koydu ve pürüzsüz güzellikteki yanağını baş parmağıyla okşamaya başladı. O kadar güzel uyuyordu ki onu öpmek istiyordu. Bu duyguyu içinde ilk defa hissediyordu Hyungwon.
Acaba önceki hayatında da aşık olmuş muydu?
Hyungwon Hoseok'un yüzünü uzunca bir süre inceledikten sonra Hoseok'un ona sarılı olan kollarını açtı ve yatakta biraz doğruldu Hyungwon. Uyumdan önce akşama geliyordu ve hava kararmak üzereydi. Şimdi ise hava tamamen kararmıştı.
"Hoseok-ah~" dedi Hyungwon işaret parmağını Hoseok'un gamzesinin olduğu noktaya bastırırken. Aegyo yaparak uyandırmak Hyungwon'un hoşuna gitmişti.
"Hmm..." diye mırıldandı Hoseok uyku akan sesiyle. Hyungwon onun bu haline güldü ve onu uyandırmak için tekrar "Hoseok-ah~" deyip baş parmağını Hoseok'un gamzesinin üzerinde dolaştırdı.
"Hmm..." Hoseok bir elini yanağına getirdi ve Hyungwon'un uğraştığı bölgeyi kaşıdı.
"Uyan Hoseok-ah canım sıkılıyor~" dedi Hyungwon. Bu sefer elleri Hoseok'un saçlarına gitmişti.
"Böyle tahrik etmeye devam edersen. Ben uyanınca canın sıkılmayacak evet." diye kendi kendine mırıldandı Hoseok. Hyungwon Hoseok'un uykulu sesi yüzünden ne dediğini anlayamamıştı.
"Efendim? Bir şey mi dedin Hoseok-ah~?" dedi Hyungwon hala şirinlikle. Hoseok daha gözlerini açmamıştı bile. Sadece kendi kendine anlamsız bir şeyler mırıldanıyordu.
"Aegyo yapmayı bırak sana hiç yakışmıyor." dedi Hoseok hala gözleri kapalıydı.
"Nerden biliyorsun ki? Daha bir kere bile gözlerini açıp aegyo yapışıma bakmadın." diyerek üzgün bir şekilde Hoseok'un saçlarını karıştırmaya devam etti. O böyle saçlarıyla oynadıkça Hoseok'un daha fazla uykusu geliyordu.
"Çünkü tahmin edebiliyordum ve seni öyle görmek istemiyorum. Sana tatlılık yakışmaz, seksilik yakışır." dedi Hoseok hiç tereddüt etmeden.
"Seksilik mi? Sanırım seksi olabilecek en son insan benim." deyip güldü Hyungwon.
"Öyle deme. Tamam çok elle tutulur bir tarafın yok ama seksi yanların da var yani." diyerek güldü Hoseok. Sonunda gözlerini açıp Kaplumbağa'sına bakmaya tenezzül edebilmişti.
"Dövdün mü sevdin mi anlayamadım." diyerek Hoseok'un gülmesine eşlik etti Kaplumbağa.
"Peki neymiş benim seksi yanlarım. Yani beni hiç seksi gördün de mi böyle konuşuyorsun?" diye sordu merakla Hyungwon. Bu sorunun cevabını cidden çok merak ediyordu.
"Fotoğrafını çektiğim gün ve bu gün eve geldiğimde karşılaştığım çıplak manzara oldukça seksiydi." deyip bir kahkaha patlattı Hoseok. Hoseok da onun gülüşüne güldü.
"Tamam açım ben." dedi Kaplumbağa konuyu değiştirmek amaçlı.
"Bende açım hadi bize yemek hazırla."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Turtle // 2Won
FanfictionKaplumbağa Prens'e dönüşecek olan kişiydi. Küçükken annesinin anlattığı bir masalı hatırladı Hyungwon. Baş kahramanları Kurbağa, Prenses ve Prens olan bir masaldı. Nasıl bir Prenses kurbağayı öpünce Prens'e dönüştüyse, Tavşan da Kaplumbağa'yı öpünce...