18. Bölüm "Casus?"

476 42 31
                                    

Yazar

Işık Ülkesi

Parmaklarını yavaşça hareket ettirdi ve havada süzülen, henüz bir şekle sokmayı başaramadığı su kütlesine baktı uzunca.

"Bunu yapabilirsin."

Gözlerini kırpıştırdı. "Biliyorum." İfadesiz suratıyla bir süre daha olduğu yerde dikildi. Havada duran elini indirdi ve su kütlesi hızla yere çarptı.

"Kafam karışık sadece, biraz düşünmeye ihtiyacım var."

"Düşün öyleyse."

Dudaklarının arasından kaçan kıkırtıya engel olamadı. "Düşünmüş. Dedemi tanımıyormuş gibi davranma. Eğitimimi aksatmama izin verir mi sanıyorsun? Annemin yaptığı şeyden sonra krallığın varisi olarak beni ilan etti ve benim mükemmel olmamı istiyor!" Nefesini hiddetle dışarı üfledi. "Şimdi kes sesini Naomi. Başımın ağrımasına sebep oluyorsun."

Naomi kaşlarını çatarak homurdandı ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Daha fazla bu şımarık prenses hallerine dayanamayacaktı. Normalde böyle olmadığını biliyordu, sonuçta onu 6 yaşından beri tanıyordu. Fakat bazen öyle çıldırtıcı hareketler yapıyordu ki! Naomi'nin onu oracıkta boğası geliyordu.

"Özür dilerim. Sinirimi senden çıkartmamalıydım."

Durdu ve kafasını çevirip arkasına baktı. "Özrünü kabul ediyorum." Sinsice gülümsedi. "Tabi bir şartla!"

Naomi'nin neyden bahsettiğini gayet iyi bilmesine rağmen, "Hm, neymiş o şart?" diye sordu.

"Bu gece beni de yanında götüreceksin, Ayame."

Ayame tek kaşını kaldırıp süzdü karşısındaki kızı. "Buna cesaretin var mı? Yakalanırsak ne olacağını biliyorsun değil mi?"

Naomi kafasını sola eğerek baktı Ayame'ye. "Ah, hadi ama! Sanki her gece saraydan nasıl çıktığını bilmiyormuşum gibi. Benden bir şeyi saklayabileceğini gerçekten düşündün mü? Seni açık bir kitap gibi okuyabiliyorum Ayame."

Sadece gülümsedi Ayame ve içinden söylendi. 'Sadece bilmeni istediklerimi okuyorsun Naomi'.

"O zaman hazır ol, bu gece kaçıyoruz."

___________

Elini soğuk duvara dayadı ve gözlerini kapatarak mırıldanmaya başladı. Birkaç saniye sonra duvarda oluşan ağaç gölgesi dalgalanıp daha da koyu bir hal aldı. Elini çekti ve bir adım geriye gitti.

"İşte. Şimdi geçebilirsin."

Naomi derin bir nefes aldı ve kararlı gözlerle Ayame'ye baktı. Arkadaşı ona güven verici bir gülümsemeyle bakıyordu.

Bakışlarını Ayame'den ayırdı ve bu sefer de duvara baktı. Her gece Ayame'nin nasıl kaçtığını, duvardan geçip saraydan ayrıldığını izliyordu. Bunu o da yapabilirdi. Yapabilirdi, değil mi?

Derin bir nefes alıp yürüdü ve birkaç adım sonra duvarın içindeydi. Duvarla bir bütün olmuş gibi hissediyordu. Taşların soğukluğu ürpermesine neden oldu ve hızlı hızlı yürüyerek duvarın içinden çıktı. Artık sarayın dışındaydı ve orman tam karşısında duruyordu.

Bir saniye sonra Ayame de yanındaydı.

"Hadi gidelim, görmeni istediğim bir şey var."

Önden yürüyen Ayame'nin kolundan tutarak durdurdu Naomi. Gülümseyerek arkadaşının meraklı yüzüne baktı.

"Yürümemize gerek yok."

Şimdi ikisi de gülümsüyordu. Ayame elini havada salladı ve "Önden buyur." diyerek kenara çekildi.

Efsaneler Hep İyi Olmazlar (Düzenleniyor) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin