"KAFES"

1.1K 272 66
                                    


Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli.

Keyifli okumalar.♥

Multi: "Vega. Delinin Yıldızı."

9.Bölüm: "Kafes."

"Nefret kelimesi ağzınızdan çıkarken dikkat edin. Zira nefret kelimesi ağır bir yüktür, yüreksiz olanlara söylenmez".

Nefes nefeseyken, boğazıma dayanmış olan bıçağa boyun eğmiştim. Her aldığım nefes, dışarıya acı olarak çıkıyordu. Acılar durağın da durmuştu hayatım. Bu nasıl bir kaderdi böyle? Hiç mutlu olamayacak mıydım sahiden?

Korku, iliklerime kadar baş gösterdiğin de, ellerimi boğazıma sarılı ellerin üzerine koydum.

"Kimsin sen? Ne istiyorsun benden?" Soluksuz bir şekil de sorduğum soruya karşılık, histerik bir gülüş gönderdi bana.

"Senden bir şey istemiyorum. Şurada ki komidini görüyor musun? Onun üzerine bir kağıt bıraktım. Onu al ve ne olursa olsun Kutay'a gösterme. Eğer burada olanları ona belli edersen, bu senin sonun olur." Dedi. Göğsüm hiddetle inip kalkarken, parmak boğumlarımı bıçağın ucuna koydum.

"Çek şunu boğazımdan." Diye tısladım. Yavaşça çekti boğazımda ki bıçağı, sonra ayağa kalkmama yardımcı oldu.

"Şimdi, buraya hangi amaçla geldiysen, amacına ulaş ve kapının önüne çık. Dediğim gibi, sakın Kutay'a bir şey belli etme. Bu, senin zararına olur. Kutay'ın odasına gideceksin, ona ev de biri olduğunu söyleyeceksin. Ben de bu sıra da kapının dışına çıkmış olacağım. Kutay buraya boşu boşuna gelmemiştir. Belgeleri almak için geldiğine eminim. Ben ona gözükeceğim, o benim peşimden gelirken, sen de odasına girip belgeleri alacaksın." Adeta fısıltıyla konuşuyordu. Sanki, her an biri gelip bizi duyacakmış gibi.

"Pekala." Diyerek hemen arkamı döndüm ve duvar kenarında ki valizi alıp hızlı hızlı eşyaları içine doldurmaya başladım. Oda karanlıktı, karşımda ki sulieti seçemiyordum. Tek görebildiğim simsiyah giyinmişti, ve bir de elin de eldivenleri vardı. Komidinin üzerin de duran kağıdı alıp cebime sıkıştırdım. Yüzünü göremediğim adama döndüm.

"Kimsin sen? Neden bana yardım etmeye çalışıyorsun?" Diye sordum. Adam elleriyle başını ovaladı.

"Ne kadar çok konuşuyorsun. Çabuk ol ve dediğimi yap, fazla zamanımız yok. Hadi, çık odadan." Diye tısladı.

Sinirle konuşmaya başladım. "Sen neden almıyorsun belgeleri? Neden beni kullanıyorsun?" Söylediğim cümleyle avucunu başına vurdu.

"Masal hanım, yıldırım bey böyle istedi. Lütfen dediğimi yapın." Sakin şekil de söylemişti bu cümleleri.

"Peki o not neyin nesi?" Adam, bir adım geriye kaydı.

"O notun kimden olduğunu ben de bilmiyorum Masal hanım. Yıldırım bey, size vermemi söyledi o kadar." Ne diyeceğimi şaşırmıştım. Düşüncelerime yön vererek adamı onayladım.

Hemen kendimi odadan dışarıya atarak, Çaprazım da duran odaya yöneldim. Kapıdan içeriye doğru baktığım da, Kutay kasanın önün de durmuş, elinde ki sarı zarfa bakıyordu. Kalbimin hızlı atışına mani olamazken, korkak adımlarımı odaya doğru yönelttim.

Bitiyordu işte, tek yapmam gereken, Kutay'ı bu evden çıkarmaktı. "Kutay." Diye seslendim, biraz endişe, biraz korku dolu bir sesle. Elinde ki zarfı sıkı sıkıya tutmuştu. Hemen bana doğru çevirdi kafasını. Nasıl da tapılası bir adamdı. " ev de biri var, salon da. Ne yapacağız?" Dedim. Yüzün de daha önce hiç görmediğim bir ifade oluştu.

GEÇMİŞİMLE YARGILAMA.Where stories live. Discover now