"Çocuklar hadi kalkıın!!" Jin annem 38. kez bağırırken ayaklarımı sürerek salona geldim. Koltukta kıvrılıp uyuyan Yoongi'ye yandan bakış attım. Tek kelime ile, kusursuz.
"Hey Namjoon! Sende seslen şunlara yumurtaları soğuyacak." Namjoon hyung sadece göz devirmişti.
Kendimi krem renginin koyu rengine sahip, bir o kadar da yumuşacık olan koltuğa saldım kendimi.
"Taehyung! Kaç kere dedim sana koltuklara öyle salma kendini diye!?" mutfaktan salona bağıran Jin hyung nasıl oldu da beni görebildi?
Koltuğa oturmamla beraber geçen akşam Yoongi'nin kıçıma uçan tekme attığı yer sızlamaya başladı. Acı ile ağzımdan çıkan ses yüzünden Yoongi homurdandı.
"Günaydın sevgilim~" uykulu sesi ile kurduğu cümle beni gülümsetmişti.
"Günaydın sevgilim."
Odadan sürünerek çıkan Jungkook öğürme sesleri çıkararak, "Öğğk aşk böcekleri!" diyerek sürünmeye devam etti.
"Jin hyung, yerleri silmemize gerek kalmadı Jungkook yerde sürünüyor." ve işte kas çocuk Jimin salona girdi.
"Jungkook yerden kalk!"
Her şeye yetişebiliyordu evin annesi Jin hyung.
Herkes masanın etrafında toplaşırken Namjoon hyung, "Hoseok nerde?" dedi etrafına bakarken.
Gerçekten nerde?
Jimin gülerek gözlerinin yok olmasını sağlamış aynı zamanda konuşmaya başlamıştı, "Heksufkdksk dün acılı çiğ köfte yedi şimdi tuvalette."
Jimin gülmekten yerlere yatarken Hoseok hyung kıçı tutarak geldi. "O sonuncuyu yemicektim."
"Hadi başlayın ya soğudu zaten soğuyacağı kadar." Jin hyung yaptığı güzel görünümlü yemekleri gösterek konuşmuştu.
Güzel kahvaltımızı yaptıktan sonra herkes kendi köşesine çekilmiş bir şeylerle uğraşıyordu.
Yoongi hariç.
Yine koltuğa sinmiş, götünü devirerek uyumaya başlamıştı. Bu güzel popoyu geri çevirmek olmaz diyerekten Allah ne verdiyse yapıştırdım, karpuz götlü Yoongi'ye.
"ULAAAN KIÇIM YANDII ŞEREFSİZ TAE!"
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
