BÖLÜM 8

1.3K 84 34
                                    

***NAMJİN***

Namjoon'la aramızı sonunda düzeltmiştik ve şimdi hiç olmadığım kadar mutluydum. Bunu Namjoon'a borçlu olmam mümkün mü ya da kalbime... sıcak çayı dudaklarıma götürüp sabahı ve boş zamanımı dışarıyı izleyerek değerlenditiyordum.

Eğer özel bir hastanede çalışıyorsanız hem ameliyat yapabilirsiniz hem de odanızda hastalarınıza bakabilirdiniz ki biz Yoongi'le böyle bir hastanedeydik. Cebim titremeye başladığıında önlüğün cebinden telefonumu çıkartıp arayana baktım. arayan başımın belasıydı gülümsedim.

'' Kiraz dudaklııııı!!'' her telefonu açışımda bana böyle seslenmesi hoşuma gidiyordu.

'' aradığınız kişi şimdi bir başkası ile görüşüyor lütfen daha sonra tekrar deneyiniz''

'' NEEE!!!!!'' hızla açılan kapı ile pencereden bakmayı kesip arkama baktım. Namjoon ateş saçarak bana bakarken gülümsedim. onu kızdırmak neden bu kadar hoşuma gidiyordu ki zaten.

'' kiminle görüşüyordun sen ''

'' Sana da merhaba Namjoon'' kapıyı son hızla örtüp yanıma gelirken telefonu kapatıp geri cebime koydum '' kiminle görüşüyordun dedim'' yanıma sinirli bakışlarıyla gelirken şakamı anlamadığını anlamam uzun sürmemişti.

'' hmmm... bir bakalım uzun boylu bronz tenli ergem liseli ve beni hep kıskanan birisi''

'' kim bu '' göz devirdim, ondan bahsettiğimi nasıl olurda anlamazdı '' gerçekten soruyormusun ah vazgeçiyorum sana davranmayacağım'' 

'' tamam tamam sadece şaka yaptım. O kişi tabikide bendim ve benden başkası da olamaz zaten'' gülmeye başlarken gülümsedim. Bana biraz daha yaklaşıp elini belime yerleştirirken onu süzdüm, işte yine başlıyorduk. Yüzünü boynuma yerleştirip koklarken titredim. Ne kadar beni ulu orta yerde taciz etmesini istemesem de bana dokunuşunu seviyordum.

'' mmmm... çok güzel kokuyorsun kiraz dudaklı''

'' yalan söyleme ''

'' benim ne  zaman yalan söylediğimi gördün ki'' geri çekilip bana bakarken ellerimi göğsüne yerleştirdim. Evet bana hiç yalan söylememişti ve her dediğini de yapıyordu, keşke az da olsa sözünü tutmasa. Ne zaman sözünü tutsa başım belayla kanka oluyordu.

'' şaka yapıyorum ve lütfen şu ulu orta sarkmalarına artık bir son ver'' belimdeki ellerini kalçama indirip sıkarken dudaklarını ısırmıştı. Azgınca gülümsemesi devam ederken göğsünden itip ondan uzaklaştım.

Beni belimden tutup arkamdan sarılırken kollarından kurtulmaya çalıştım ama buna izin vermemişti. Belimden sıkı tutup kendisine iyice çekerken sabah da olsa içeriye birisinin girmesini ve bizi bu halde görmelerini istemiyordum. Kollardan kurtulmak için debelenirken kapı hızla açılmıştı.

Hemşire bize şaşkın gözlerle bakarken ona gözlerimi büyüterek baktım aferin sana şom ağızlı Seokjin.

'' Kuzen Namjoon beni hemen bırakmazsan sana harçlık falan yok ''  Namjoon beni bırakırken üzerimi düzeltip hemşireye baktım. '' evet ne var ne istemiştin '' 

Hemşire kendine gelmek için biraz beklerken Namjoon'a lanetler okudum. Ya başkası girmiş ve bizi o halde görmüş olsaydı kesinlikle bu hastaneden atılırdım.

'' ah... şey bugün gireceğiniz ameliyatlar için hasta dosyalarını getirmiştim'' Yavaşça yanıma yaklaşıp dosyayı bana uzatırken birden durmuştu. '' şey, şu hasta için ameliyattan sonra kullanacağı ilaçlardan birkaçı eksik onun yerine başka ilaçlar kullanacak mıyız? ''

AŞKIN BÖYLESİ  (BTS ver.)Where stories live. Discover now