9) BEBEK

366 148 278
                                    

İYİ OKUMALAR

Anlamsızlık bilinmeyen bir yolculuktu. Bilinmeyen kısmı neresidir peki? Sonu mu, yoksa başlangıcı mı? Hangisi olduğunu daima insan karar verir. Tıpkı Lavinya ve Araf'ın bu anlamsız yolculuğun bilinmeyen kısmını hem başlangıcı hem sonu olarak belirledikleri gibi.

Lavinya daha fazla aralarındaki bu sessizliğe dayanamayıp eline zarfı aldı ve konuşmaya başladı.

"Bu sefer ben açmak istiyorum." Araf olur der gibi gözlerini ağırca yumup açtı. Lavinya onayı alınca zarfı açıp içerisine baktı. Daha önce gelen zarftaki gibi iki resim bir de kağıt vardı. Lavinya bu sefer de önce resimlerden birisini eline aldı. Resme baktığında şaşkınlık içerisinde donup kalmıştı. Her şey olabilirdi zarfta Erdem'in ölmüş resmi bile ama bu çok anlamsızdı.

"Bu da ne demek?" Araf gözlerini kimliklerden ayırarak Lavinya ya baktı. Ellerinde bir resim vardı ve kaşları çatıktı.

"Ne oldu?"

"Bu resim çok saçma ne anlamı var ki bunun?" Araf yerinden kalkarak Lavinya'nın oturduğu koltuğun başlık kısmına oturdu. Resme eğilip baktığında oda aynı şekilde şaşırmıştı. Bir bebeğin resmini neden göndermişti ki bu katil?

"Bebeğin üzerindeki bıçağa bak Lavinya. Bunun kesinlikle bir anlamı olmalı." Lavinya bir an için bıçağa odaklandığında aslında resimdeki iticiliği yeni fark etmişti.

Resim tıpkı babasının kanlar içinde olduğu resmi gönderdiği gibi eskiydi. Bir bebek pembeler içinde beşikte uyuyordu ve üzerinde kırmızı saplı bıçak vardı. Lavinya resmi daha fazla incelemeye başladı sanki bu yeri hatırlıyordu ama aklına bir türlü tam olarak gelmiyordu nereden hatırladığı.

"Diğer resme bakalım mı?" Lavinya, Araf'ın sesiyle elindeki resme bakmayı kesip Araf'a döndü. Şuanda birbirlerine çok fazla yakınlardı. Lavinya bunu göz ardı etmeye çalışarak konuştu.

"Resmi hatırlıyor gibiyim ama tam olarak hatırlayamıyorum. Of ne saçmalıyorum." diyerek tekrar önüne döndü ve resmi masanın üstüne bıraktı. Zarfın içindeki öteki resmi de çıkarttığında tıpkı az önceki gibi içinde hıçkırıklar birikmeye başladı. Bu Erdemdi.

Lavinya az önce bunu tahmin etmişti ama yine de bu görüntü midesini bulandırmaya ve arkadaşı için üzülmesine engel olamıyordu. Araf, genç kızın kötü olduğunu hissederek elinden resmi aldı. Oturduğu küçük yerden kalkarak ayakta resme bakmaya başladı.

Erdem'i az çok tanıyordu onun babasın da kendisi gibi bulaşmadığı iş kalmamıştı. Erdem bir yatakta iç çamaşırı dışında çıplak bir şekildeydi. Gözleri açık kahverengileri dışarıya doğru çıkmıştı. Yatak tamamen kıp kırmızıydı ve tuhaf olan iki şey daha vardı. Birisi tıpkı Nihal gibi karnının üzerinde kabarmış ve morarmaya yüz tutmuş Vahşet yazısıydı ötekisi ise sağ kolunun olmamasıydı.

Araf daha dikkatlice kolunun olduğu kısma baktı ama kolu olması gereken kısımda koca bir boşluğun içinde kan vardı. Lavinya da bu sürede kendisini toparlamaya çalışıyordu.

"Erdem'in üzerinde de Vahşet yazısı dağlanmış." Evet, en mantıklı cümle buydu şuanda Araf için.

Lavinya, Araf'a baktı ve ardından tekrar zarfa döndü. Az önceki görüntüyü unutmak adını zarftaki kağıdı çıkarttı ve sesli bir şekilde okumaya başladı.

"ACIYI HİSSEDİYOR MUSUN? ÖLÜMÜN ÇİÇEĞİSİN SEN, NASIL HİSSETMEYEBİLİRSİN Kİ? ÇEVRENDEKİ HERKESE ÖLÜMÜNÜ BULAŞTIRAN BİR ÇİÇEK. TIPKI EFSANEDEKİ GİBİ ZAVALLI BİR ÇİÇEK.

VAHŞET / GÖLGEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin