8-

9.4K 305 20
                                    

********

''Gökyüzüne ve kuşlara bak baba. Ne kadar da sonsuz ve özgür bir biçimde!''

''Senin gözlerin kadar özgür olamazlar prensesim..''

''Oraya çıkmak mümkün baba?''

''Evet güzelim,mümkün..''

  Omuzlarına aldı beni babam.Kollarımı açtım.Şimdiden sarı saçlarımın kahverengine dönmeye yüz tutmuş tellerim teker teker sert esen rüzgarla havalandı. Mutluluktan attığım çocuksu çığlıklarım babamın gülüşlerine karışırken parmaklarım yumuşak saçlarına tutundu.

 Sonra,ayak parmaklarımın arasına kumlar doldu,küçük bir dalga bileklerime kadar uzandı ve kumların arasından bir deniz yıldızı göründü.

Babamın elini bırakmadan eğildim ve onu aldım. Küçüktü.Bembeyaz öyle güzeldi ki onu havaya kaldırp güneşe doğru tuttum.

Bu doğanın eşsiz cennetlerinden birisi olmalıydı.

Yaşımın küçük olmasına rağmen babam hep güçlü bir kız olduğumu söylerdi. Ve büyüyünce bunun hep devam edeceğini..

Sahiden şimdi öyle miydim?

Tembelliğin tarihini yazmış olduğum uyuşuk hareketlerim sabahtan beri devam ederken kaç bardak içtiğimi bilmediğim kahve bardağımın bitmiş olduğunu gördüğümde camın kenarından sağanak yağmuru izlemeyi bırakıp mutfağa geçtim. Selin,sabah erkenden gitmiş ve bana bir not bırakıp buz dolabının kapağına asmıştı. Onu hala daha almadığımı fark ederek mıknatıslı süsün arasına tutturduğu kağıdı alıp buruşturarak çöpe attım. Sabahtan dersim yoktu ve rahat hareket etmemin bir sebebi de buydu.Normalde çok seri ve aceleci davranan bir kızdım.

 Dünden kalan cips paketlerini,boşalmış kola tenekelerini ve tabakları alıp mutfağa götürdüm. Elimde açık mavi bir bezle yeniden salona girdiğimde üzerlerine dökülmüş mısırları ve çiğdem kabuklarını tek seferde temizlemiş bir güzel yağlı masayı temizleyerek eski haline çevirmiştim.

 Mümkün olduğunca elimden her iş gelirdi.Sadece biraz yemek yapmakta zorlanıyordum ama yine de karnımı doyuracak kadar yapabiliyordum bir şeyler.

Boş kalan zamanımı evi derleyip toplamakla geçtiğinde saatimin çoktan geldiğini anlayıp odama geçerek üstümü değiştirdim. Her zamanki gibi siyah bir gömlek ve siyah kumaş pantolon giyerek seçimimi yapmışken siyah fiyonklu babetlerimle bu günkü kombinimi tamamlamış bulunmaktaydım.

Belime ince bir kemer takmış,gömleğimin eteklerini de kumaş pantolonumun içine sokmuşken saçlarımı da gevşek bir örgü yaptıktan sonra üzerime siyah bir hırka geçirmiştim.

 Kitaplarımı elime çantamı da sağ omzuma asarak anahtarlarımı aldığım gibi evden çıkmıştım.

Bu gün onu görebilecek miydim?

Ya da bir anda karşıma çıkarda kendimi bir anda bahsettiği oda da bulursam? Aklımdan hiç çıkmamıştı.Onu ne zaman görsem 9 kişiyi aynı anda tek başına dövecek güce sahip olduğunu düşünürdüm. 

Sürekli bunu kendine hatırlatmayı kes Eslem.Tamam ruhsal bir rahatsızlığı olabilir ama sonuçta o da senin benim gibi bir insan.Hani insan yemiyor sonuçta.

İç sesimi ilk defa haklı bulurken pes ettim.
Böyle düşünmek ne bana yarar ne de ona.

Bir kaç dakika yürümemin ardından okula giriş yaptığımda,çantamdan çıkardığım bir kaç evrağı Şükran hanıma teslim etmek üzere merdivenlere yol almışken bir an önce derslere girmekti amacım.Bu günün de çabucak bitmesini dört gözle bekliyor gibiydim.

YASAK Where stories live. Discover now