Anette'den Saklanan Günah

1.5K 78 2
                                    

Hartmut eve doğru düşünceli adımlarla yaklaştı.

Belki de ailesi karşı çıkar, o da bu işten vazgeçerdi.

Bir yanı Şeytan'dan kaçmak, uzaklaşmak istiyordu.

Şeytandan uzak durmak gerekirdi.

Ona bu öğretilmişti.

Ama hâlâ Şeytan'ın söylediği söz kulaklarındaydı :

"Ben her insanın içindeyim. "

Ayrıca Şeytan'ın görüntüsü çok hoşuna gitmişti.

Herhangi bir nedeni yoktu ama ona baktığı her an kendini tamamlanmış hissediyordu.

Her günahın sebebi olan mükemmellik hissi.

Ailesine söyleyecekti ;

İki kişi hariç.

Biri kızı Inga'ydı, onun hassas yapısını (Daha 15 yaşındaydı ama 12 yaş saflığındaydı. Annesi ona hep bebek gibi davranmıştı.) bozmak istemiyordu.

Diğeri ise çok sevdiği karısıydı.

Adı Anette'ydi.

Hartmut'un tam tersiydi ama birbirlerini ying ve yang gibi tamamlıyorlardı.

Geçen yıllara rağmen güzelliğini korumuştu.

Her pazar kiliseye gider, ayinlere katılırdı.

Tüm din adamları onu küçüklüğünden beri tanır, kendi kızları gibi korurdu.

Taa ki Hartmut'a kapılana dek.

Hartmut'un olduğu yerde bela eksik olmazdı.

Ama aşık olmuştu bir kere.

Gençlik zamanlarında bu yüzden Anette'nin ailesi onlarca defa eve hapsetmişlerdi onu.

Oysa Hartmut için evden, ailesi ve arkadaşlarından kaçıp Hartmut'a sığınmıştı.

Çocukluktan beri hayal ettiği düğün,

Beyaz kabarık gelinlik,

Tüm hepsini geride bırakmıştı.

Hartmut onu hâlâ kiliseden vazgeçirememişti.

Ona Şeytan'la işbirliği yaptığını söylerse, kesinlikle evi terk ederdi.

--

Ailesi para sıkıntısında olduğu için bu teklifi kabul ettiler.

Kan olayını hiç umursamıyorlardı.

Gözlerini hırs bürümüştü.

Aynı Şeytan'ın istediği gibi.

Hiç yarını düşünmüyorlar, hep bugünde yaşıyorlardı.

Şeytan ise onların bu mutlu halini gördü ve çarpık bir sırıtışla :

"Kelebek yakalamak için bile ağa ihtiyaç var ama insanlar ne kadar saflar.

Onların bu hali beni her zaman eğlendirir." diye düşündü.

*

Hartmut saat 12'de ilk buluştukları yere doğru ilerledi.

Şeytan orada oturmuş, küçük bıçaklarla oynuyordu.

Onun kendisini fark etmediğini sandı ve iyice yaklaştı.

"Geleceğini biliyordum."

"Gelmek zorundaydım. Sonuçta yapılması gereken bir anlaşma var ve benim kadar soylu biri böyle bir görevden kaçmaz."

Şeytan sırıttı.

Şu insanlar ne kadar kibirli. Hepsinin aynı çamurdan geldiğini bilmesem onlara küçük tanrılar derdim diye düşündü.

"O zaman anlaşmamızın şerefine şu bıçağı tenine sürt bakalım"

Bıçağın sert metali bileğine değdiği an kan boşalmaya başladı.

Hartmut içindeki bu tarifi imkansız zevk dalgası yayılırken, Şeytan'ın gözlerindeki mavi belirginleşti, yanında getirdiği kadehe doldurmaya başladı.

Kadeh tamamen dolduğunda, parmağını yaraya değdirdi ve sadece küçük bir iz kaldı.

Ama sanki Hartmut bu ritüelin bitmesini hiç istemiyordu.

"Sadece bu kadar mı? Bu işten karlı çıkacağım." diye geçirdi içinden.

Zevkten uyuşmuş olan Şeytan, birden kendi hakkında konuşmaya başladı.

Hartmut'sa merakla dinliyordu.

"Benim dedem de sizin gibi gerçek bir insandı. Yani dörtte bir insan sayılırım. Hatta bana bir isim bile koymuş. 'A' ile başlıyordu sanırım. Biraz daha güçlenince hatırlarım. Bu kadar güçsüzleşmeden önce bir sevgilim bile vardı."

"Sevgili mi? İnsan mıydı?"

"Yarı insan. Sapsarı saçlarını insan babasından almıştı. Onu özledim galiba."

Demek ki Şeytan'ın da duyguları vardı. Dörtte bir oranında.

Aklına Anette geldi. Onu özlemişti.

"Kendine iyi bak Bay .... A. Bundan sonra çok görüşeceğiz."

"Hmm...Galiba hatırlıyorum. Aidan. Adım Aidan'dı. İstersen böyle seslenebilirsin. Benimle görüşmek istediğindeyse zaten yanında olacağım." diyerek gözden kayboldu.

Kesinlikle hata yapmadın Hartmut. Bu en doğrusu. Herkes iyi olamaz. Bu senin kaderin.

İçindeki ses vicdan azabını bastırıyordu. Elinde sadece bir kadeh kalmıştı. Eve doğru yürürken bundan sonra her şeyin değişeceğini anlamıştı. O artık Aidan'ın takımındaydı.

**

Aidan : Andy Biersack.

Mazoşist ve Şeytan. ×Where stories live. Discover now