2-) Yağızcan

16.1K 735 212
                                    

Gözlerimi yavaşça açtım ve ışığa alışabilmek adına birkaç kez kırpıştırdım kirpiklerimi. Odayı yavaş yavaş incelerken nerede olduğumu düşündüm. Kolunda bir serum vardı, kan takviye ediliyordu anlaşılan lakin serum bitmişti. Burası hastaneye benzemiyordu. Neredeydim ben böyle?

Yavaşça kolumdaki serumu çıkarıp ayağa kalktım. Sanırım kan içmediğim için bayılmış olmalıyım ama artık susuz değildim. Kolumun olduğu bölgede bandaj vardı. Ah, doğru ya vurulmuştum. Ama o yara çoktan iyileşmiştir. Kapının aralanmasıyla dikkatimi kapıya verdim. Bir çocuk bana öylece bakıyordu. Yanıma geldi.

"Şey kimşin(sen kimsin)?" diye sordu. Tebessüm ederek çocuğu cevapladım.

"Bana İzel diye bilirsin." Dedim yumuşak bir tonda ve dizerimin üstüne oturup onunla aynı boya gelmeye çalıştım. Normalde çocukları pek sevmezdim ancak bu, çok sevimliydi. Masmavi gözleri, sapsarı saçları tombul yanakları zayıf narin bedeni...

"Peki sen kimsin bakalım?" Çocuk tam ağzını açıp konuşacakken gür bir ses onu durdurdu.

"Seni ilgilendirmez, gel buraya." dedi ve çocuğun elini tutup çekiştirdi. Bu da kimdi böyle? Beni kurtaran mı yoksa öldürmeye çalışan kişi mi? Öldürmeye çalışan kişi olasılığı düşük, yoksa neden kurtarsın?  Onlar gözden kaybolurken aklımdaki düşüncelerden sıyrıldım. Etrafı incelediğimde, oda gayet geniş ,siyah ve grinin hakim olduğu tonlarla dekor edilmiş ti. Oldukça hoş bir görüntü. Odaya giren kişiyle gözlerimi kapıya çevirdim ve hızla yerimde dikeldim.

"Demek adın İzel. Dün geceki kızla ne gibi bir ilgin vardı?" dedi sert bir sesle. Kaşlarımı çattım. Demek o sendin, önce öldür sonra kurtar! 

Sen ölümsüzsün ne öldürmesi?

kes sesini iç ses!

"Yardıma muhtaç birisi için bir ilgimin olması şart mıydı?" dedim meydan okurcasına tıslayarak. Yalan, o kızın kanının son damlasına kadar içmek isterdim. Adamın yüzü kasılırken tekrar soru yönettim ona.

"O kızı sen yaraladın, değil mi?" dedim sert bir sesle. Sonuçta dün onun elindeydi o silah.

Ebemin değil ya?

diyen iç sesime göz devirdim.

"Neye göz deviriyorsun?" diye sordu kaşlarını çatıp.

"Seni ilgilendirmez." dediğimde kolumu tuttu ve odadan çıkarken o çocuğu yeniden gördüm. Çocuk hızla yanımaza koşup genç adamın kolunu tuttu.

"Api duy, o tıjı da diyeyyeyi gibi öydüyme.(abi dur, o kızı da diğerleri gibi öldürme.)" dedi gözleri dolarken. Demek abisi. Genç adam ona dönerek yüzünü yumuşattı ve onun boyuna geldi. Tabi bu esnada kolumu bırakmıştı.

"Bunu da nereden çıkardın?" diye sordu yumuşak bir sesle.

"Çüytü göydüm şeyi.(Çünkü gördüm seni)" dediğinde genç adam afalladı.

"Ben sana odandan çıkmamanı söylemiştim Yağızcan. Ayrıca bu kadının diğerlerinden bir farkı yok." dedi. Ses tonu kızgın çıkıyordu. Yağızcan'ın gözünden bir yaş akarken konuştu.

"Vay, oyu ayyeme benjetiyoyum.( Var, onu anneme benzetiyorum.)" dedi alt dudağını sarkıtarak. Ya ben bunu yerim!

"Şştt. Tamam, onu öldürmeyeceğim." dedi yumuşak bir sesle ve sarıldı. Sanki istese öldürebilecek! Yağızcan yavaştan sakinleşirken ayrıldı ondan. Yanıma geldi ve kafasını kaldırıp omuzumdaki kurumuş kana baktı bir süre. Yeniden abisine döndü.

"Biyaha oya vuyma.(Bir daha ona vurma.)" Dedi sert bir edayla. Çok tatlı lan bu! Senin kanını sömürürüm çocuk!

"Şimdilik odana geç bakalım Yağız. Ablayla ufak bir konuşma yapacağım." dediğinde yeniden konuştu Yağızcan.

"Şoyya beyim yayıma geyebiyiy mi api?(Sonra benim yanıma gelebilir mi abi?)" diye sordu alt dudağını sarkıtarak. Ya yerim! Genç adam bir iç çekip konuştu.

"Tamam, sen şimdi odana geç. Konuşmamız bitince getiririm." dedi yumuşak bir sesle. Yağızcan'ın dudaklarına bir tebessüm yerleşince bende gülümseyiverdim. O odasına geçerken genç adam bana öfkeyle döndü. Yüzümdeki gülümsemede bunun eşliğiyle hızla söndü.

"Bir daha bana karşı umursamaz tavırlarda bulunursan seni elimden kimse alamaz. Hele ki kardeşimin yanında ona zarar verirsen seni gebertirim! Dün olan her şeyi unut, yoksa seni elimden Yağızcan bile kurtaramaz." Dedi buz gibi bir sesle.

"Ben çocuklara zarar verebilecek kadar insanlığımı kaybetmedim. Senin davan benim umrumda bile değil. Bunu kafana sok!" dedim öfkeyle. İnsan kısmına vurgu yapmıştım ama biliyordum ki ben insan değildim! Kolumu tuttu ve sinirle sıkmaya başladı. Şuan insan olsaydım o kol çoktan morarmıştı. Ben ruhsuzca adama bakarken o hala kolumu sıkıyordu. Kolumu sertçe bıraktığında da ben ona bakmaya devam ediyordum.

"Şimdi git ve çocuğa bak. Ama onu en ufak bir şekilde üzersen seni üzerim. Üzmeklede kalmaz.. Neyse ne işte!" dedi ve yeniden kolumu tutup Yağızcan'ın odasına sürükledi beni. Kapının önünde durdu.

"Gir." dedi otoriter bir sesle. Öfkeyle gözlerinin içine baktım. O ise benimkilere ruhsuzca bakıyordu. Şimdi fark ediyordum, gözleri yeşilden maviye çalmaydı. Bir an duraksadım. Bana ne adamın gözlerinden?!

Kapıyı açıp içeri girdim. Yağızcan yatağına uzanmış ve öylece tavana bakıyordu. Yanına gittim ve yatağın kenarına oturdum.

"Geydin deyek ayye.(Geldin demek anne.)" dedi fısıldayarak. Vampir olmasaydım bunu duymazdım. Çocuk bir anda bana sarılınca afalladım ve bende ona sarıldım. Çocuğun ağzından bir hıçkırık koparken afalladım. Onu yavaşça kendimden uzaklaştırmaya yeltendiğimde,

"Beyi bıyakma.(Beni bırakma.)" diye fısıldadı. Onu bırakmak aklımın ucundan bile geçmemişti. Daha sıkı sarılıp saçlarını okşadım. Bu çekim de neyin nesi?

"Bırakmam." dedim bende kendime şaşırarak. Yağızcan biraz sakinleşirken yavaşça benden ayrıldı ve kızarık gözleriyle bana baktı.

"Ayyem şöjünde duydu.(Annem sözünde durdu.)" dedi bana tebessüm ederek. Ona şaşkınlıkla bakarken saçlarını okşayıp konuştum.

"Ne sözüymüş bu peki?" dedim yumuşak bir sesle. Çocuk biraz duraksadı ve konuşmaya başladı.

"Ayyem öymedey öyce yeyiden yayıma geycejini şöyyemişti. Aya bu defa keydişine beyjeyen birişinin geycejini şöyyemişti. Tıpyı oyuy gibi kokay deyişti. Şey tıpyı ayyem gibi kokuyoşun İzey apya.(Annem ölmeden önce yeniden yanıma geleceğini söylemişti. Ama bu defa kendisine benzeyen birisinin geleceğini söylemişti. Tıpkı onun gibi kokan demişti. Sen tıpkı annem gibi kokuyorsun İzel abla.)" dedi gözleri dolarken ona şefkatle sarıldım ve saçlarında öpüp okşadım. Bir süre sonra gözlerim kapıya kaydığında bize şaşkınlıkla bakan o adamı görmemle biraz afalladım...

Vampir ve Mafya (Düzenleniyor)Where stories live. Discover now