4-) Gitme Ayye

14.2K 705 86
                                    

Multi = Çağan

*************************

Lord'la yorgun bir şekilde ormanda yürümeye başladık. Elimde 6 tane kedi ve 3 tane tavşan vardı. Bunlarla ne mi yapacağım? Tavşanları Lord'a pişiricem kedilerin ise kanlarını şişelere boşaltıcam. Bu sayede susuzluğumu birkaç gün idare edebileceğim.

Eve geldiğimizde yorgun bir şekilde Lord'a köpek mamasını verdim. Şimdilik bunu yesin yarın tavşan pişircem oğluşuma. Lord bir mamaya birde elimdeki tavşana baktı.

"Olmaz oğlum bu yarına." dedim ve tavşanları buzluğa attım. Dolaptan 6 tane şişe bir adette bıçak çıkardım. Ölü kedilerin damar kısımlarını kestim ve kanları boşalırken şişelere doldurdum. Gözümün kırmızı olduğunu hissettiğimde bir şişe alıp içtim. Kedileri çöp kutusuna atıp şişeleri dolaba koydum.

Yorgun bir şekilde üstümü değiştirdim ve kendimi yatağa attım. Telefonuma uzanıp saate baktım. 05.43 Telefonumu tekrar masaya koyup gözlerimi kapattım ve zihnimi boşaltıp kendimi huzurlu bir uykuya bıraktım..

Yüzümde bir ıslaklık hissi ile gözlerimi araladım. Lord yüzümü yalıyordu.

"Hey Lord, kes şunu." Dedim kıkırdayarak Lord'u üzerimden indirdim. Ayağa kalktım ve banyoya gidip rutin işlerimi hallettim. Banyodan çıkıp mutfağa doğru yol aldım ve buzluktan bir tavşan çıkardım. Çekmeceden bir bıçak aldım ve tavşanın derisini yüzüp fırına attım. 1 saate aşkın bir süre sonra pişen tavşanı çıkartıp Lord'un tasına koydum. Lord büyük bir iştahla tavşanı yerken dolaptan bir kan şişesi çıkarttım ve kapağı açıp içmeye başladım. Kan ihtiyacımı giderdiğime emin olunca bıraktım. Kapı çalınca göz devirdim. Hadi ama, şu herif gitmedi mi hala? Kapı alacaklı gibi çalmaya başlayınca ayaklarımı vura vura gittim ve kapıyı açtım. Kutay yine karşımda duruyordu. Kapıya yaslandım ve gözlerimi kısıp ona baktım.

"Bana yardım etmeyecek misin artık?" diye sorunca olumsuzca başımı salladım.

"Peki bende kapının önünde greve başlarım, taki kabul edene kadar." dediğinde sinsice sırıttım.

"O kadar zamanının olacağını zannetmiyorum." dediğimde,

"Ne kadar zamanımın olduğunu bilmeden karar verme derim." dedi aynı şekilde sırıtarak.

"Bilmeme gerek yok." dedim ve kapıyı yüzüne kapadım. Odama geçip üstüme rahat zebra desenli göbeği açık büstiyer giydim ve onun altınada kısa siyah kot şhort. Siyah converslerimide giyince tamamdır. Nereye mi gidiyorum? Gidemediğim o yere, bara.

Arka taraftan çıktım ve vampir hızımla barın yakınlarında durdum ve yavaş yavaş girişe doğru adımladım. Bu mahallenin en ünlü barıydı burası. Dumaner barı.

Acaba Kutay ile bir ilgisi var mıydı? Aman. Sadece bir tesadüf.

İçeri girecekken 2 izbanut durdurdu beni. Onlara öfkeyle bakarken içimden kendimi frenledim ve oradan uzaklaşıp beni göremeyecekleri bir yere varınca vampir hızımla içeri girdim. Wc'ye geldim ve durdum. Ne? İlgi çekmemek için boş bir yer şarttı. Zaten Wc'lere pek gelen olmazdı. Wc'den çıktığımda yoğun sigara dumanı ve alkol kokusu hücum etti burnuma. Umursamadan barmene yaklaştım ve bir viski istedim. Barmen viskiyi verirken göz kırptı;

"Çarpmasın güzelim?" diye sorunca sırıttım. Barmen onunla flörtleştiğimi düşünürken bir anda ciddi bir ifadeye bürünüp;

"İşine dön." dedim ve viskiyi kafama dikip bir tane daha istedim. Vampir olduğum için pek sorun etmiyordum. Gözlerim barı tararken bana tanıdık gelen bir çift gözde takıldı gözlerim. Bu oydu, elime çivi çakan şahıs. Yüzüne baktığımda hala berbat bir durumda olduğunu görünce sırıttım. Kaşlarını çatarak bana bakarken ayağa kalktı. Birkaç göz ona çevrildi ancak umursamadan bana doğru gelmeye başladı. Yanıma oturup bir viski isteyince şaşırdım ama tabi ki bunu dışa belli etmedim. Sonuçta çocuğu bu denli benzetmişken tepkisiz kalması enteresandı.

Naabot mo na ang dulo ng mga na-publish na parte.

⏰ Huling update: Apr 01, 2023 ⏰

Idagdag ang kuwentong ito sa iyong Library para ma-notify tungkol sa mga bagong parte!

Vampir ve Mafya (Düzenleniyor)Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon