Kanser bir babanın geride bıraktıkları

437 55 2
                                    

Multi;Zeynep

Atakan'ın yüzüne  makyaj yapılı halde karşımda somurtuyordu.bir kaç saniyelik şoku üzerimden atlatıp hunharca gülmeye başladım.Atakan sinirle ''kızım gülmesene ya''diye beni susturmaya çalışıyordu.karnım ağrımaya başlamıştı kendimi dizginleyip zor da olsa gülmeyi bırakmıştım.''bu hale seni kim soktu Allah aşkına''deyip tekrar gülmeye başladım.''kızım gülme ya hocaya manken lazımmış beni çağırdı yüzüme bişeyler sürdü sonra hoca bir ders var onun içinde mankenlik yapacaksın sakın silme dedi bende mecbur böyle kaldım notumu düşürmekle tehdit ediyo birde katnem kadın''  dedi sitemle suratına baktıkça gülesim geliyordu gülmemek için kıvranırken kıp kırmızı olduğuma eminim.''gül ya gül sende gül''dedi.kendimi salıp gülmeye(anırmaya)başladım.Deniz'de geldi yanımıza Atakan'ın suratını görünce benle beraber oda anırmaya başladı.Bir öğrenci gelip''Atakan Sayar'ı müjde hoca çağırıyor''dedi Atakan homurdanarak yürümeye başladı.

 Arkasından ''biraz kıvırt ayol böyle manken mi olur? sen podyumlar için varsın bebeğim.Asena seni görse dansı bırakır heyt yavruma beee''diye bağırdım. Atakan beni hiç takmayıp yürümeye devam etti.içinden saydırdığına adım kadar eminim.

hoca gelince bizde yerimize oturduk.Deniz telefonuyla uğraşınca merak ettim kafamı uzatıp baktığımda anonim eniştemle konuştuğunu fark ettim.''kim olduğunu öğrenemedin mi hala?''diye sordum somurtup kafasını olumsuz anlamda sağa sola salladı''çocuk kendini sır gibi saklıyor tam biraz yaklaştım diyorum ama gene bulamıyorum ve bu benim sinirlerimi bozuyor neden karşıma çıkmadığını soruncada buna cesareti olmadığını onu görünüşü için değil de tamamen kalbi için sevmemi istediğini söylüyor.benim onu seveceğimden çok fazla emin konuşuyo,çocuklarımızın isimlerini düşünmeye bile başlamış değişik bok kafalı''diye hızlı hızlı konuşmaya başlayınca ''peki sen ona karşı bir şeyler hissediyor musun''diye sordum merakla ''bilmiyorum emin değilim başlarda sadece merak ettiğim için konuşuyordum ama şimdi farklı ya onunla konuşmak beni mutlu ediyor emin değilim''dedi.

Hoca konuştuğumuzu fark etmiş ve ''Bahar konuştuğuna göre çok zekisin ve anlattığım konuyu biliyorsun.hadi bu konuyla ilgili yazacağım soruya cevap ver''dedi ve tahtaya soruyu yazmaya başladı.aslında yapabilirdim uğraşırsam ve bu hocayı mors etme keyfi çok cazip geldiği için gidip soruyu çözmeye başladım.

Soruyu çözüp hocaya gösterince suratı renkten renge girdi noldu lan tırrek bi sarardın soldu ahanda adamı böyle göt ederler bedava çıkacak diye bekleyip de reklam sitesi yazan dondurma çubuğu seni.hoca bozuntuya vermemeye çalışarak bakın altını çiziyorum çalışarak ''aferin geç yerine''dedi tabi benim ego tavan nasıl gururla yerime doğru adımlıyorum gören holivut yıldızı sanacak. yerime geçip oturdum sınıftaki kıkırtıların yerini sessizlik alınca hoca dersi anlatmaya devam etti. 

teneffüs zilinin çalmasına beş dakika kalmıştı ki sınıfın kapısı çalındı hocanın ''gir''komutundan sonra içeriye makyajı temizlenmiş asık suratlı Atakan girdi.ben kıkırdamaya başladım Atakan bana sinirle bakıp geri önüne döndü.

teneffüs zili çalınca hiç zaman kaybetmeden Atakan'ın yanına gittim.''ama makyaj sana yakışmıştı niye sildin ki böyle bir eksik oldu sanki suratın.şuan Bahar Candan'ın babasının dondurma fabrikası yok diye ağladığı psikolojideyim üh ühü ühü''diye bahar candanın ağlamasının taklidini yaptım.Atakan sinirle bakıp ''kızım git başımdan ya zaten karizmam çizildi''dedi ''ay aman sen olmayan karizman için üzül hiç çekemem şimdi''deyip sıradan kalkıp Deniz'in yanına gittim.

Atakan arkamdan''benim gayette karizmam var bikere hem sen ne anlarsın ki''demeyi de ihmal etmedi. Atakan'a dönüm ''yav he he''bakışları atıp Deniz'e ''kantine gidelim mi?''diye sordum.''gidelim kanka efkarlıyım içelim çikolatalı sütleri saçalım paraları bidaha mı gelecez dünyaya''dedi gülüp ''gene ne oldu?''diye sordum''bu anonim beni nasıl sinir edeceğini iyi biliyor. neymiş efendim niye bu kadar kısa giyiniyormuşum onu deli etmeye mi çalışıyormuşum.bacaklarımı kırarmış adam gibi şeyler giyecekmişim. bende gel kır yiyyosa karşıma çıkmaya bile cesaretin yok nasıl kıracaksın gibi şeyler söyledim.hak etti ama o pislik o kim köpek de bana karışıyor be.''dedi tek nefeste ''kızım bir nefes al seviyor belli ki yoksa niye kıyafetlerine karışsın.sadece biraz özgüven eksiği var bence sen onu sevdiğinden emin olana kadar karşına çıkmaya niyeti yok belli ki.''dedim.omuz silkip ''ama ben merak ediyorum kim olduğunu''dedi ''zamana bırak zamanı gelince öğrenirsin elbette sonsuza kadar böyle devam edecek değil ya'' dedim biraz düşünüp''sanırım haklısın''dedi.ders zili çalınca sınıfa gittik.

okul çıkışı Deniz'le beraber eve doğru giderken yolun kenarındaki bankta oturup ağlayan bizim yaşlarımızda bir kız gördüm. Deniz'i dürtüp kafamla ağlayan kızı işaret ettim''yanına gidelim mi?''diye sordum.Deniz'de kafasını çevirip kıza baktı ''boş ver belki yalnız kalmaya ihtiyacı vardır''dedi kafamla onaylayıp yürümeye başladık.

içim rahat etmedi geri dönüp yürümeye başladım Deniz'de benle beraber yürümeye başladı.kızın yanına gidip omzuna dokundum''iyi misin neyin var?''diye sordum.kafasını kaldırıp yaşlı gözlerle yüzüme baktı.''boş ver ''deyip kestirip attı.arkamı dönüp gitmek istemediğim için ''neyin var? bize anlatabilirsin kötü gözüküyorsun''dedim ''bize güvenebilirsin aramızda kalır seni bu halde yalnız bırakmak istemiyoruz anlat lütfen''dedi Deniz.kız burukça gülüp derin bir nefes aldı başladı anlatmaya. 

''Biz üç kardeşiz bir kız kardeşim ve sorumsuz bir ağabeyim var.babam hastaydı, çok hastaydı.kanser hastasıymış ve başlarda biz üzülmeyelim diye bizden saklamış.tedavisi çok pahalıya mal oluyormuş ve çok paramız olmadığı içinde tedavi olmamış.gözümüzün önünde eriyordu ve biz bunu bilmiyorduk.hastalığı zamanla daha kötü hale gelmiş.bir gün çok halsiz,bitkindi burnu kanamaya başladı,o aralar sıkça kanıyordu zaten biz sorsak bile bizi geçiştiriyordu.sonra bayıldı hastaneye götürdük.kanser olduğunu ilk orada öğrendik.tedavi olmak için çok geç olduğunu hastalığının son evrede olduğunu söylediler.son zamanlarını mutlu geçirmesini falan işte.''

derin bir nefes alıp devam etti anlatmaya.

''elimizden geldiği kadar sorunsuz mutlu bir hayat yaşamasını sağladık.sonra bir gün babamın ilaçlarını vermek için odasına gittim.ne kadar uyandırmaya çalışsam da uyanmadı babam...ölmüştü.''dedi hıçkırarak ağlamaya başladı.Deniz'le bende onunla beraber ağlıyorduk.biraz bekleyip devam etti konuşmaya.

''kardeşim her kapı çaldığında kapıya koşuyordu,babam geldi diye.o bunu her yaptığında boğazıma bir yumru tıkanıyordu.ağlayamıyor,konuşamıyordum.aklımıza gelen ilk soru ne ile geçineceğiz oldu.ağabeyim ben çalışmam diye tutturdu.Annem el kapılarında temizlik yapmaya başladı.ben de bir cafede garsonluk.kız başka ne iş yapabilir ki.bir akşam iki geç geldi cafeye.ilk aylığımı alacaktım. heyecanlıydım.o gelen iki genç benimle ilgilendi.bol bol bahşiş verdiler.sonra bir aile geldi.tam onlarla ilgilenecekken babam geldi aklıma.babamla birlikte gelirdik bu cafeye.en çok canımı acıtan da benim yaşlarımda bir kızın kahkaha atışıydı.''dedi.ağlayarak ona sarıldım.Deniz'de sarıldı.biraz öyle durup ağladıktan sonra sakinleştik ve ayrıldık birbirimizden.

Biraz daha konuşup dertleştik.sonra aklıma tanışmadığımız gelince ''bu arada ben Bahar''deyip elimi uzattım.kız samimice gülüp uzattığım elimi sıktı ''bende Zeynep memnun oldum''dedi.Deniz'de elini uzatıp ''bende Deniz''dedi.Zeynep Denizin elini sıkıp ''memnun oldum''dedi.biraz daha konuşup numaralarımızı aldık ve mutlaka konuşacağımıza dair birbirimize söz verdik.saat geç olunca evlere dağıldık.

Eve girdim.odama çıkıp okul formalarımdan kurtuldum ve üzerime rahat bir şeyler giydim.salona gittim. annemle babam televizyon izleyip sohbet ediyorlardı.bu gün Zeynep'in anlattıkları aklıma gelince gözlerim doldu ve gidip babama sarıldım sıkıca.babam gülümseyip saçlarımdan öptü.''kıskanıyorum ama''dedi annem.gidip anneme de sarıldım.''iyiki varsınız çok seviyorum sizi''dedim.Annem ''ne istiyorsun Bahar''dedi ee tabi kadın haklı.ne zaman yalakalık yaparsan arkasından bir şey istiyorum.umursamazca omuz silktim.

Biraz oturup sohbet ettikten sonra odama gittim.pijamalarımı giyip yatağa girdim.yarın hafta sonuydu ve okul yoktu.bu cümlenin güzelliğine bakar mısınız ayff yerim.aklıma mükemmel bir fikir gelince yataktan fırlayıp telefonumu elime aldım.Denizi aradım.hiç çalmadan direk telefon açınca şaşırdım ''telefonun başında mı pinekliyon lan''dedim.gülüp''anonim le mesajlaşıyordum tam o sıra sen aradın''dedi.''ya benim aklıma bir şey geldi onun için aradım seni bu saatte''dedim. ''ne geldi?''diye sordu.''yarın hafta sonu.bende diyorum ki yarın Zeynep'in çalıştığı cafeyi ona belli etmeden laf arasında öğrensek.sonra da yarın onun çalıştığı cafeye gidip sürpriz yapsak olurmu?''diye sordum heyecanla.''oha kızım süper fikir.ben öğrenirim çalıştığı yeri.''dedi hevesle.''tamam o zaman iyi geceler''dedim''iyi geceler''dedi ve kapattı telefonu.gülümseyerek geri yatağa yattım.yarın çok güzel olacaktı.


Merhabe sevgili sevdiceklerim

oy ve yorum yapmayı unutmayın.Teşekkür ederim




Kavanoz KapağıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang