Gökyüzü...
Yine her zaman ki kasvetli havasına bürünmüştü.
Karanlık,gri sis bulutları,bir çarşaf misali serilmişti gökyüzüne.Çok değil sadece ayda birkez bu kasabanın güneşli olduğunu hatırlıyorum.
Yaz,kış farketmez burası hep böyleydi.
Ve buralardan hiç eksik olmayan tam bir zifiri gibi olan kartallar.
Evet kartallar.Böylesine kalabalık bir yerde bu kadar kartalların olması ne kadar normal.
Hiçbir zaman eksik olmuyorlardı.
Ama hatırlıyorum.Çok eminim çok değil iki hafta önce ilk defa Karan
güneşli bir havaya uyanmıştı.Ve,Karan insanları kartalsız bir göyüzüne şahit olmuşlardı.
Ne kadar normal.
Belki de çok abartıyormudur.Ama öyleydi,birtek ben mi böylesine dikkat etmiştim.Güneşli bir gün,ve kartallar yoktu.
Belime kadar uzanan turuncu saçlarımı,bileğimdeki tokayla gelişigüzel bir şekilde at kuyruğu yaptım.
Islak,çamurlu yolda botlarımın kirlenmesini umursamadan yürümeye başladım.
Sende gizliyim..
Hızlıca başımı arkaya çevirdim.
Etrafıma bakındım.Görünürde birşey yoktu.Yağmurdan kaçan insanlar,yada bundan zerre umursamayıp yavaş şekilde sohbet ederek giden insanlar dışında başka birşey yoktu.Peki bu ses nereden geldi.Sanki kafamın içinden yankılanmıştı.
Ahh!
Bu zihnimin bana oynadığı oyun olmalıydı.
Bir adım attım.
Ben sende gizliyim.Beni bul....
&&&
YOU ARE READING
KARTAL
FantasyBir tutam fantastik hikayesidir... *Gayb olan bu zevahire biat'tım.* Seni kaybetmek demek;güneşli günler görmek demek. Seni görmek demek;zifiri karanlık bulutları görmek demek. Peki ne zaman? Ne zaman karanlık kanatlarının arkasında ki bedenini gö...