1-Esprit

452 53 54
                                    

Güneş doğduktan hemen sonra editörünün dediği gibi kendini hava almak için dışarı attı Sehun.Akşam üzeri yağan yağmurun izleri hala silinmemişti, yerdeki küçük gölcükler tatlı bir şapırtıyla Sehun'un spor ayakkabısında sekiyordu.Ancak genç adam, çamurlu koşu yolunda herhangi bir ses duyamayacak kadar kurgusuna odaklanmıştı.

Sürekli kurgusu üzerinde düşünmek bir süre sonra kısırlık yaratıyordu ama Sehun'un düşünmekten başka lüksü yoktu.Zorla sahip olduğu bir haftalık mühlette beş bölüm yazmak zorundaydı, aksi halde yazarlıkla son bağlantısı olan ip ellerinden kayıp gidecekti.Üstelik ip ellerinden kaydığı gibi itibarına da bir darbe indirecekti.

İlk kitabı basıldığında bunlar hakkında endişeleneceği Sehun'un aklının ucundan geçmezdi.

Bir süre koştuktan sonra yorulan beyni ve bacaklarıyla banklardan birine attı kendini.Her gün bu yolda koşa koşa vücudunun ihtiyaçları kendi eliyle ayarlanmış kadar dakik hale gelmişti.Kırk beş dakikalık bir koşu ve bacaklarının gücünün aynı bankın önünde kesilmesi...Üst üste tekrar eden bu durum, dinlenirken çevresindeki her şeyi kendi kurgusuymuş gibi ezberlemesine sebep olmuştu.Bankın ayaklarını tutmak için kullanılan kaya parçaları, bankın hemen arkasından gelen şelalenin şırıltısı, hatta bankın üzerine çizilmiş her bir kelime Sehun'un zihninde oturduğu anda dönmeye başlardı.Zamanla bankın üzerindeki kelimelere yenileri eklenmiş, Sehun onları da fark etmekte gecikmemişti.Birileri onun ve kitabının adını, kitaptan replikleri karalamıştı, muhtemelen Sehun'un bu civarda yaşadığını bilen genç hayranlarından biri dikkatini çekmek istiyordu.Normal şartlarda bu durum oldukça motive ediciydi fakat Sehun için normal şartlar bir hayli geride kalmıştı.

Kulaklıklarından birini çıkarıp bankta arkasına yaslandı Sehun.Kuşların ve şelalenin sesini kulağının tekinde hafifçe çalan klasik müzikle dinlemek her zaman ilham verir, heyecanlanmasına neden olurdu ancak bugün aynı şeyi yapmak istediğinde aldığı tek şey bir  melodiydi.

Önce bunun kulaklığından geldiğini zannetti  ancak melodinin kaynağı sadece kulaklığı değildi.Uzaklardan gelen hafif bir ıslık sesi kesik kesik çalınıyor, hemen peşinden bir kadın sesi ağlamaklı,  bir şarkı mırıldanıyordu.Sehun, sabahları neredeyse kendine ait olduğunu zannettiği bu ormanlık alanda başka biriyle karşılaşmayı hiç beklemiyordu.

Yavaşça ayağa kalktı, çamurlu spor ayakkabıları yerdeki minik taşları dönüşünün etkisiyle hafifçe çıtırdattı.Yanlış duyduğundan neredeyse emin halde ağaçların arasına daldı.Uzun boylu ağaçların dalları, sanki bir an önce geçmesi için kenara çekilmişti.Attığı her bir adımda kadın sesi güçleniyor, melodi kesilmek bilmez bir hıçkırığa dönüşüyordu.Sehun adımlarını hızlandırdı.İçinde kötü bir his vardı.

Şelalenin hemen üstündeki açıklığa nihayet vardığında gördüğü şey hissettiklerinin resme dökülmüş haliydi.Sesin sahibi genç bir kadındı, şelalenin üstüne yıllar önce kurulmuş ancak yıpranmasıyla hizmete kapatılmış kütükten köprünün üzerindeydi.Eteklerinin ucundan sular damlıyordu,sanki daha önce suya düşmüş ama bir amaç uğruna tekrar kütüğün üzerine çıkmıştı.Omuzları hafifçe sarsılıyor, dengede durmak için iki yana uzattığı kolları aşağı yukarı sallanıyordu.

Bu apaçık bir intihar sahnesiydi.

Sehun adeta nefessiz kalmıştı.Buna benzer sahneleri defalarca yazıp çizmişti, kütüğün üstündeki adamları ve kadınları, hissettikleri her bir duygu kıvılcımını kendi yaşamış gibi kaleme almıştı.Ama hiç kurtaran taraf olmamıştı.

"Bayan, lütfen durun..." dedi güçlükle çıkan sesiyle.Müdahale etme yükümlülüğüyle yüreği neredeyse ağzında atıyordu."Her ne için yapacaksanız değmez."

Imperfect √Donde viven las historias. Descúbrelo ahora