1.Bölüm

156 69 56
                                    

Ruhum bir kafese kilitlenmiş gibi hissediyorum.

Acılarım, artık benim dostum olmuş, acısız yaşayamıyorum.

Ağlayamıyorum, akmıyor gözümden yaş.
Git gide hissizleşiyorum,
Kimse görmüyor öldüğümü.
Ölüp ölüp dirildiğimi...

Başıma giren sancıyla birlikte yüzümü buruşturdum. Gözlerimi kırpıştırarak açtığımda bulanık gördüğüm görüntülerle tekrar kapattım. 

"Allah'ım şükürler olsun. Uyandı sonunda. Doktor Hanım!" 

Bir kadının naif sesini ve ardından zayıflaşan adım seslerini duyduğum da gözlerimi kırparak görüntünün netleşmesini sağladım. Kolumda hissettiğim ağrıyla beraber, gözlerim koluma kaydı.

Damarlarımdan içeri sızan serumu hissettiğim de  içeri kahverengi saçlı uzun boylu bir kadın ve doktor girdi.

Kadın yanıma yaklaşıp hem endişe hem de mutlulukla bana bakmaya başladı. Doktora dönüp "Gözleri aynı annesi." dediğini duydum. Bu kadın kimdi? Ve annem mi?

Kafamda sorular birikirken bana yaklaşan doktora kaydı gözlerim.

Kırklı yaşlarında olan sarı saçlara sahip, hafif tombul kadın doktor bana yaklaşarak "Canım, beni duyabiliyor musun?" diye sordu.

Gözlerimi yavaşça kapatıp açtığımda cevabını alan doktor cebinden çıkardığı fenerle gözlerimin içini kontrol etti.

Dudaklarımı ıslatarak pürüzlü sesimle sadece "Su." dedim.

Burada ne yapıyordum bilmiyorum ama boğazımdaki acıdan bir an önce kurtulmak için suya ihtiyacım vardı.

Hala adını bilmediğim kadın hızla baş ucumda bulunan sürahiden bardağa su doldurup getirdi.

İçmem için bir elini boynuma koyarak kafamı hafif yukarı kaldırdı ve suyu yavaşça içirdi. Kafamı yastığa koyduğunda  ona 'teşekkürler' imalı bir bakış atıp sorularına devam eden doktora döndüm.

"Kendini nasıl hissediyorsun?"

Doktora yorgun bir bakış atıp "Ölü gibi." dedim.

Cümlemi algıladıkların da doktor küçük bir tebessüm etti kadın ise serumlu elimi tutup destek verircesine gülümsedi.

Kadını dikkatle izlediğimi fark ettiğimde hemen doktora baktım. "Bana ne oldu?"

Masumca sorduğum bu soruya kötü bir cevap almaktan korkuyorum. Beynim sıfırlanmış gibi,  hiçbir şey hatırlamıyorum. Berbat bir histi. Sanki boşluktaymışsın gibi..

"Çok kötü bir kaza geçirdin tatlım. Araba kullanırken ormanlık bir alana girip aşırı dozda alkol aldığın için de fazla hız yaparak önündeki ağaca vurmuşsun." 

Doktorun dediklerini düşünüp neler olduğunu tahmin etmeye çalıştım. Ama düşündükçe başıma daha çok ağrı giriyordu.

"Buraya nasıl gelmişim peki?"

Kadın elimden elini çekip odada bulunan tekli koltuğa oturdu. Kadın konuşmaya başladığında da tüm ilgimi ona verdim.

"Aslında seni İzmir de bulmuşlar. Ormanda avlanmaya çıkan yaşlı bir adam seni görüp hemen ambulansı aramış. Kimliğinden kim olduğunu bulup orada bir hastaneye yatırmışlar. Telefonun kaza esnasında ezildiği için yakınına haber vermemişler. Kimliğinden yola çıkarak amcana ulaşmışlar. Amcanda hemen beni aradı. Bende seni buraya nakil aldırdım. Daha iyi bir tedavi için yanımda olmanı istedim. İstanbul'a geldiğin de hala uyanmamıştın. Doktorlar gereken müdahaleleri yaptılar fakat kalıcı bir hasar olmasından şüpheleniyorlardı.
Kollarında ve bacaklarında çatlaklar bulunuyordu. 2 haftadır hastanede yattığın için de tamamen iyileşmene çok az kaldı."

Ay'ın Gizlendiği GecelerWhere stories live. Discover now