3.Bölüm

77 59 15
                                    

Hatırlamıyor olabilirim ama her şeyin kalbimde izi olduğunu biliyorum.

Kahvaltımızı ettikten sonra Ali abi bizi eve bırakmıştı. Geldiğimiz ev tek katlı ama genişti. Tahminen iki oda bir salondu.

Nazlı ablanın kapıyı açması üzerine ayakkabılarımızı çıkartıp içeri geçtik.
Evin duvarları süslü krem rengi duvar kâğıdıyla kaplanmıştı.

"İstersen direk evi gezdireyim?"

Nazlı ablaya kafamı sallayıp onu takip ettim. Orta boyutta, siyah-beyaz  karışımı mutfağı gösterdi. Mutfağın köşesinde de siyah bir masa bulunuyordu.

"Burası mutfak. İstediğin zaman, çekinmeden girebilir, istediğini yiyebilirsin. Rahat olmanı istiyorum."

Ona kafamı sallayıp gülümsedim.

Oda gülümseyip geniş bir hole girdi.

"Burası da salonumuz. 7/24 hizmetine açıktır."

Ona gülümseyip mutfakla aynı dizayn edilmiş siyah-beyaz salona baktım.

Nazlı ablaya dönmüş "En sevdiğin renk siyah-beyaz herhalde?" diye sordum.

Kafasını sallayıp "Çok asil duruyor. Seviyorum uyumlarını." dedi.

Salonda karşılıklı iki tane siyah üçlü koltuk vardı. Ortada beyaz bir masa. Masanın altında beyaz siyah karışımı halı, duvarda asılı bir televizyon ve hemen yanlarında bulunan siyah tekli koltuklar vardı. 

"Hadi gel sana odanı göstereyim."

Koridordan geçerken parmağıyla "Bak şu koridorun sonundaki oda benim. Tam çaprazında bulunansa banyo." diyerek gösterdi.

"Benim odam da," kafamla dış kapının biraz ilerisinde ki odayı gösterip "orası mı?" diye sordum.

Nazlı abla başını sallayarak odaya doğru yürümeye başladı. İçeri girip artık kalacağım odaya baktım.

Mor rengi duvarlar, krem rengi bir yatak, mor renk iki kapaklı dolap ve beyaz bir makyaj masası.

"Mor rengi sevdiğini biliyorum. Amcan oradaki odanın mor ve beyaz olduğunu söylemişti."

Ona gülümseyip "Evet, seviyorum sanırım." dedim.

Yatağa oturup ona baktım. Oda kapıya yaslanıp "Neden mor?" diye sordu.

Hislerime göre konuşmaya başladım.
"Mor renk, bence çok özel bir renk. Çünkü hem aydınlık hem karanlığın ortasında kalmış gibi. Hem temiz, hem kirli. Özel bir renk."

Nazlı abla beni alkışlayıp "Vaov canına! Çok anlamlı." dediğin de gülümseyip ayağa kalktım.

Yüzümde tebessümle "Artık, anlatacak mısın?" diye sordum.

~

Hayat zordu değil mi? Hatta baya zordu. Biraz sonra öğreneceklerim de zordu. Biliyorum.

Acıyacaktı canım. Böyle yana yana acıyacaktı. Gerçekler acıtacaktı...

Ah, şu Dünya yok mu?  Kutu gibi içinde binlerce insan. Her birinin ayrı derdi var. Her biri başka hislerde.

Herkes farklı sevmiş.
Herkes farklı yaşamış.
Herkes farklı ağlamış.
Herkes farklı gülmüş.

Ama hepimiz biriz. Ne cinsiyetimiz, ne seçimlerimiz, ne paramız, ne de dışımız.. Daha bir çok madde. Sonuç; hepimizin canı var. Bu kutunun içinde yaşıyoruz.

İstesek de istemesek de yaşayacağız.
Bazen mutlu olacak, bazen hüzünlü.
Bazen canımız çok yanacak,
Bazen ruhumuz sevinç çığlıkları atacak.

Ay'ın Gizlendiği GecelerWhere stories live. Discover now