35.Bölüm • Sahte Arkadaşlıklar

8.3K 654 215
                                    

"So I can cry for my age, my life and my face"

...

Darya sabah uyandığında hatırladı ki bugün o isyancılarla buluşacağı gündü. Ancak onlarla buluşması imkânsızdı. Özellikle dün yaşanılanlardan sonra... Hem sırtı da acıyordu, ağrıyordu. Üstelik eğer bir daha dışarı çıkmaya cesaret edemezdi. Lev de çok kızardı.

Ne yapacağını bilmiyordu. Gerçi henüz mektubu da yollamamışlardı. Ama bugün odada öyle boş boş durmaya hiç niyeti yoktu. Çünkü bu çok can sıkıcıydı. Yalnızca aşağıya inecekti. Kahvaltısını odada değil, yemek odasında yapacaktı. Yalnızlıktan bunalmıştı.

Bu yüzden rutin işlerini halledip kıyafetlerini giydikten sonra salona indi. İnsanların çoğu, yemek odasına gitmişti. Darya da girdi. Hem Sonja'yı burada bulabilirse onunla da biraz konuşmak istiyordu. Sonja, onun arkadaşıydı ve bazen onunla konuşmak zevkli oluyordu.

Yemek odasına adımladı. Sonja'nın olduğu yeri taradı. Sonunda gözleri onu buldu. Sonja, oymalı uzun masanın ortasındaki sandalyeye oturmuş, birkaç kişiyle sohbet ediyordu. Daha doğrusu diğerleri sohbet ediyor, o birkaç şeye katılıyordu.

Darya oraya gitmekle gitmemek arasında kaldı. Ama sonra gitmeye karar verdi. Yalnız yemektense bu daha iyiydi.

Onların yanına gitti ve Sonja'nın yanındaki ametist kakmalı boş sandalyeye oturdu. Gülümsedi ve gözlerini etrafına gezdirdi. Sonja'nın karşısındaki sandalyede şifacı Elena ile İrina vardı. Birkaç kişi daha vardı ancak onları Darya tanımıyordu.

Sonja kafasını ona doğru çevirdiğinde kabarık, dalgalı, kahverengi saçları savruldu. Kaşlarını çattı. "Hey, Darya!"

"Merhaba, Sonja." Darya önündeki çatalı eliyle tuttu ancak Kral gelmediği için bir şey yemedi. "Ve size de merhaba." Gözleriyle etrafındaki insanları turladı.

"Tüm başına gelenleri duydum," dedi Sonja, eliyle Darya'nın elini tutup güven verici bir şekilde hafifçe sıkarken. "Bunun için çok üzgünüm. Umarım bir yara almamışsındır."

Darya başını iki yana salladı. "İyiyim."

"Başına bir daha gelmemesi dileğiyle," dedi İrina şaşırtarak. Tabağındaki peynir çorbasına gözlerini dikti.

"Umarım," diye cevap verdi Darya.

"Dünyada her on köleden biri maruz kalıyorduk böyle şeylere," dedi Elena. Kızıl saçları, bugün her zamankinden daha fazla parlaktı.

"Hayır," dedi Darya hafifçe gülümseyerek. "Köle olan neredeyse herkes..."

"Ancak saraydakiler bu muameleye maruz kalmıyor."

"Saraydakilerin bu muameleye maruz kalmaması, diğer kölelerin bu muameleye maruz kalmadığı anlamına gelmez."

Sonja konuyu dağıtmak adına, "Bugün talime gideceğiz," dedi. "Kralın emri."

Talim... Gitmeyeli epey gün olmuştu. Bu iyi gelebilirdi. Bazen birkaç kılıç sallamak iyi gelebiliyordu. "Güzel," diye mırıldandı.

"Artık talime ihtiyaç duyduğumu düşünmüyorum ve sıkılıyorum," dedi Sonja.

Haklıydı, ok atışı gerçekten çok iyiydi. "Ama kılıç?" diye sordu Darya. "Kılıca ağırlık vermiyorsun."

"Yeteneğim ok ve kılıçta gerçekten başarılı değilim. Bunu, eğitmenlerim de anladı zaten. Artık kılıcı öğrenmekten vazgeçtim."

ÖLÜMCÜL TUTKUWhere stories live. Discover now