VAMPİRİN KÖLESİ

VK-34

Beynimin bir köșesine :" Tüm mutant liderler zalim ve çılgındır. Seksi olsalar dahi. " diye bir not aldım.

Weriydas, ne ödülünden bahsediyordu? İç sesimin devamlı tekrarladığı bu soruyu, Daniel dile getirmiști.

" Neden bir ödül istiyorsun Weriy-das?" diye sordu.

Nilla
"Daniel -" diye söze girmiști ki, Weriydas onu susturmak istercesine ișaret parmağını sallıyordu.

" Șșșș, Benim tatlı kedim, bırak da yıllardır kalelerin ardına gizlenen Temiz kalmıș Prense gerçekleri anlatayım" dedi ve gülümsedi.

" Siz , kalelerin ardındakiler , ölümcül bölgede nasıl yaşadığımız hakkında bir fikriniz var mı ? '' dedi hiddetle çıkan sesiyle ve herkese birkaç saniye baktı. Hemen ardından buruk bir kahkaha attı.

'' Olmasını da beklemiyordum doğrusu. Yediğiniz önünüzde , yemediğiniz ise arkanızda. Başkasının ne durumda olduğu kimin umurunda! Ama nasıl yaşadığımızı, daha doğrusu nasıl hayatta kalmaya çalıştığımızı anlatayım sizlere.

Nasıl mı hayatta kalıyorduk ?

Birbirimiz öldürerek! Daha fazla yiyecek için , bu hakkı kendimizde buluyorduk. Bir çeşit ego savaşı. Yalnız kendisini düşünen adam, yumurtasını pişirmek için komşusunun evini yakar bilirsiniz ( Francis Bacon) . Bu faslı geçiyorum. Kan ve vahşet sizlerin midesini bulandırabilir. Ah, siz iki vampir sakın üzerinize alınmayın bu söylediklerimi. Bilakis , sizi hayatta tutan şeyler bunlar. Kan ve vahşet !

Her neyse türlerimiz tehlike altına girene dek bu böyle devam etti. Ama sonra ölümün bir çare olmadığına karar verdik. Bu hepimizi bitirirdi. Bazı mutant liderlerler ile bir araya gelerek münakaşa ettik ve bazı kurallar aldık. Bunlardan bazıları,

Öncelikle mal bulanındır. Yiyecek için olan ölümlere böyle son vermiş olduk.

Ve ikinci olarak karşılıksız günahımızı dahi vermeyecektik.

Baron

'' Oh, ne kadar da barışçıl bir buluşma '' dedi alaycı bir ses tonuyla.

Weriydas ,Baron 'ın söylediklerine aldırış etmeden sözlerine devam etti ,

O pek sakin geçen toplantımızda sevgili Nilla' da bulunuyordu. Yardımı bunun bilinciyle kabul etmiş olmalı. Ama görüyorum ki , sizi bu konu hakkında bilgilendirmemiş.

Kısaca ,sizlere koca bir hayatı bağışladım, ve sizlerden bir hayat değerinde ufak bir hediye bekliyorum. Umarım hediyemi vermekte geç kalmazsınız. '' dedi ve sustu.

Weriydasın' ın bu söyledikleri, eğer bir tiyatro metni olsaydı ve siz onu okuyor olsaydınız , onun çok iyi niyetli, canı yanmış, kalbi kırılmış, iyilik perisi, biraz da(!) seksi bir mutant olduğunu düşünebilirdiniz.

Ama benim yerinde olsaydınız altınıza dahi sıça bilirdiniz. Ses tonundaki o dolmuşluğu, o nefreti anlatmama yetecek türden bir kelimenin var olduğundan bile şüpheliyim. Son cümlesini bitirirken ki tehditvari tavrı ve ses tonunun sertliği onun bir başkasına dönüşmesine sebep olmuştu.

Weriydas' ın yanına aslanlardan biri ilerledi ve kulağına bir şeyler fısıldadı. Ne yazık ki duyabileceğim bir mesafede değildim.

Weriydas

'' Şimdi halletmem gereken işlerim var . Sizde ayrıntıları Nilla ile konuşursunuz '' dedi .Nilla'ya öpücük yolladı ve aslanları ile birlikte çıkışa doğru ilerledi.

'' Bu çılgının dediklerini yapmak zorunda mıyız ? '' diye sordu Baron. Gerçekten de yapmak zorunda mıydık? Hem hediye olarak ne verebilirdik ki ?