Blonde Boy.

1.4K 74 10
                                    

    Bugün kalktım ve çok mutuydum nedense. Ve yeni bölüm yazasım geldi hemen! 2 günde iki bölüm yani! Yorumlarınızı bekliyorum.xx 


      Güneş ışıklarının içeri girmesiyle uyanmıştım. Kalkmaya çalıştığımda , olmayan yatağımdan , ‘’Ah belim! ‘’ diye birden bağırdım. Belim ağrımıştı. ‘’Ah sen ne yapıyorsun Jell?’’  Ayağa kalkmaya çalıştım hızlıca. Saat daha çok erkendi. Üstüme bir şeyler geçirdim ve daha sonra evden çıktım tabi ev denilirse buna. Bugün kendimi çok mutlu hissediyorum. Çünkü en sevdiğim yerdeydim! Bir tane kafeye girdim ve orada kahvaltımı yapmaya başladı bir yandan da bu aralar en çok taktığım şarkı ‘’Happy’’i dinliyordum.  Dünyanın en mutlu kişi bendim bugün!

         Kahvaltı yaptıktan sonra elime kahve alarak eşya dükkanlarına girdim.  Bir tanesine girdiğimde bir tane genç bayan yanıma geldi.
       ‘’Buyrun efendim? ‘’ diyerek gülümsedi. Sıcak bir gülümsemesi vardı.
       ‘’Ben birkaç eşya bakacaktım da yeni taşındım buraya. ‘’ dedim.  Ah eskiden burada yaşadığımı varsaymazsak yeni taşınmıştım.  Genç kızımız adını bilmediğim beni koltuklar bölümüne götürdü. Aaah bunlar çok güzeldi diye düşünmüştüm halbuki dışımdan söylemişim. ‘’Evet bu çiçekli desenler çok hoş. ‘’ diyerek bana bir tane mor ve pembe çiçekli bir tane tam aşık olunacak koltuk gösterdi. Hızlı bir şekilde ‘’Evet bunu istiyorum! ‘’ dedim.

              Buradan da birkaç eşya , koltuklar , kitaplık , tabiî ki de yatak vb. şeyler aldıktan sonra şimdilik ihtiyacım olanları hızlıca mağazadan dışarı çıkmıştım. Ve yine aynı şarkıyı dinliyordum.  Tam o sırada telefonum titreşmeye başladı. Mesaj gelmişti sarışın çocuktan.
 ‘’ Bugün buluşalım ? Dışarı çıkacağım 1 saat gibi sonra. Seni özledim. ‘’ yazıyordu. Mesajı okuduktan sonra yüzümde bir gülümseme oluştu. 
      ‘’Ah! Ben de seni özledim. Hemen seni görmek istiyorum. Tamam 1 saat sonra en sevdiğimiz yerde! ‘’ diye yanıt verdim ama nasıl heyecanlandıysam ellerim titriyordu.
   Bu sırada insanların bana ‘’Bu deli de kim? ‘’ adlı bakışları vardı.
            Hızlı adımlarla evime gittim. Benim ahırım. Merdivenlerden hızlıca yukarı çıkarak evime girdim.Evim için denilecek bir şey bulamıyorum aslında. Yarın gelecek eşyalar o  zaman ev olacak bu küçük ahırım. Kıyafetlerimi hemen karıştırarak bir tane elbise giydim ama aslında elbise gibi değil acayip bi şey. Daha sonra saçlarımı düzleştirdim. Tabi ki de yanımda düzleştirici taşıyorum.  
   Aradan yarım saat geçmişti. İçimde bi mutluluk vardı.  Hemen bu mutluluğu dışarı yansıtmak istiyordum.Saçma saçma dans ediyordum taki telefonuma mesaj gelene kadar.
 ‘’Ben geldim seni bekliyorum. :’) ‘’ diye mesaj gelmişti sarışın çocuktan. Hızlıca yanıt verdikten sonra elime bir şapka geçirdim ve yola gitmeye hazırdım!

           Yarım saat sonra oraya varmıştım. İçimde bi mutluluk vardı. Etrafıma bakmaya başladım ama yoktu. Elime telefonu alarak ‘’Nerdesin ? Göremiyorum seni. ‘’ diye mesaj attım. Birkaç saniye sonra. ‘’İstilaya uğradım. ‘’ diye mesaj geldi. Kahkaha atmaya başladım. Daha sonra etrafa bakarak kalabalık aramaya başladım.
      Daha sonra uzaklara baktığımda orada ufacık bir kalabalık gördüm. ‘’Evet ordasın galiba! ‘’ diyerek sırıtmaya başladım. Kalabalığa doğru ilerliyordum.  İnsanların bağırışlarına maruz kaldım. Biraz daha yaklaştıktan sonra benim küçük sarışın çocuğumu gördüm. Tam oraya doğru giderken birden durdum. Kalbim hızlıca atmaya başladı. Çünkü o da ordaydı.. Gözlerim doldu. ‘’Hayır..’’ diyebildim sessiz bir şekilde. İlk etrafıma baktım. Başlamıştım işte yine.
         Çantamdan telefonumu çıkartarak sarışın çocuğa mesaj attım.
‘’Neden tek değilsin? Neden?’’ diye.
Birkaç saniye sonra yanıt geldi. ‘’Bekle birkaç saniye. ‘’

        Biraz daha yaklaşarak yanlarına gidiyordum o sırada o gitti. Gözlerim doluyordu bir yandan da.  İçimden ‘’Hayır. Hayır. ‘’ diyordum. Telefonuma mesaj geldi. ‘’Tamam şimdi gelebilirsin. ‘’ yazıyordu.
 Derin bir nefes aldıktan sonra kalabalığın arasında girdim. Kızların ‘’Luke!’’ diye bağırışları yüzünden kulaklarım sağır olacaktı neredeyse. Birkaç kızın arkasına geçtim. Fotoğraf sırasıydı. O sırada şapkamı düzelttim. Bir tane kızın ‘’Hangi favorin? ‘’ sorusunu duydum. Sağıma döndüğümde kızın bana sorduğunu fark ettim. Birkaç saniye boyunca gülümsedikten sonra ‘’Hepsi. ‘’ dedim. Önümdeki kızlar geçtikten sonra sarışın çocuğun yanına geldim. ‘’Fotoğraf çekilebilir miyiz? ‘’ diye sordum. Bana bakmıyordu hala gerizekalı çocuk! ‘’Tabiki de ‘’ derken yüzüme baktı ve donakalmıştı.
        ‘’Beni unuttun mu? ‘’ diye soru sordum.  Ama hala ufak sarışın çocuğum konuşmuyordu. Daha sonra kafasını öne eğerek ‘’Hayır. ‘’ dedi. Ona sarıldım. ‘’Seni özledim Lucas. ‘’ dedim kulağına. Çünkü diğer kızların duymaması lazımdı daha fazla dedikodu istemiyordum.  Luke sessiz bir şekilde ‘’Bekle bozma olayı. ‘’ dedi. Ve fotoğraf çekildikten sonra ben uzaklaştım biraz.

  5 dakika sonra Luke yanıma geldi. ‘’Hemmo! ‘’ diyerek tekrar sarıldım. Özlemişim sarı çocuğumu.  ‘’Sen .. çok değişmişsin. ‘’ diyerek benden ayrıldı ve birkaç saniye boyunca yüzüme baktı. ‘’Sen yine uzamışsın. ‘’ dedim gülerek. Güldü ve daha sonra ‘’Çok değişmişsin. Ve daha önce neden saçlarını böyle yapmadın? Ve zayıflamışsın… ‘’ diyerek devam etti.
 ‘’Evet Hemmo! Benim adım Mell. ‘’ dedim sırıtarak.
‘’Hayır Jessica. Sen Jessica’sın. ‘’ dedi dudaklarını büzerek.
‘’ Evett her neyse bi yere gidelim. ‘’ dedim yine gülerek. Şuanda da yine en mutlu kişi bendim. Daha sonra Luke ile bir kafeye girdik. Kahveleri ısmarladıktan sonra birkaç saniye birbirimize baktık ve daha sonra bütün sessizliği bozarak Luke gülmeye başladı. ‘’Neye gülüyorsun? ‘’ diye sordum. Luke ‘’Jessica Swan hoş geldin. ‘’ dedi , yine gülerek. Ben de gülmeye başladım.
 ‘’Ee ne yapıyorsun nasılsın? Diğerleri nasıl? ‘’ diye sordum.
Luke ‘’ İyiyiz. Her şey çok iyi yani her şey olmasa da iyi. Seni özledik. ‘’ dedi. Sessiz bir şekilde ‘’O nasıl ? ‘’ diye sordum. İçim acımaya başladı yine.
Luke ellerini ellerime götürdü. ‘’Bak Jessica. Jess. Emin misin? Geri dönmenin zamanı şimdi mi? ‘’ diye sordu. Gözlerim dolmuştu. ‘’Evet , Luke. Daha fazla ayrı kalamıyorum. ‘’ dedim.
‘’Jessica.Sen gittikten sonra neler oldu biliyor musun? O gittiğin günün sabahında… Evde isyan çıktı. Ashton kendinden geçti. Ashton olmadı o günden sonra. Senin gittiğin gün Ash saatlerce ağladı. Seni unutmak istedi ama yapamadı. Yeni bir hayata geçmek istedi… Sen gittikten sonra oldu bunlar. Bundan emin misin? ‘’ dedi Luke.. Bunları derken gözlerimden yaşlar geliyordu. Geçmişi unutmak istiyordum. ‘’Onu özledim Luke. Herşeyden çok özledim onu. Onunla olmak istiyorum. O zamanlar kafam çok karışıktı ama şimdi eminim. O benim her şeyim.. ‘’ diyordum.. Luke yüzüme bakmıyordu ve ben de devam ettim. ‘’O günden sonra ben de kendim olmadım. Gittim New York’a. Tamam senle yine de konuşuyorduk çok sık olmasa ama ben sizi izliyordum. Ashton’ı özlüyordum. Oraya gittim ve hiç tanımadığım insanlarla yaşamaya başladım Luke. Anlıyor musun beni? İnsanlar beni Melissa diye tanıdı. Bu benim için çok zordu ama ne yapabilirdim.. Şimdi geri döndüm.. Ama onu istiyorum hala. Her şey değişmiş olabilir. Karakterim de değişmiş olabilir ama tek bir düşüncem değişmedi o da onu onu istemek. Ben onun için buradayım , şimdi. Belki bir daha asla görüşemeyeceğiz ama 7 saatlik bir mesafeden onu özlüyordum. Şimdi ise onu görebilme şansım var. Bu benim için daha iyi.. ‘’ diye cümlemi tamamlarken Luke ‘’Şişşt’’ dedi.  Çünkü ağlıyordum..
   Luke ‘’Jessica. Bak unutma ben senin her zaman yanındayım.  Sizin için her şeyi yaparım. Çünkü ikinizi de yakından tanıyorum. ‘’ diyordu.
‘’ Luke. Ben onu istiyorum,gerçekten ve olacak her şeye hazırım. ‘’ dedim..
 
Luke bana sarılarak ‘’Her şey güzel olacak sizin için Jessica.. ‘’ dedi.  Luke’a sarıldım birkaç saniye boyunca.. Daha sonra Luke’un telefonu çaldı..
  Luke ‘’Ashton arıyor.. ‘’ dedi.  Hafifçe kafamı salladım.. Luke telefonu açtıktan sonra bana verdi…
 ‘’Luke? Nerdesin , dostum! Seni bekliyoruz burada. ‘’ diyordu Ashton…
Sessizce ağlamamaya çalışıyordum… Sesini özlemiştim. 

The Only Reason // irwinWhere stories live. Discover now