BİLET

214 22 6
                                    

BÖLÜM   12

Odama çıkıp oturdum marka sinirlenmiştim jacksona'da darılmıştım. Ayağımın üstüne basmaya çalıştım üstüne basınca acıyordu elimle biraz masaj yaptım ama acısı geçmemişti masaj yapmaya devam ettim jackson odadan içeri girdi yanıma gelip oturdu
"Ayağın mı acıyor?"
"Hayır iyiyim ben"
"Bana pek öyle gelmedi"
"Bir şeyim yok odadan çıkar mısın dinlenicem" bir şey demeden odadan çıktı ona kırıldığımı farkın daydı trip atığımında. Ayağıma masaj yapmaya devam ettim biraz bastırınca bile çok acıyordu. Odanın kapısı gene açıldı gelen jacksondı elinde kremle sargı bezi vardı yanıma oturdu "ayağını ver"
"gerek yok ben iyiyim" ayağımı kendine doğru çekti kremi sürüp masaj yapmaya başladı biraz ayağımı sıkınca "aah yavaş" diyip elini sıkmıştım sargı woo'ydu Yavaşça ayağıma sardı "simdi daha iyi misin?"
"Bu seni ilgilendirmiyor"
"Bu en çok beni ilgilendiriyor"
"sen git resmime bakarak kah kaha atmana devam et"
"O resimde ne var ki bunda büyütücek hiç bir şey yok, sen benim için her halinle güzelsin, ayrıca çok tatlı uyuyorsun" bir şey demeyip masum masum baktım sadece. Telefonum çalmaya başladı arayan Lee hyun woo'ydu en yakın arkadaşım olmasına rağmen bayadır konuşmuyorduk hemen telefonu açtım
Lee- vay pislik korede olduğunu daha yeni öğreniyorum hem de baskalarından insan bi haber verir

Ben- ya öyle olması gerekiyordu çok yoğundum sana haber veriçektim ama unutmusum.

Lee- demek unutuldum her neyse sonra görüscez senle bu konuyu, aksam parti veriyorum kesinlikle geliyorsun itiraz kabul etmiyorum nerde olduğunu konum at aksama araba göndericem.

Ben- ama şey..

Lee- itiraz kabuk etmiyorum demiştim hadi görüşürüz.

Dedikten sonra telefonu yüzüme kapatı Jackson' da "kim di o, ne diyor?"  "ya arkadaşım akşam parti veriyormus gitmem gerek yoksa ayıp olur"
"bana sordun mu?"
"Sormam mı gerekiyordu, haber veriyorum işte"
"Bende geliyorum"
"Olmaz bu halde gelemezsin tam olarak iyileşmedin"
"Tamam ama süslenmek yok sadece bir saat durup geliyorsun"
dedikten sonra odadan çıktı. Ne giysem diye bi göz atım gözüme güzel bi elbise çarptı onu alıp giydim kırmızı dar ve mini bir elbise altına topuklu giycektim ama ayağımı unutmustum onun yerine beyaz parıltılı bi babet giydim saçımı düzlestirdim ve makyajımı yaptım dudağıma kırmızı mat rujumu sürmüştüm elime küçük bi çanta aldım telefonumu ve rujumu koydum. Aşağıya mutfağa su içmeye indiğimde jacksonda su içiyordu beni görünce ağzındaki suyu yere doğru püskürttü  "cidden böyle gitmeyeceksin değil mi bu ne hal düğüne mi gidiyorsun, elbise çok kısa elbiseyi değiştir makyajınıda biraz sil lütfen"  "ya çok bir şey yapmadım ki halimde ne var"
"Lütfen yukarı çıkıp..."
derken arabanın korna sesleri geliyordu "hadi ben kaçtım" dedikten sonra evden hızlıca çıktım jackson arkamdan gelip bağırmıştı el sallayıp arabaya bindim..  Gerçekten onu kızdırmıştım eve dönünce kesin bana kızacaktı biraz ileri gitmiştim sanırım.. Sonunda partinin olacağı yere gelmiştim içeri girdim çok güzel bi clup'tü çoğu kişi gelmiş ama daha partiye başlamamışlardı Lee hyun woo beni görüp koşarak yanima gelip sarıldı "her zaman ki güzelliğin üstünde ama bugün sanki daha bi güzelsin"  "teşekkür ederim seninde her zaman ki karizmalığın üstünde" dedikten sonra gene sarıldım gerçekten çok özlemistim uzun zamandır görüşmüyorduk oturup biraz hasret giderdik uzun uzun konuştuk Lee hyun woo bana "içki söylicem neyli olsun"
"Bana dokunuyor biliyorsun"
" bi bardaktan bi şey olmaz hem ben yanındayım" "peki" dedikten sonra içkileri söyledik içkiler gelmişti birinci bardağı kafaya dikmiştim Lee hyun woo'nun telefonu çaldı konuşup geldiğinde "ben hemen dönücem sen burda bekle tamam mı" kafamı salamıstım içki bana dokunduğu için kafam biraz güzelleşmisti bi bardak daha söyledim onu da kafama diktim sonra bir bardak daha, bi bardak daha derken kafam fena halde güzelleşmisti etrafa bağırıyordum "ben jacksonı çok seviyorum onu ne kadar sevdiğimi tahmin bile edemezsiniz" bağırıp çağırıp duruyordum. Garson telefonumu alıp jacksoni arayıp arkadaşınız içkiyi fazla kaçırmış gelip alkoltuktabsevinirim. Yirmi dakika sonra Jackson gelmiş her yerde deli gibi beni arıyor sonunda beni görüp sinirli bi şekilde yanıma gelmişti
"Ne bu halin, leş gibi alkol kokuyorsun"  "ooo kimler gelmiş garson bak bahsetiyim adam buydu" "neyden bahsettin" "seni ne kadar çok sevdigimi sana anlatsam sen bile inanmazsın" dedikten sonra yere yığıldım Jackson kucağına alıp arabaya götürdü ikimizde arka koltukta oturuyoruk başımı jackson'ın dizlerine koydum gidene kadar öyle uyuya kalmıştım eve vardığımızda jackson beni uyandırmaya çalışıyordu ama bu işe yaramadı kucağına alıp eve götürdü direk banyoya götürüp basımdan aşağı soğuk su dökmesiyle sıçramam bir oldu "çok soğuk" diye bağırmıştım üstüme havluyu örtü "bekle sana üst getiricem" dedikten sonra üst getirdi üsüdüğüm için titrdedikten "Ben çıkıyorum sen giyin" kendim giyinicek kadar ayılmıştım üstümü değiştirdim penyemi ters giymiştim bunun farkında değildim Jackson mutfakta daha iyi ayılmam için kahve yapıyordu saçımı kurutup saçımı  yana doğru atmıştım merdivenden zorla iniyordum kendime tam gelememiştim muftafa girince jackson bana bakıp gülümsedi oturduktan sonra "penyeni ters giymissin"  "ne penyesi" dedikten sonra gülerek yanıma geldi saçlarımı geri doğru atıp penyemi çıkartıp düz  giydirdi,kahveyi getirip önüme koydu bi yudum aldıktan sonra masada uyuya kaldım Jackson beni kucağına aldı yukarı çıkartırken uyandım "bırakır mısın sen bu halde beni nasıl tasıcaksın" beni dinlemeyip odama cıkartmıştı yatağıma yatırıp üstümü örtü odadan çıkarken ışığı kapattı "ışığı kapatma" diye seslendim ışığı açıp "Neden?" "ışıgı kapatma lütfen korkuyorum" küçüklüğümden beri ışık açık uyurdum karanlıktan korkardım  ışığı acıp odadan çıktı
direk uyukuya dalmıstım.  Uyandığımda başım çatlıyordu ağrı kesici içtikten sonra biraz geçmişti jackson odanın kapısından bakarak "iyi misin nasıl oldun" "iyiyim biraz basım ağrıyor dün çok icmisim sanırım hic bi şey hatırlamıyorum"  "demek bir şey hatırlamıyosun" sinsice bi gülüş attı "kötü bir sey yapmadım değil mi?"  " yo hayır sadece bana olan aşkını herkese ilan etmissin o kadar"
"ne nasıl yani"
"dün bana seni sevdiğimi sana anlatsam sen bile inanmassın demistin"
" gerçekten mi yalan söylüyorsun değil mi"
"Tamam inanma sen bilirsin"
Dedikten sonra odadan çıktı gerçekten öyle bi şey söylemiş miydim hic bir şey hatırlamıyordum. Jackson kendine bakacak kadar iyileşmisti artik benimde otele dönmem gerekiyordu kahvaltımızı edip mutfağı topladıktan sonra bavulumu hazırlamak için odama çıktım.

OY VERİP YORUM YAPMAYI UNUTMAYIN 🙈 TEŞEKKÜRLER 💚

BİLETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin