Chapter-7

309 26 6
                                    

Çıkarsan daha da rahat olacağına eminim tatlım...
Momo
"E-evet?"
Mina'yı kenara çekmiştim. Sana'ya baktım ama bizi takmıyor gibi görünüyordu.
"Numaram senden yok..." diye bir şeyler uydurmaya çalıştım. Ayrıca yine sesimi garipleştirmiştim. Çünkü yaklaşık 10 saniye önce yaptığım şeyin saçma olduğunu nihayet fark etmiş ve eğer bu şekilde devam edersem kendimi ele vereceğimi anlamıştım.
"A-aslında var..."
Gözlerini yumdu ve kafasını salladı.
"Afedersin... Bir an afalladım. Numaran var bende." dedi ve gülümsedi.
"Ciddi misin?"
"Evet. Birlikte kalacağımız için Jungkook'tan aldım. İstersen sana mesaj atayım." dedi ve telefonunu çıkartıp bir şeyler yazdı. Telefonuma gelen bildirimle elime telefonu alıp mesajlara girdim.
**********: 💞
Kalp?
Yüzümün kızarmaması için dua ederek Mina'ya baktım.
"Kaydedeyim." diyebildim en sonunda. Bana dikkatli dikkatli bakıyordu. En sonunda kafamı ellerinin arasına aldı.
"Çok sıcaksın ve yüzün kıpkırmızı."
Lanet olsun!
"Hıhı..."
"Hastasın. Ondan mı acaba?"
"Bilmem..."
Gülümsedi ve yaklaşıp bana sarıldı.
Bunu beklemiyordum işte...
"Teşekkür ederim. Sen olmasan büyük ihtimalle tek kalacaktım."
Ellerimi beline sardım.
"Seninle yatacağım için mutluyum." dedim kısık ve alaylı bir sesle. Güldü ve geri çekildi.
"Bunun yüzünden sana karşı sürekli mahçup olacağım."
"Olma." dedim ve elimle yavaşça yanağını okşadım. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. O anda ne yaptığımı fark edip hızla elimi indirdim.
"O zaman...sonra görüşürüz." dedim ve hızla uzaklaştım.
Şu ses değiştirme şeysi cidden yorucuydu...
Mina
Yanağımı mı okşamıştı o?
O bir yana onu bir an çatıda konuştuğum gizemli kız sanmıştım. Sanırım kızı o kadar çok merak ediyordum ki herkesi ona benzetiyordum.
Hızlı adımlarla Sana'nın karşısına gidip oturdum. Oturmamla bir mesaj geldi.
Hirami Momo: 💞💞
Gülümsedim ve Sana'ya baktım. Bana sırıtıyordu.
"Eee?"
"Eee? Ne?"
"Ne konuştunuz?"
"Numaramı istedi?"
"Hııı! Kesin öyledir. Sarıldığınız gördüm ve ayrıca yanağını okşadı."
Gözlerimi devirdim. Bu kız ondan hoşlanmamı cidden istemiyordu sanırım.
"Aramızda bir şey yok. Sadece beni eşsiz bırakmadığı için teşekkür ettim. Ayrıca neden yanağımı okşadı bilmiyorum."
Sana bana baktı ve yavaşça telefonunu uzattı.
Sarılıyorduk...
Fotoğrafı çevirdim. Momo'nun yüzünü ellerimin arasına almıştım. Öbüründe ise yanağımı okşuyordu.
"Sana attım hepsini."
"Siler misin?" dedim sinirli bir şekilde. Sinirden sesimi kısmak zorunda kalmıştım.
"Efendim?"
"Sil şunları!" diye bağırdım ve ayağa kalktım. O kadar hızlı kalkmıştım ki sandalye yere düşmüştü.
"Anlamıyor musun? Anlamak mı istemiyorsun Sana? Ben sadece tek bir kişiden hoşlanıyorum ve bu şeyler benim o tek kişiye karşı olan duruşumu değiştirmez. Beni kendinden soğutamazsın! Ben sana aşığım!" diye bağırdım ve hızla oradan uzaklaştım.
Ne yapmıştım böyle?
Neden böyle söylemiştim ki?
Odama çıktım ve kapıyı kapatıp yatağın içine girdim. Ağlıyordum... ilk başta engel olmaya çalışsam da sonra kendimi bıraktım.
Bir süre sonra kapı açıldı. Yatakta öbür tarafa doğru döndüm.
Kapıyı kapattı ve gelip yatağa girdi ve ellerini belime sardı.
"Özür dilerim..."
Cevap vermedim.
"Ben...sadece... Bilirsin yakın arkadaşın olarak sevgilin olması düşüncesine heyecanlandım. Özür dilerim düşüncesizce davrandım."
Yutkundum ve ona döndüm. Karanlık olduğu için birbirimizi göremiyorduk. Sadece nefes alış verişimiz duyuluyordu.
"Seni sevmek istiyorum Mina."
Nefesimin kesildiğini fark ettim. Beni sevmeye çalıştığını hiç düşünmemiştim.
"Gerçekten deniyorum. Ama sanırım kızlardan hoşlanma işini pek beceremiyorum. Jimin'i unuttum sayılır. Ondan hoşlandığımı bile bile hâlâ senin gözünün içine bakıyor. "
Birden durdu.
"Aslında...bu benim tam olarak yaptığım şey..."
"Sorun değil..." dedim kısık bir sesle.
Beni kendine çekti. Burnu benim burnuma değiyordu. Nefeslerimiz karışıyordu.
"Seni öpmek istiyorum..." diye mırıldandım.
"Yap o zaman..."
Yaklaştım ve dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Üzerine çıktım ve kollarımı yanına koyup ellerimi başının üzerinde birleştirdim.
Bir süre öpüştükten sonra yavaşça kafamı kaldırdım.
"Farklı hissettirdi... Bir şekilde...güzel."
***
"Sana karşılık verdi mi?"
"Evet..."
Aklıma geldikçe gülümsüyordum.
"Başka bir şey dedi mi?"
"Güzel hissettirdiğini söyledi."
Bir süre cevap vermedi.
"Güzel..." diye mırıldandı en sonunda.
"...gitmem lazım."
"Sen...iyi misin?"
"Evet." dedi sert bir şekilde.
"Belki birkaç gün gelmeyebilirim. Biraz meşgulüm."
"Tamamdır. Ben her sabah gelir seni beklerim."
Cevap vermedi. Kapının çarpma sesini duyunca yutkundum. Neye sinirlenmişti ki? Oysa Sana'yla olan şeyi anlatana kadar moreli gayet iyiydi...
Momo
Onu parçalamak istiyordum!
Tam olarak istediğim şey buydu!
Ne yani? Mina'nın duygularına karşılık vermek için beni mi beklemişti? Benim Mina'yla karşılaşmamı ve ondan...
Kafamı iki yana salladım ve merdivenlerden indim. Öğretmenler odası her zamanki gibi boştu. Hızla çıktım ve sınıfa gittim. Sınıfta tam da beklediğim kişi vardı.
Sana...
Tepki vermedim ve hızla sırama oturdum. Bir süre sonra içeriye Mina girdi. Bana baktığını hissettim ama karşılık vermedim.
"Her sabah nereye kayboluyorsun?"
"Hiç... Hava alıyorum biraz."
"Hmm... Güzel."
Bir süre ses gelmedi. Kafamı hafifçe çevirdiğimde Mina'yla göz göze geldik. Bana gülümsedi. Hafifçe gülümsedim ve hızla önüme dönüp telefonumla ilgilenmeye başladım. Ama kulağım onlardaydı ve bu yüzden sayfaları değiştiriyor ve uygulamalara girip çıkıyordum.
"Sildim fotoğrafları."
"Teşekkür ederim."
"Yapmam gerekeni yaptım."
"Yine de...teşekkür ederim. Her şey için..."
"Önemli değil..."
İnimli diğil!

Biraz inişli çıkışlı bir bölüm oldu. Emin olun sonunu ben bile tahmin edemiyorum kdjdj
Yorum yapığn:)(:
Seviliyonuz:))

CloserHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin