Bölüm7 "Cesaret Pelerini"

1.6K 121 7
                                    


~*~
Oğlumla rahatlatıcı bir yürüyüş yaptıktan sonra, onunda yemeğini rahatlıkla yiyebileceği bir yerde kahvaltı yaptık.

Sanki yeniden doğmuş gibi bambaşka hissediyordum kendimi ama bu halimin geçeceğini ve eski depresif halime döneceğimi biliyordum.

Eve geldiğimde duş alıp hazırlandım. Soğuk suyla yıkandığımda direncimin arttığını ve bana iyi geldiğini hissederdim.

Toplantıdan sonra, ofisten ayrıldım. Yeni bir proje almıştım ve iki ay içerisinde bitirmem gerekiyordu. Kısa bir zamandı ama bitirebilirdim. Ofiste bulunma zorunluluğum yoktu.

Katılmam gereken toplantılar oluyordu onun dışında projeleri zamanında teslim etmem gerekli gerekliydi. Zaten iş meşgul olmak için güzel bir şeydi.
Arabamı yokuşa doğru sürdüm ve park yerine girdim. Hava serin ama güneşliydi.
**

~~
Her tarafı buhar kaplamıştı. Su öylesine sıcak akıyordu ki, tüm derimin kıpkırmızı olmasına neden olmuştu ama bundan acı duymuyor, bilakis zevk alıyordum.

Banyodan çıktığımda ellerim buruş buruş olmuştu. Üstümü giyinip evden çıktım. Flüt dersim vardı.

Dersten çıktığımda mutlu hissediyordum. Geleceği parlak ve sevimli bir çocuktu ders verdiğim öğrencim. Belki de öğrenci sayımı arttırabilirdim, meşgul olmak için güzel bir dünyaydı onların ki.

Yaşanmışlık kokan, dar sokakların arasından yavaşça yürüdüm. Karşılıklı apartmanlardan gerdirilmiş iplerde asılan beyaz çamaşırlara baktım. Sanki o çarşaflar bile son salınışları olduğunu biliyordu. Kış korkutucu bir sessizlikle yavaşça yaklaşıyordu.

Ara sokaklar beni Arnavut kaldırımlı sokağa taşıdığında köşedeki kahvecinin kokusu samimi bir hoş geldin sundu.

Yolun sonundaki kafeye doğru yürüdüm. Hava serin ama güneşliydi.

Doğruca her zaman oturduğum masaya gittim. Not çıkarmam gereken birçok konu vardı kafamda ve bir de oldukça açtım. Yaklaşık bir haftadır onu görmüyordum. İlk başlarda bu yokluk ilgimi çekse de artık ilgilenmiyordum. Sonuçta hiç tanımadığım bir adamdı.
Siparişim gelene kadar yazmaya karar verdim.
**

~*~
Neredeyse bir haftadır uğramadığım bu yere girdiğimde huzur hissettim.

Doğruca her zaman oturduğum masaya ilerledim... Garsona siparişimi verdim ve belki de ilk kez bakışlarım insanların ne yaptıklarını inceledi.

İki bayan vardı, hararetle bir şeyi tartışarak yemek yiyorlardı. Takım elbiseli bir adam, tabletinden bir şey izleyerek önündeki makarnasını yiyor, yaşlı bir çift kahve içiyordu.

Genç bir kız telefonuyla oynuyordu, onu bekleten kişinin sevgilisi olabileceğini düşündüm.

Her şey klasik bir yaşam ortamı gibiydi. İlgi çekici hiçbir şey yoktu. Tam önüme baktığımda, değişik bir şey oldu. İnsan hep böyle midir, gözünün önündekini görmez mi?

Genç bir kızdı dikkatimi çeken. Hoş ve kibar bir görüntüsü vardı ama duruşunda rahatsız edici bir donukluk vardı.

Sanki uzun yıllardır yüzündeki kasları hiç kullanmamış gibi sakin bir yüz ifadesi vardı. Dik oturuyordu.
Önünde minik bir defter vardı. Özensizce ama seri bir şekilde yazıyordu. Arada bakışları umursamazca çevrede bir tur atıyor, camdan dışarı bakıyor ve tekrar devam ediyordu.

İçimde daha önce hiç var olmayan bir hisle ayağa kalktım. Kızın masasına yönelen bacaklarımı güçsüz hissettim. Masama dönmek istedim ama ayaktaydım ve artık çok geçti.

İsimsiz (TAMAMLANDI)Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang