35.BÖLÜM

324 17 6
                                    

Shawn bu garip sorusuyla önce beni duraklatmıştı. Ne sakalı? İlk başta dondum kaldım. Yüzüne sanki ben patatesim demişçesine baktım ama sonrasında dayanamayıp kahkaha atmaya başladım.

Nasıl bir kafaydı?

"Ne sakalı?" dedim aptal aptal

"Baya sakal. Biraz erkeksi olmak istiyorum." dediğinde istemeden güldüm yine. Bozulmuştu sanki birazcık.

"Şaka mı yapıyorsun, bebeğim?"

"H-hayır. Neden şaka yapayım?" dedi

"Bu erkeksilik nereden çıktı Shawn?" diye sordum

"Hiç." dedi karşımda şu an genç bir adam yokmuş da 6 yaşında şeker vermediğim için kızan oğlum varmış gibi hissediyordum.  Yüzümde istemeden bir gülümseme oluştu.

"Söyle bebeğim neyin var? Noldu ha?" Diye tekrar sordum.

"Boşver Rose!" Diye çıkıştığında kaşlarımı çattım ve oturduğum yerden kalkıp hızla odama geçtim. Aptal!?
Ona sebebini sormuştum. Çünkü canını sıktığı belliydi. Ayrıca şu ana kadar bu konu hakkında bir şey olmamıştı. Muhtemelen bir şeyler tetiklemişti ama sormayacaktım. Anlatmak isterse de dinlemeyecektim. Banyoya girdim ve dişlerimi fırçaladım. Çünkü yapacak bir şey bulamamıştım. Yatağa uzanıp oturduktan sonra telefonumla ilgilenmeye başladım . Hannah'dan gelen bir kaç şeyi cevaplayıp instagramda dolandım.
Kapım açıldığında ters ters ona baktım. Çekingence kafasını içeri soktu ve gözleriyle etrafı taradı. Gözlerimiz buluştuktan ona boş ve sinir boxucu bakışlarımı atmaya devam ettim.
"İnstagramda bir kaç tane yorum gördüm." Dedi ve elimi kaldırıp onu susturdum.

"Hikayeyi artık duymak istemiyorum Shawn." Dedim sonra devam ettim.

"Senin kendi kararındır. İster bırak ister bırakma sana kalmış." Dedim ve kestirip attım. Yatakta uzanmaya devam ederken yanıma uzandı. Yan yattı ve kolundan destek alarak kafasını koluna yasladı.
Dik dik bana bakmaya başladı.

"Senin fikrin benim için önemli Rose." Dedi usulca bana bakarken. Susup ona bakmaya devam ettim.

"Fotoğraflarımın ve fotoğraflarının altına senin yanına yakışmadığım. Fazla çocuksu olduğum hakkında yorum yapıyorlar. Kendimi kötü hissediyorum. Senin yanına yakışmak istiyorum" dediğinde ona koca gözlerle baktım. Buna mı takılmıştı? Tribi bir kenara bırakabilirim çünkü şu na düzeltmem gereken koca bir kalp var.

"Sen ciddi misin?"

"Oldukça" dedi ve ağlamaya başladı. O an o kadar sinirlendim ki o aptalları bulmayı ve pataklamayı istedim. Hatta testislerini koparmayı.
Kollarımı hızla Shawn'a doladım.

"Rose ben sana laik değil miyim?" Diye sordu benim minik devim.

"Shawn, bebeğim lütfen. Ağlamayı bırak. Hadi." Dedim ve göz yaşlarını sildim. Neden bu kadar ağlıyordu ki?

"Shawn, benim yanıma herkesten çok yakışırsın. Bazen seni izliyorum ve düşünüyorum. Seni hak edecek ne yaptım diye. Kalbine bakıyorum saf bir sevgi var içinde. Sakın. Sakın bir daha böyle düşünme?! Sen benim kalbime sahipken bunları düşünmen anlamsız. Sil o göz yaşlarını. Seni seviyorum. Ayrıca üç beş ucubenin dediği şeylere neden takılıyorsun ki? Bana her gün kaç tane nefret mesajı geldiğini bilsen aklın şaşar. " dedim ve onu öptüm. Ağlıyor muydu? Evet, azalmış mıydı? Evet.

"Seni seviyorum." Dedi

"Büyük görünmek için sakala ihtiyacın yok ayrıca." Diye ekledim. Göğsüme yattı ve orada sakinledi. Hatta uyudu. Onu böyle görünce hiç hareket etmedim ve kollarımı ona daha sıkı dolayıp saçlarını öptüm. Bir çok kez hemde.
Onun dev kalbinin kırılması. İncinmesi hoşuma gitmiyordu . Shawn'ın sakinliği benim de uykumu getirdi ve aptal bir saatte uykuya daldık.

**
Uyandığımda Shawn hala uyuyordu. Baktım uyanacak gibi hafifçe dürttüm. Saate baktığımdaysa yüzümü kırıştırdım. Daha iğrenç bir saat olamazdı.

"Günaydın, saat kaç?" Diye sordu.

"Gece 3.35" dedim

"Ne kadar iğrenç bir saat" dedi. Yüzünü buruşturdu bende büzdüğü dudaklarını öptüm.

"Öyle. Ben acıktım" dedim ve yataktan zıplayarak kalktım. O da kalktıktan sonra mutfağa indik ve makarna yapmaya karar verdik. Domates sosunu yaparken ben de makarnaları suya koymuştum. Gecenin bu saatinde akıl sağlığı yerinde olan yemek yemezdi. Kimin umrunda!? Makarnamız ve sosumuz piştikten sonra oturduk ve yemeğe başladık.
Makarnamızı yedikten sonra bulaşıkları yerleştirdik ve dudağımın kenarında sos kalmasıyla öpüşmeye başladık.
Öpüşme derinleşirken. O aptal saatte yapabileceğimiz en iyi şeyi yaptık.

*

Saat 11.30 gibi uyandığımızda Shawn ile banyo yapıp üzerimizi giydik. Kahvaltı yaptıktan sonra ki biliyorum gece yemek yemiştik. Olsun.
Dışarı çıkmaya karar verdik. Sinemaya gitmeye karar verdikten sonra seanslara baktık ve bize uygun olanı seçtik. Filme girene kadar kalan sürede ise ev alışverişi yapmaya karar verdik. İki farklı araba aldık ve kendi evlerimiz için yiyecekleri almaya başladık.

"Biliyorsun değil mi? Aynı evde yaşıyor olsak tek araba yetecekti."

"Biliyorum ama iyiyim şu an" dedim. Çamaşır deterjanını da ekledim. Kasaya girdikten sonra arabaya yerleştirip önce Shawn'ın evine sonra benimkine gittik. Nedeni ise buzdolabına girmesi gereken şeyler vardı. Tekrar sinemaya geldiğimizde biletlerimizi gösterip içeri girmiştik. Shawn bir kaç kişiyle fotoğraf çekildikten sonra mısır alıp içeri girdik. Yerlerimize geçtikten sonra Shawn kolunu her zaman olduğu gibi omzuma attı ve reklamlar başladı.
Dunkirk'e gelmiştik ( tarihi boşverin)
Filmde Harry Styles'ın olması elbette umrumda değildi (!)
Film devam ederken iyice odaklanmıştım ki. Film araya girdi!! Işıklar açıldı. Sohbet ettik filmin kritiğini yaptık. Film güzeldi ama üç farklı hikaye anlatılırken gece gündüz çok karışmıştı.
Film tekrar başladıktan sonra hızlıca akıp geçti. Çıktığımızda hava kararmaya başlamıştı. Tam çıkış kapısına yürüyorduk ki beklemediğim bir kaç kişiyle karşılaştım.

Emily, Camila ve Olivia. Bunların birlikte ne işleri vardı!?

****
Herkese merhaba! Yine ben.
Umarım bölümü beğenirsiniz. Okumamız güzel artıyor. Keşke diğerleri de aynı oranda artsa. Aman neyse olduğu kadar. Umarım güzel bir hafta geçirmişsinizdir.
Kendinize iyi bakın.

VEEEE KANADAYA GİTTİKTEN SONRA SİZE TAVSİYELER VE TÜYOLAR VERECEĞİM BLOĞUMSU ŞEYİ YAZACAĞIM BELKİ İŞİNİZE YARAR DİYE!

NOTES// Shawn Mendes Where stories live. Discover now