1-)Yalnız

2.8K 125 53
                                    

Bu hikaye @beslenirkibu ile birlikte kurgulanmıştır.

İyi okumalar!

Yağmur damlaları cam üzerinde tok sesler bırakarak yağmaya başladığında salona hakim olan gergin hava gücünü artırmıştı. Televizyonda açık kalan haber kanalından yükselen tedirgin ses düşüncelerimin ortasına aniden çakıldı.

"Uzmanlar virüsün nereden geldiği hakkında araştırmalara devam ediyor." Babam elinden bırakmadığı kumanda da bir başka tuşa bastı ve kanal değişti.

"Bir adam sokak ortasında iki kadına saldırdı. Kadınlardan biri kurtulurken diğeri cinnet geçiren adam tarafından ısırıldı. Olayın E2 virüsüyle ilgili olup olmadığı araştırılıyor!" tiz sesli kadının konuşmasının ardından ekran değişti ve olayın kaydedildiği, kalitesi düşük güvenlik kamerası görüntüleri ekranı kapladı.

Bir adam sersem adımlarla yolda kendilerine bakan iki kadına doğru bir anda atağa geçiyor, kadınlardan biri koşmaya başlarken diğeri adama kolunu kaptırıyordu. Daha sonra görüntüler kesildi ve tiz sesli spikerin görüntüsü tekrar ortaya çıktı.

Spiker konuşmaya devam ederken annemin endişeli sesi odayı doldurdu. "Bu karmaşıklıkta okula gitmesen daha iyi olur Aylin"

"Tüm dünya bu virüsle sarsılıyor dışarı çıkmak bile çok tehlikeli" diye ekleyen anneme yanıt babamdan gelmişti.

"Eğer ciddi bir mesele olsaydı resmi tatil ilan edilir, gerekli uyarılar yapılırdı."

"Yine de tehlikeli bilemiyorum." dedi annem.

"Okulum caddeye bakıyor birkaç metre ileride bir polis merkezi var. Bir problem olmaz." dedim rahat bir tavırla. Aslında okula gitmemek işime gelirdi ancak yaklaşan sınavlardan düşük almayı göze alamazdım.

"Eğer herhangi bir şey olursa bana hemen ulaş seni gelip alırım." dedi annem. Babam bir başka haber kanalını açarken yağmur damlaları hızını artırmıştı.

******

"Günaydın"

"Günaydın" diye cevapladım yanıma oturan Duygu'yu. Dersin başlamasına yaklaşık yarım saat vardı ve okuldakiler bu boşluğu fırsat bilip koridora doluşmuştu. Ama sanki her zamanki kalabalık neşeli tatlı bir kalabalık değil tedirgin bir kalabalığa dönüşmüştü. Birkaç kişi ellerindeki telefonlardan bir şeyler izliyorlar, bazıları heyecanlı heyecanlı bir şeyler anlatıyorlardı.

"Selam" dedi Evrim sıranın üzerine çantasını bırakırken. Duygu elindeki telefondan başını hafifçe kaldırdı.

"Hoşgeldin" dedikten sonra tekrar kafasını telefona çevirdi.

"Hoşbuldum, naber Aylin?" diye soran Evrim'in de yüzünde belli belirsiz bir tedirginlik vardı.

"İyi sayılırım sen?" diye sordum. Göz çevresini makyajla kapatsa da iri göz bebeklerinin kenarlarında kırmızı ağlar oluşmuştu.

"Biraz uykusuzum şu virüs kafama takıldı. Sabaha kadar internetteydim" dedi yorgun ses tonuyla.

"Neler buldun?" diye sorduğumda gözlerinin önüne düşen bir tutam saçı kulağının arkasına itti.

"İlk olarak Kanada'nın küçük bir kasabasında görüldüğü söyleniyor, burada ise ilk olarak Ankara'da görülmüş. Virüsün adı E2 bir dağ hayvanından veya suda yaşayan bir hayvandan bulaşmış olabilirmiş. Araştırmaya devam ediliyor. Sabaha kadar bununla ilgili videolar izledim. Gördüğüm tek şey delirmiş insanlardı. Daha da kötüsü virüs çok hızlı yayılıyor." diye açıkladı Evrim. Hızlı yayıldığının ben de farkındaydım. Tüm haber kanalları bu virüsle kaynıyordu.

KaçışHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin