09

814 120 23
                                    

DÖRT

09 Ekim 2016, Pazar

"Selam olsun sana saygıdeğer dostum." Louis arkasında sakladığı şeylerle odaya daldı. Haftalar geçiyor, Louis Harry'nin yanında neşesini kaybetmemeye çalışıyordu. Arada içindeki duygulara yenik düşerek 'dostum' adı altında onu ne kadar sevdiğini söylüyor, kendini bununla tatmin ediyordu.

"Bil bakalım bugün sana ne getirdim?" Arkasındaki tişörtü neşeyle sallayarak kendi kokusunun etrafa yayılmasını bekledi.

"Evet, tamam göremiyorsun. Beğeneceğinden emin değilim ama umarım beğenirsin. Bu benim tişörtüm ve senin o çok sevdiğin parfümümü de getirdim." Louis diğer elinde tuttuğu parfümü havaya sıkıp yere süzülen küçük su damlacıklarını izledi.

" 'Neden?' diye soracağını tahmin ediyorum. Gerçi senin sormanı tercih ederdim ama şu anda olmayacak bir şeymiş gibi görünüyor. Hemen anlatıyorum. İnternette yine araştırma yaparken komadaki hastaya koku ile yardımcı olunabileceği yazıyordu. Hani şu 'tepkiler' erken olabilirmiş falan falan."

"Aslında bunu çocuklara ilk söylediğimde Niall ayağından çorabını çıkardı, Liam gömleğini uzattı ve Zayn de çantasından saç spreyini verdi ama sanırım en mantıklısı benim tişörtüm ve parfümüm." Louis kıskandığını belli etmemeye çalışıyordu. Her ne kadar arkadaşlarını sevse de Harry'nin uyanmasının kendisi tarafından olmasını istiyordu.

"Neden mantıklı olduğunu sorma çünkü TANRI AŞKINA KİRLİ ÇORAPLAR NASIL UYANMANA SEBEP OLABİLİR?" Hala atlatamadığı ergenlik sesiyle, sesi çatallaşmış komik bir gürültü çıkarmıştı. Louis kendi sesine gülmek istedi. Harry de öyle.

"Aslına bakarsan şimdi daha mantıklı geliyor o kokuyla uyuyan güzel bile uykusundan uyanır." Louis aklına gelen fikirle koca bir kahkaha atıp konuşmasına devam etti:

"Hah. Bundan sonra sana uyuyan güzel diyeceğim. Tek eksiğin sarı saçlar. Sanırım uyuyan güzelin saçları aynı zamanda düzdü ve pembe bir elbis- tamam çok eksik varmış demeyeceğim."

Louis Harry'den küçük de olsa bir tepki bekliyordu. Gülümseme olmasa da parmağını kıpırdatabilirdi veya başka herhangi bir şey. Beklediği olmadığı için hayal kırıklığına uğramıştı ama son bir buçuk aydır yaptığı gibi bunu belli etmemişti.

"Tamam şimdi ben gidiyorum ve sen de dinleniyorsun. Yarın zaten geleceğim biliyorsun o yüzden üzülmene gerek yok çünkü beni ne kadar sevdiğini biliyorum."

Sessizlik.

"Yani bana olan aşkından kahrolmana gerek yok." Gülümsedi ve devam etti "Yarın görüşürüz uyuyan güzel." Bu sefer Harry'nin parmak uçlarını da öptü ve son kez Harry'e baktıp iç geçirdikten sonra odadan çıktı.

Selam neösmspwkndl güzel gidiyor mu ya? Farklı bir kurguda yazmaya çalışıyorum ve şu ana kadar bu konuya benzer bir kitap görmedim. Bu arada Louis'nin Harry'i sevdiğini söylediği bölümde takılı kaldım yazamıyorum. Fazlasıyla odun bir kişiliğim var kötü bir şey çıkarsa şimdiden özür dilerim. En kötüsü bir şarkı veya şiirden esinlenerek bir şeyler çıkarmaya çalışacağım. Öyle yaparsam haber veririm zaten.

OCEAN° L.SWhere stories live. Discover now