XVI.

68.6K 3.8K 1.1K
                                    

Multi; Selim😍

"İlsu, birinci dönemin bitmesine az kaldı. Ve gerçekten matematikte zorlanmaya başladım."

Uykusuz bir şekilde gözlerimi Selim'e çevirdim. "Yani?"

Odun olmayı seviyorum.

"Yanisi yok işte. Matematik diyorum. Nasıl çalışacağız diyorum? Dünyadan İlsu'ya diyorum." elini gözüme doğru sokarak sallayınca umursamayarak elini ittim.

Kollarımı sıraya koyduktan sonra kafamı da üstüne koydum. Ona dönerek konuşmaya başladım.

"İstediğin zaman gelebilirim. Ama şuan çok uykum var. Ve uykuya ihtiyaç olan bir İlsu türüyle uğraşmayı inan istemezsin."

"Neden gece uyuyamadın mı?"

Aklıma dün gece gelirken gülümseyerek gözlerimi kapattım. Ulan ne güzel lahmacunlardı onlar.

"Uyuyamadım."

Selim garip bir ifadeyle bana baktığında tekrardan gülümsedim. Yemin ederim şuan Selim'in kafasını lahmacun gibi görüyordum.

"Neden?"

"Sana ne?"

"Kızım beni delirtiyorsun cidden."

Cevap vermeyerek kafamı sıraya koydum. Ders zili çalar çalmaz kafamı kaldırdım. Saçlarım önüme bir bir düşerken onları aldım ve hızlıca topuz yaptım.

Sonuçta ders matematikti.

Matematiğe pek çalışmıyorum bilirsiniz. Ama temelim iyi olduğu için ve de dersi ciddi anlamda iyi dinlediğim için iyiydi.

Tamam bazen sadece matematik dersinden test çözdüğümde oluyordu.

Hoca kapıya girer girmez sınıf ayaklanmıştı. O kadar hızla girmişti ki, kapıyı örtmemiş ve direkt eşyalarını masaya koyarak tahta kalemini çıkarmıştı.

"Arkadaşlar bugün matematiktan şu zamana kadar en zor sorulardan sözlü  olacaksınız. Malum TYT ve AYT var."

Size de 'merhaba' tabii ki oturabiliriz hocam. Çokta sıkıntı yapmayın.

Sınıf homurdandı. Ve sonra herkes "Malesef!" diyerek yakınmaya başladı. İç çekerek bakındım.

"Bakalım, güne çalışkan bir öğrenciyle başlayalım. Bakalım, bakalım... İlsu!" Hoca bana gülümseyerek bana baktığında zorunlu olarak bende gülümsedim.

"İlsu mu çalışkan hocam?" Dedi sınıfın yalakası. Göz ucuyla ona baktım ve gülümseyerek tahtaya doğru yöneldim.

Hoca tahtaya iki soru yazdı. Yazdığı sorular benim için basitti. Hocanın elinden tahta kalemini aldım ve soruları cevapladım. Kalemi tam tahtaya bırakacakken, bana laf atan Serra'ya döndüm.

"Anlamadığın bir yer var mı, arkadaşım? Geçen sınav sonucum senden dört kat fazlaydı.  Dört işlem yapabiliyorsundur umarım?"

Sınıf güldüğünde bende güldüm ve sırama geçtim. Hoca elinde ki kağıda bir şeyler yazdıktan sonra bana döndü.

"İlsu yüz vermekten sıkıldım."

Sınıf her zaman ki gibi sus pus olurken bende gülümseyerek cevapladım.

"Eyvallah hocam."

Hep erkeklerin öküz mü olacaktı, yahu? Biraz da ben olayım.

"Selim gel, tahtaya."

Selim bana korkunç bir şekilde bakarken güvenle omzunu sıktım. Gerçekten matematiği yapmıyordu. Bu haline gülmemek için zor tuttum kendimi. Daha sonrasında aklıma benden kat kat Türkçe ve Edebiyat yaptığı aklıma geldi. Yüzümü buruşturdum.

"Lan mal kalk işte. Ucunda ölüm yok ya." Sesimi duyar duymaz oflayarak konuşmasına devam etti. Gerçekten kötü hissediyordu.

"Gel de bunu aileme söyle."

Haklıydı.

Selim kalkarken bende aynı hızla kalkarak en öne gözlüklü bir kızın yanına oturdum. Kız beni gördüğüne şaşırmış gibi duruyordu. Sonuçta ben üç senedir hep arka tarafta oturuyordum.

Hoca Selim'e de iki soru sorarak yerine oturmuş ve telefonuna gömülmüştü.

Selim bana bakarken bende kızın defterini elinden çekip soruların cevabını yazıyordum. Selim çevik bir hareketle tahtaya yazarken hoca da ayağa kalkmış sınıfta ki konuşanları uyarıyordu.

"Hocam bitti."

Selim büyük bir mutlulukla hocaya bakarken hoca da sırayı gösterek oturmasını işaret etti.

"Selim, üçüncü sözlün doksan."

"Neden hocam?" Selim hocaya şaşkınca bakarken hoca da gözlüğünü düzelterek konuşmaya başladı.

"Ne, neden?"

Ben iki soruyu yaparak ondan daha fazla not almıştım. O neden daha az bir not almıştı bilmiyordum. Hoca ters ters Selim'e baktı.

"Neden on puan kırdınız?" Şüpheci bakışlar ve hayal kırıklığı.

"Yazın çok çirkindi, beğenmedim."

"Hocam sizinki de arapça yazısı gibi. Biz bir şey diyor muyuz?"

Selim sinirlenmişti. Elinde ki tahta kalemini sıranın üzerine koydu. Hoca ise Selim'e gözünü kısarak bakarken tehditkar bir şekilde konuştu.

"Daha fazla notundan düşmemi istemiyorsan geç yerine."

Selim sinirle kafasını sallayarak sıraya geçerken bende aynı hızla sırama geçtim. Selim'in sakinleşmesini bekliyordum.

"Uyuz lan bu adam. Şeytan diyor çak ağzına bir tane."

Elini yumruk yapmış masaya geçirmişti. Hoca bu tarafa bakmaya tenezzül etmezken, birkaç kişinin bakışları bize dönmüştü.

"Sakin ol ve ayrıca bir şey değil." Böbürlenerek bakışlarımı başka yere çevirdim.

Selim uzandı ve yanağımdan öptü. Gözlerimi hayvan gibi açarak ona baktım.

Öptü!

"Hey bu ne içindi? Sınıftayız farkında mısın?" Elimi yanağıma götürerek şaşkınca ona baktım. Çoğu kişi bize bakıyordu ve ben şuan gerçekten utanmıştım.

"Bir kez daha yardım ettiğin için güzelim."

ANONİM (TAMAMLANDI)Where stories live. Discover now