Sorgu Odası

1.2K 99 9
                                    

Talat yavaş yavaş gözlerini açtı. Baktığında hala aynı odada, yatakta yatıyordu. Hareket etmek istedi ama üzerine çekilen teller aklına gelince yapamadı. Kafasını kaldırıp etrafına baktığında hava kararmak üzereydi. Elinin yataktan yana düştüğünü fark etti. Üzerine baktığında teller yoktu. Şaşırdı. Sakince yerinde kalkmaya başladı. Vücuduna batan teller etini parçalandığı için canı yanıyordu.

Eliyle yataktan destek alarak ayağa kalktı. Pencereden dışarı baktığında aslında sabaha karşı uyandığını anladı. Ensesinde hissettiği yanma hissi ile irkildi. İğnenin battığı yeri eliyle tutarak bastırmaya başladı. Kollarına ve bacaklarına baktı. Odaya giren ay ışığını ile zar zor gördüğü vücudundaki yara izlerini seçebiliyordu. Peki onu kim tellerden kurtardı? Erkan mı? Bu imkansızdı.

Dolabın yanına gitti. Aynalı kapağa baktığında açık gibi duruyordu. Kapağı kendine doğru çektiğinde açıldı. Şaşkındı. Son kez arkasına baktığında içinde bir huzursuzluk vardı. Kapağı yavaş yavaş açtı. Gözüyle etrafı süzdükten sonra yavaş ve temkinli adımlarla ilerledi. Dolabın kapağını ilk açtığında karşısına bir yığın askıda kıyafet çıktı. Karanlık dolabın içinden rast gele elini uzattı. Sonunda ileriye açılan bir geçit buldu. Geçidi yavaşça açarak gözünün karanlığa alışmasını bekledi. Sonunda dolabın içine bir ışık hüzmesi geldi.

Talat kapağı tamamen açtığında yatak odası gördü. Karanlık olmasına rağmen önünü net bir şekilde görebiliyordu. Odada sadece yatak olduğunu seçebiliyordu. Biraz daha baktıktan sonra tam karşısındaki kapıyı gördü. Dolabın içinden çıktı ve kapıya doğru hızlı adımlarla ilerledi. Kapının kilitli olduğunu düşünerek kulpu aniden  indirdi. Zaten kırılmaya hazır olan kapı kulpu Talat'ın elinde kaldı. Kulpu yatağın üzerine atarak hızlıca dışarıya çıktı. Gözü bir yerlerde ışık arıyordu. Duvarda ışığı açmak için düğme aradı ve ışığı yaktı. Bir anda gelen ışık yüzünden gözlerine perde indi.

Yaklaşık bir dakika bekledi, gözleri ışığa alıştığında etrafına baktı. Önünde merdivenler vardı. Uzun ve dar koridorda bir çok beyaz kapı vardı. Talat zaman kaybetmek istemeyerek merdivenlerden indi. Sonunda sağ tarafında kalan dış kapıya gitti, elini kapı kulpuna koydu ama açmadı. Arkasına baktı. Ev ona gitmemesini söylüyordu. Talat baktığında üst kattan gelen ışık geniş oturma odasına hafif bir aydınlık veriyordu. Talat kapıyı bıraktı, etrafına baktı. Oturma odasındaki büyük gümüşlük bir erkek evine göre oldukça süslü görünüyordu.

Talat oturma odasının ışığını yaktı. Bej rengi kanepe takımı ile beyaz gümüşlük birbirini tamamlıyordu. Üçlü kanepenin arkasındaki büyük, tahta konsoldaki çekmecelerin yanına gitti. Sırayla hepsini karıştırmaya başladı. Dolaplara tek tek baktı. Ancak kayda değer en ufak bir şey yoktu. Gümüşlüğün altındaki çekmeceler ise boştu. Balkon kapısının yanındaki gri renkli puf gözüne takıldı. Genelde böyle şeylerin içine saklanan önemli belgeler olurdu. Pufun yanına doğru giderken evin önünden gelen siren seslerini duydu. Olduğu yerde kaldı. Evin kapısı kırıldı, içeriye ilk giren her zamanki gibi Sarp'dı. Sarp Talat'ın yanına geldi, elini omzuna koydu:
-Talat, iyi misin?

Talat'a sarıldı. Talat da sıkı sıkı Sarp'a sarıldı:
-İyiyim, iyiyim.

Sarp kendini geri çekti. Talat'ı boydan boya gözüyle süzdü.
-Talat bu hal ne!? Oğlum etlerin olduğu gibi dışarıya çıkmış!
-Yok bir şey.

Sarp arkasında duran polis memuruna döndü:
-Evin önündeki ambulanstan ekip göndersinler. Sedye ile gelsinler.
-Tamam amirim.

Polis koşarak kapıdan dışarıya çıktı. Sarp Talat'ın koluna girdi ve kapıya doğru götürdü. Talat durdu, Sarp'a döndü:
-Sarp bu evde bir şey var.
-Ne gibi?
-Erkan enseme bir iğne sapladı, bayıldım. Uyandığımda üst katta bir yatakta teller ile bağlanmıştım. Tekrar uyuyup uyandığımda teller kesilmişti.
-Belki Erkan kesmiştir.
-Hayır. İlk uyandığımda bana yurt dışına gideceğini söyledi.

ÖLÜMCÜL (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin