Kana Susamış Sansarlar

1.1K 91 4
                                    

Saat sabahın beşiydi. Talat arabayı kullanırken Sarp yolcu koltuğunda uykuya daldı. Talat rüyalarını, Erkan'ı, Erkan'ın yanındaki kızı. Kimdi o kız? Erkan evli bile değildi ama evinde ona baba diyen bir genç kız vardı. Belki de kıza işkence ediyor, zorla yanında tutuyordu. Talat'ı düşüncelerinde boğulmaktan telefon sesi kurtardı. Sarp telefonun melodisiyle yerinden fırladı. Talat telefonu açtı ve hoparlöre aldı.
-Ali?
-Amirim size söylemem gereken önemli şeyler var.
-Nedir?
-Öncelikle Erkan'ın kaçtığını biliyorsunuz.
-Evet. Nasıl oldu?
-Tuvalete gitme bahanesiyle görevli memuru iple boğmuş.
-Anladım. Kimse görmemiş mi?
-Malesef. Galiba kılık değiştirmiş.
-Başka bilgi?
-Bugün karakola bir kız geldi. Talat amirim, sizi görmek istediğini söyledi.
-Kimmiş?
-Başta kim olduğunu söylemedi. Ama hiç ummadık biriymiş.
-Ali, sen de ağabeyin gibi lafı dolandırma.

Sarp "çok biliyorsun sen" bakışı attı.

-Özür dilerim amirim. Kız Erkan'ın kızı çıktı, yani öyle söyledi.

Talat'ın aklına Erkan'ın yanına gittiğinde gördüğü kız geldi.

-Evet?
-Amirim sadece size konuşacakmış. Bize şimdilik bu bilgiyi verdi.
-Kızın adı ne peki?
-Eda.

Talay kendi kendine konuşarak kızın adını söyledi "Eda Gürel".

-Tamam. Ben yoldayım Ali. Sen kızı benim odama al. Yirmi dakikaya oradayım.
-Tamam amirim.

Telefon kapandı.

-Kızı tanıyor musun? diye sordu Sarp.
-Hayır. Yani bir kere gördüm, Erkan'ın evinde. Sana da anlatmıştım.
-Sana ne söyleyecek ki?
-Bilmiyorum. Benim asıl merak ettiğim bu kız Erkan'ın elinden nasıl kurtuldu. Adam kıza odadan çıkmayı bile yasaklamıştı.
-Biz evi bastığımızda kimse yoktu.
-Kızı da yanında götürdü. Evde saklayacak bir yer yoktu değil mi?
-Bakılabilecek her yere baktık.
-Anladım. Neyse artık gidince göreceğiz.
-Hadi bakalım.

Yaklaşık yirmi dakika sonra karakolun önüne geldiler. Güneşin ilk ışıkları ikisinin de yorgun gözünü acı biber gibi yakıyordu. İkisi de Talat'ın odasına çıktılar. Kapının önüne geldiklerinde Talat içindeki şüpheyi bir kenara bırakmaya çalıştı. Derin bir nefes aldı ve kapıyı açtı. Karşısında üzerinde battaniye ile oturan ve korkmuş bir kız gördü. Kız Talat ve Sarp'ı gördüğünde ayağa kalktı, battaniyeyi bir kenara bıraktı. Talat masasına geçti, Sarp kapıyı kapatıp masanın önündeki koltuğa oturdu. Talat kıza oturmasını söyledi.
-Eda'ydı değil mi?
-Evet efendim.
-Eda. İyi misin?

Kız gözünün önüne düşen ıslak saçını kulağının arkasına atarak yere baktı ve konuşmaya başladı:
-İyiyim teşekkür ederim.
-Gece yağmur yağmadı diye hatırlıyorum. dedi Talat kıza saçlarının neden ıslak olduğunu sorarcasına.

Kız ağlamaklı ses tonuyla konuştu:
-Şey... aslında denize girdim efendim.
-Seninle öncelikle bir anlaşma yapalım Eda. İlk olarak bana efendim değil Talat abi de. İkincisi ise lütfen bana doğruları açık açık söyle olur mu?

Kız başını onaylamak için salladı.

-Evet Eda. Anlatmaya başlayabilirsin. İstersen daha sonra kendine gelince de konuşuruz.
-Hayır efendim, yani abi. Şimdi konuşmak en iyisi, daha sonra zamanım olmayabilir.
-Ne demek o?
-Belli mi olur, ölüm- kalım var bu hayatta. Neyse ben size herşeyi anlatayım.

Talat eliyle başlamasını işaret etti. Kız derin bir iç çekerek başladı:
-O gün sizi evde gördüğümde babamı öldüreceksiniz sandım. Elinizde bir buz kıracağı vardı ve onunla babamın canına okuyacaksınız sandım. Sizi bir odaya kapattığını gördüm ama onun benim herşeyi gördüğünden haberi yoktu. Odadan çıkarken ben de kendi odama gittim. Biraz sonra da babam odama geldi ve ne kadar kıyafetim varsa bavula koydu. Neden bunu yaptığını sordum ama bana sessiz olmamı söyledi. Babama senin nerede olduğunu sordum, gittiğini söyledi. Şüphelendim ama fazla umursamadım. Sonra bir telefon geldi ve evden çıktı. Bana da aradığında evin önüne gelmemi söyledi.

Kız anlattıklarından yoruldu, içindeki fazla nefesi dışarıya attı.

-Devam etmek istediğine emin misin? diye sordu Sarp kız için endişelenerek.
-Eminim. Bu yükü omzumdan atmak istiyorum. Her neyse, babam evden çıkınca biraz bekledim. Arabasının sesini duyduğumda gittiğini anladım. Biraz tedirgindim ama daha sonra düşündüm. Talat abi, seni kurtarmaya karar verdim. Babamın sana ne yaptığını bilmiyordum ama seni o odaya bıraktıktan sonra kiler olarak kullandığımız odadan tel aldığını gördüm. Ben de alet çantasını aldım ve hemen yanına geldim. Üzerindeki telleri kopardım ve hemen odadan çıktım. Aslında seni uyandırmayı düşündüm ama araba sesi duyunca hemen odama gittim. Babam beni aradı ve evden çıktım, arabayla sahile gittik.

-Hangi sahil? dedi Sarp.

-Tuzla. Oradan vapura bindik ve Eminönü'ne gittik. Beni bir otele bıraktı ve işlerini halledip geri döndü. Akşam üzeri beni otelden aldı ve sahile gittik. Vapura bineceğimizi zannediyordum aslında, ama bir yat geldi. Sadece babam, ben ve kaptan vardık. Yat ile Tuzla'ya giderken babama gelen bir mesajı gördüm. Babam o sırada kaptanın yanındaydı.

-Mesajda ne yazıyordu peki? diye sordu Talat.

-Aslında ben de ne olduğunu anlamadım. Şiir gibi bir şey yazıyordu. Korkunç bir şiir gibi, kalbimde öyle hissettim yani. Hem gecenin soğuğundan hem de mesajın verdiği ürpertiden titremeye başladım. Daha sonra babama yeniden mesaj geldi. Merakıma yenik düşüp yöne baktım. Bu seferki oldukca korkunç ve akıl almazdı. Aslında hala gözlerinin önünde ve beni korkutuyor.

Talat ve Sarp ne olduğunu merak ederek baktılar. Eda da bunu fark ederek lafı daha fazla uzatmadı.

-Bir fotograf vardı. Kanlar içinde bir kadındı ve gözleri çığlık atar gibiydi.

Eda durdu ve kendine gelmeye çalıştı. Sanki o kadının yerinde kendi vardı.

-Babam yanıma geldi. Telefonu aldı ve bir adamla konuşmaya başladı. Ne konuştuğunu tam seçemedim ama o fotoğrafla ilgili olduğunu ortadaydı. Korktum. Tuzla sahile oldukca yakındık. Yatın durmasını beklemeden bir anlık cahillik ve korkuyla denize atladım. Arkamdan çok bağırdı ama ben sadece kendi canımı düşünür hale geldim. Yıllarca her hatasına rağmen baba dediğim adamdan canım için kaçıyorum. Bu çok zor birşey.

-Arkandan gelmedi mi? dedi Talat.
-Aslında gelebilirdi ama gelmedi. Ben de denizde  çıkar çıkmaz karakola gittim. Orada bana temiz kıyafetler verdiler ve sizinle görüşmek istediğimi söyledim. Onlar da beni buraya getirdiler.

Kızın konuşmasının bittiği anlaşılınca Talat konuştu.

-Anlattıkların için teşekkür ederim Eda. Bunlar inan ki bizim için oldukça  önemli ve ciddi bilgilerdi. Sen şimdi biraz dinlen, yemek ye uyu. Ne istersen. Daha sonra seninle tekrar sohbet ederiz olur mu?

-Peki.

Sarp lobide görevli olan bayan memuru çağırdı ve Eda ile ilgilenmesini söyledi. Bu sırada Talat'ın telefonuna özel bir numaradan mesaj geldi. Talat Sarp'a yanına gelmesini söyledi ve mesajı açtı. Bir şiir yazıyordu.

Şahidi
tanığı yok
ve sisli bir akşamda
perdesi aralanamayan cinayetler,
kana susamış sansarlar var...

ÖLÜMCÜL (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin