~Bölüm 17~

725 80 21
                                    

Müzik: Taylor Swift haunted  
           
Ne kadar zaman geçti bi fikrim yoktu.
Hala yerde Elsa'nin cansız bedenine sarılıyordum, boğazım hıçkırıklarım, bağırmalarım yüzünden çok acıyordu.
Ama en çok kalbim acıyordu kardeşim bildiğim kız gözlerimin önünde kendini öldürmüştü.

Kapı açılıp dışarda bekleyen ve Elsa'ya beni öldürmesi için acele etmesini söyleyen adamlar içeri girdi arkalarından da Nick.

Elsa'ya daha sıkı sarıldım.

-Evet işte bu manzara beni tatmin etti-   
Hızla başımı kaldırıp bağırmaya başladım.
-Ne kadar iğrençsin senden nefret ediyorum senin yüzünden o öldü !!-
-Beni sevmeni beklemiyorum zaten.-   
Dedi tek kaşını kaldırıp
-Sen benden intikam alicaktin beni oldurucektin onu değil!-  
-Onu ben öldürmedim. Bu kendi kararıydı, ve seni öldürmedi yani bu acıyı yaşamanı seçti.-
-Bu çok saçma, beni ona karşı doldurmaya mı çalışıyorsun!-         

Hafifçe gülüp başını sağa sola salladı
-Çok aptalsın, sana demiştim sende bu acıyı yasiyacaksin diye -      

Şaşkınca ona bakakaldım.
-A..ma buda planın..-   
Başını salladı
-Evet bu da planimin bi parçasıydı -  
Dedi ve adamlarına dönüp
-yapmanız gerekeni biliyorsunuz -  
Dedi ve ikiside buraya doğru gelip Elsa'yi benden almaya çalıştılar ama onu benden almalarına izin vermedim.
-Bırakın hayır hayır biraksanıza!! -

Bağırislarimi duymazliktan gelip onu benden aldılar ve odadan çıktılar.
Kanlı ellerimi yere koydum ve başımı eğip ağlamaya devam ettim.

Tekrar o adamlar geldi ve beni kollarımdan tutup ayağa kaldırdılar.

Nick dışarı çıktı ve arkasından beni de çıkardılar, karşı koymaya çalıştım ama gücüm kalmamıştı artık.       
Hastanenin bahçesinden de çıkıp yolun kenarına park edilmiş arabaya geldik.
Kapıyı açıp beni içeri firlattilar.
Yol boyunca gözyaşlarım akmaya devam etti.
Araba durunca başımı kaldırdım.
Tanrım!
Dağ evimin ordaydik, ev görülecek kadar yakındık.       
     
Arkasını dönüp konuşmaya başladı
-Arkadaşlarına sürpriz yapma zamanı-
Pis sırıtışı arasından dedikleri karşısında hiç birşey demedim.
-Seni şimdilik bırakıyorum ama merak etme bu uzun bi süre olmayacak kısa süre sonra tekrar olman gereken yerde olacaksın ve çekmen gereken açıları cekiceksin.-
Konuşmaya devam etti
-Polise gidersen bütün sevdiklerin gözünü dahi kırpmadan ölür. Ve onlara Elsa dan bahsetmiyceksin.-    

Kollarımdan tutan adamlara başiyla bi işaret yaptı ve sol tarafimdaki arabadan indi digeride beni itip arabadan dışarı attı yere dizlerimin üstüne düşmüştüm. Başımı kaldırıp arkama baktığımda Nick'in sert bakislariyla karşılaştım.
Önüme döndüğümde arabada gitmeye başlamıştı.

Yerden kalkıp derin bi nefes aldım.
Yavaşça eve doğru yürümeye başladım.

*Martin*
Bugün odadan dışarı çıkmamıştım.   
David çağırsada inmemiştim. Zaten
herkes gergindi, saçma sapan şeylerden bile tartışma çıkıyordu.

Yataktan kalkıp pencerenin önüne geçtim. Camı açıp içeri hava girmesine izin verdim.

Yine düşüncelere dalıp gitmişken bir şey dikkatimi çekti ağaçların arasında ki gölge.
Bu sıradan bir gölge değildi bi insan gölgesiydi ve bi anda yok oldu.

Hemen odadan çıkıp hızlıca merdivenlerden indim.
Salon da oturan Calvin ve David bu aceleci halimi görünce ayaklandilar ama onlara bi açıklama yapmadan evden çıktım.

Koşa koşa o gördüğüm insan gölgesinin olduğu yere geldim etrafa bakinirken bişeye takıldım.

Aman Tanrım!
Takıldığım şey kanlı bi el.

ŞAFAKTAN GÜN BATIMINAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin