Bölüm 5

15K 954 17
                                    

Telefon çaldığında yine bir tas suyla haşır neşirdim. Artık kabın içindeki suyu rahatlıkla hareket ettirebiliyordum. Sanırım bir kaç gecedir yaptığım konsantrasyon çalışmaları sonuç vermişti. Kilit nokta korkmamak, heyecanlanmamaktı. Suyu kendi parçam gibi hissetmem gerekiyordu. Gün geçtikçe parçam gibi olmaya başlamıştı zaten.

Telefon çalınca elime ayar veremedim ve bir tas suyu yere döktüm. Hay Allah bu konuda bile sakardım.

Ayşe telefonda başımı ağrıttı. Hadi ben Burak'la takılacakmışım da o diğer çocukla ne halt edecekmiş de yarın matematik dersine yetiştirmesi gereken testler varmış da. O kadar başımı ağrıtmasına rağmen yine de beni yalnız bırakmaya gönlü el vermedi sanırım. Film güzeldi. Çıkışta Ayşe bana hainlik etti ve çok işi olduğunu gitmesi gerektiğini söyledi. Bunun üzerine zaten filmin başından beri kendini fazlalık hissettiği için ne yapacağını bilemeyen diğer çocukta ağzında birşeyler geveleyip gitti. Burak'la tek başımıza kaldık.

Evimin nerede olduğunu sordu ve kendininkininde aynı semtte olduğunu, istersem beni eve bırakabileceğini söyledi. Ama karnının aç olduğunu söyledi ve köşedeki kokoreççiye oturma teklifinde bulundu. İlk buluşma yeri kokoreçci.. Bir çok kıza göre çok romantik olmayabilir ama bana göre eğlenceli.

Bana Merve gibi kızlardan farklı olduğumu söyledi. Tabi benim yerimde Merve olsaydı şimdi 'hayır kokoreç yiyemem diyet yapıyorum. Midemde koyun bağırsaklarıyla kendimi rüzgara bırakınca uçabilecek kıvama gelemem.' Gerçi bu da bir yetenek olurdu değil mi? Onu çok iyi anlıyorum. Budala tavırlarından aklı başında olan kim olsa bir süre sonra sıkılır. Hatta tüm kızlardan nefret etmesi bile imkansız değil Merve gibi bir kızdan sonra. Merve'yle nerede tanıştıklarını sordum. Sonuçta farklı sınıflardaydılar ve aldığım cevap karşısında şok üzerine şok geçirdim. Meğerse ortaokuldayken çıkıyorlarmış. Şimdi neden ortalarda çok dolaşmadığının anladım. Psikolojisi bozulmuş olmalı. İçten içe fellik fellik Merve'den kaçıyordur. Nasıl böyle bir hataya düşer? Ama ortaokuldayken çocuktuk değil mi? Burak da belli ki saf bir çocukmuş. Belki de Merve'ye teşekkür etmem gerekir. Belki de o olmasaydı benim gibi kızları farkedemeyecekti.

Eve doğru yürümeye başladık. Çok yakında değildi ev. Yol boyu birbirimizi tanımaya çalıştık. Onun en çok ilgilendiği spordu muhtemelen fakat bende yüzmeden ve buz pateni izleyicisi olmamdan başka birşey olmadığını farkedince konuyu değiştirdik. Ve müzikte ortak noktayı yakaladık. Bir ara beraber smells like teen spirit'i bile söylemeye başlamıştık sokağın ortasında.. Müzik zevkimi beğenmişti.

Bir ara karşıya geçmemiz gerekti ve araba geçince paniklediğimi farkedince elimi tuttu ben de cesaret alıp iyice sokuldum. Sonra yapışık bir izlenim vermeyeyim diye ilk elini bırakan ben oldum. Evimin önüne geldiğimde ikimiz de ne yapacağımızı bilemedik. Amerikan filmlerinde ilk buluşmadan sonra öpüşülür bu sahnede ama Amerika'da değildik tabi. Sokağın ortasında öpüşemezdik. Çekinerek elimi uzattım. Elimi tuttu ve bir anda beni kendine çekti ve yanağımdan öptü. Ayrıldığımızda bu an hiç bitmesin diye dua ederken bir kaç kere arkasına dönüp bana baktığını görünce gülümsedim.

Akşam Burak'tan 'Seninle vakit geçirmek çok güzel.. Bunu bir daha yapmalıyız.' diye mesaj geldiğinde pencereden dışarı uçasım geldi. Uçma konusunda gizli bir yeteneğim olsa bile şu an bunu denemesem iyi olacak..

YenilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin