Bölüm 23

8.7K 624 23
                                    

Beraber yaşamak çok keyifliydi. Evdeki iş bölümünde en rahat olan ben ve Cenk'ti. Cenk çok hızlı olduğu için herşeyi anında yapıyordu. Benim de gerek temizlik, gerek yemek pişirme gerekse dondurma yapma konusunda parmağımı bile oynatmama gerek kalmıyordu. Sıra Mert'e geldiğinde bizden hıncını almak için kafamıza ediyordu.

Artık mutlu günler geçirmemizin şerefine birgün kutlama yapmaya karar verdik. Ve bu kutlama çok farklı olacaktı. Sonuçta hepimizin yetenekleri vardı.

Birbirimize güçlerimizi sergileyecektik İlk sahneye çıkan Roberto oldu. Gözümüzün önünde 5 tane zeka küpünü 2 dakika içinde çözdü. Bu onun için basitti tabi. Sonra zeka küpündeki kareleri sökmeye başladı. Hızlı hızlı birbirlerine geçiriyordu. Ne yapacaktı acaba? Bitirdiğinde 3 boyutlu bir yıldız oluşmuştu ve her bir yönü aynı renkti. Bir alkış kopardık.

Sıra Cenk'e geldi. Biz dövüş kursuna giderken çok hevesli olduğu için kendisi evde çalışmıştı. Çalıştığı dövüş sporunun içinde akrobatik hareketlerde vardı. Önce basit dans gibi hareketlerle başladı. Sonra havada taklalar, parendeler atmaya başladı. Bir süre sonra hızını alınca resmen uçmaya başlamıştı. Ayakları yere basmadan havada taklalar atıyordu. Sonra son süratle duvara koştu duvara attığı bir adımdan sonra yine havada takla attı. Sonra yine aynı harekete başlar gibi başlayıp dikey duvarda yana doğru yürümeye başladı. Bu inanılmazdı. Ayame'yle heyecandan kendimizi tutamayıp acayip sesler çıkarıyorduk. Cenk sonunda gösterisi bittiğinde 'Evin içinde bu kadar oluyor beyler bayanlar' dedi kollarını iki yana açarak alkışlarımızı kabul ederken.

Ayame gösterisi için hepimizin laptoplarını toplamıştı ve herbirini odanın bir kenarına yerleştirdi. Elinde kendi geliştirdiği bir kumanda sistemi vardı. Bir anda neşeli bir elektronik müzik çalmaya başladı ve her bir bilgisayar rengarenk yanıp sönmeye başladı. Her yer disko gibi olmuştu. Neşeyle ayağa kalkıp salınmaya başladık. Sonra ünlü oyuncular ekrana gelmeye başladı. Her bir kelimeleriyle komik cümleler oluşturmuştu Ayame. Gülmekten kırıldık. İçeriye elektrikli süpürge girdi ve müzik eşliğinde bizimle birlikte dansetmeye başladı. Sonra bilgisayarlarda her birimizin fotoğrafları komik bir şekilde dizayn edilmiş bir şekilde karşımıza çıktı. En son hepimizin olduğu mutlu bir fotoğrafla bitirdi. Alkışladık.

Sıra bana gelmişti. Hepimizin çevresinde borusu olmayan havada bir su hattı oluşturdum. Lee kalıp şeklinde duruyordu. 'Şey ıslanmaktan çok korkuyorum' dedi. 'Merak etmeyin' dedim. Suyu bir anda buza çevirdim. Sonra baştan başlayarak buz düzenli şekillerde parçalanarak ortamıza düşmeye başladı. Havada oluşturduğum buz kütlesi bittiğinde ortamızdaki şey buzdan bir piramite dönüşmüştü. 'Vay' diye sesler çıkarıyorlardı. Tüm buz parçalarını dağınık bir şekilde havalandırdım. Hepsi havadayken suya dönüştürüp bıraktım. Ve daha yere dökülmeden hepsini su buharına dönüştürdüm. Alkışlarlarken heryer buhar olmuştu. Ayame pencereyi açtığında Mert 'Rica etsek' dedi. 'Ah evet' diyerek tüm su buharını pencereden dışarı çıkardım.

Lee'nin gösterisi merakla beklediğimiz gösterilerdendi. Oturdu. Pencere hala açıktı. Değişik ıslık sesleri çıkarmaya başladı. İçeriye bir sürü kuş hücum etmeye başladı. Bir süre sonra kelebeklerde gelmeye başladı. En şirini ise pencereye yakın dallardan içeriye atlayan sincaplardı. Ed çok heyecanlanmış, uçan kuşların hangi birini kovalayacağını bilememiş, bir anda hiperaktif bir köpeğe dönüşmüştü. Sonra çıkardığı tek bir sesle hepsi dışarı çıktı. Ed'in salağa dönmüş halini görünce kendimizi tutamadık ve gülmeye başladık. Bu arada etraf azıcık kirlenmişti.

Assolist Mert'ti. 'Sadece oturup, gözünüzü kapayın ve keyfinize bakın' dedi. Çok heyecanlıydım. Önce kendimi muhteşem bir bahçede buldum. Rengarenk devasa boyuttaki kelebekler cilveleşiyorlardı. Sonra sırayla kendimi eyfel kulesinin önünde, bir çölün ortasında ve bir dağın tepesinde buldum. Sonra bir anda havada uçmaya başladım. Pamuk gibi bulutların arasında süzülüp yer yüzüne bakıyordum. Yerde bir tabloya benzeyen düzenli rengarenk tarlalar ve yer yer evler görünüyordu. Ve sonunda adrenalin hat safhaya çıktı ve bize bungee-jumping deneyimi yaşattı. Gözümüzü açtığımızda herkes heyecandan hareketlenmişti. Cenk çoktan ayağa kalkmıştı. Kafasını avuçlamış 'Of adamım' diyordu.

Mert'in hemen hemen hergün başağrısıyla eve gelmesine çok üzülüyordum. Yeteneğini kontrol etmek çok güçtü. Ona yardım etmek istiyordum. Meditasyon teknikleriyle ilgili araştırma yapıp ona yardım etmeyi teklif ettim, o da kabul etti.

Önce gözleri kapalı yere uzanıyor ayaktan başa kadar sırasıyla tüm kaslarımızı kasıyor ve yine sırayla bu kaslarımızı gevşetiyorduk.

Bir sonraki aşamada meditasyon pozisyonunda oturuyor sonra 15 dakika boyunca hiçbirşey düşünmemeye çalışıyorduk.

Sonra kafamızın üstünde hayal ettiğimiz ışığı sırasıyla kuyruk sokumumuza kadar ilerletip sırasıyla alın ortamız, boğazımız, kalbimiz, midemiz, göbek deliği altı ve kasık bölgemizde ışık yakıyorduk. Bu kafamızda olan fazla enerjiyi tüm bedenimize yaymayı amaçlıyordu. Bu uygulamaları her gün tekrar ettikten sadece bir hafta sonra bile Mert işe yaradığını söyleyip bana çok teşekkür etti.

'Bana çok yardımcı oldun. Hepimizin yeteneklerini kontrol etmesi zor. Ben de sana yardım edeceğim.'

'Mert önemli değil. Gerçekten. Hem bana nasıl yardımcı olacaksın ki?'

'Bence suya girersen sen de rahatlayacaksın'

'Sağol Mert. Ama düzenli yüzmeye gidiyorum zaten.'

'Havuz yetmez. Daha doğal bir ortam lazım.'

'Nasıl yani?'

'Deniz gibi yani.'

'Ama burada deniz yok ki.'

'Yaz geliyor. Türkiye'ye gidelim.'

'Ama olmaz Mert. Sevdiklerimiz için tehlikeli olabilir.'

'Hayır memleketlerimize gitmeyeceğiz tabi ki. Güneye gideceğiz. Merak etme kötü bir şey olmayacak.'

Öncelikle okuyan, oy veren, yorum yapan, paylaşan herkese çok teşekkür ederim.

Adadakinden bile daha heyecanlı bölümlerden önce İlayda ve diğerlerinin 'Yenilmez' olabilmeleri için önce adada yaşadıklarının üstesinden gelmeleri gerekir değil mi?

Bu bölüm dahil bazı bölümlerde bahsettiğim şeyler gerçek uygulamalar olacak. İsterseniz siz de uygulayabilirsiniz.

Bahsettiğim gevşeme egzersizi hastalarda dahil uygulanan bir egzersizdir. Kas iskelet sisteminin yanı sıra strese de iyi gelir.

Sonrasında bahsettiğim meditasyon uygulaması ise odaklanmayı arttırıyor ve insanı dinginleştiriyor.

En son ışık imgelemesiyle yapılan meditasyon ise çakra meditasyonudur. Tabi Mert zihin okuyabildiği için mantıken taç çakrasında dengesizlik olabileceğinden yola çıkarak taç çakrasında biriken fazla enerjinin diğer çakralara dağıtılmasıyla ilgili bir meditasyon yazdım ama siz önce kafadan başlayarak yazdığım diğer çakralarda sırasıyla mor, koyu mavi, açık mavi, yeşil, sarı, turuncu ve kırmızı ışıklar yaktığınızı imgeleyerek çakra meditasyonu yapabilirsiniz. Bununla ilgili bir resim de ekleyeyim.

Bu kitap bunun gibi başka farklı konularda teorik ve pratik bilgi içerebilir. Umarım sıkılmazsınız ve ilgilenenler de bilgi sahibi olmuş olur.

YenilmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin