4

2.4K 195 398
                                    

Annem elime bavulları verirken ağırlığı karşısında sendeledim.

"Anne ne koydun bunların içine." diye sordum.

"Bir kaç üst daha koydum." dedi elini sallayarak.

Havalimanı girişinde mikasa ile bekliyorduk. Bizim kalkış saatimize çok az bir süre kalmıştı ama annemle vedalaşmak çok zordu.

"Anne artık gitmeliyiz." dedim sabırsızlıkla. Gülümseyip başını salladı. Gülümsemenin altında tuttuğu göz yaşlarını da görebiliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Üniversite beni bekliyordu. (Levi beni bekliyordu dndj)

Sonunda annemle vedalaşıp uçaga bindik. Mikasa arka koltuklardan sıra bulabilmişti bende ön taraftan.

İlk uçak deneyimim sarsıntılı geçecekti belli ki...

Yol boyunca heyecandan yerimde duramıyordum. Ne yapacağımı falan planlıyordum. İlk iş şehri gezmeliydim sanırım.

Sonra alışveriş ve sonra lanet olsun... Tamamen unutuyordum. Üniversitede bana yurt çıkmamıştı  ama mikasaya çıkmıştı.

Bu yüzden ayrı ev tutmalıydım. Mümkünse ucuz mümkünse okula yakın ve mümkünse yeni bir oda arkadaşı...

İşim zordu kısaca.

Uçak iner inmez telefonumu açıp grup mesajlarına girdim. 332 mesaj... Cidden nasıl bu kadar geveze olabiliyordular ki?

Mesajları açıp tek tek okurken Mikasa yanıma geldi.

"Tek tek okumaya üşenmiyor musun?" diye sordu. Başımı olumsuz anlamda salladım.

"Mesaj okumayı seviyorum..." dedim. Gözlerini devirdi.

"Levi mesaj atmış mı diye bakıyor olmayasın?" diye sordu ima ile. Aniden utanıp bocaladım.

"N-ne hayır tabikide..." dedim sonlara doğru kısılan sesimle.

"Sesin kısılınca yalan söledigini anlayabiliyorum." dedi gülümseyerek.
Lanet olsun, hem ne alaka ben niye Levi nin mesajlarına bakayım ki?

Mikasa aniden telefonu elimden çekip mesajlara baktı. Yıldızlı mesajlara girince iyice utandım.

"Levi'nin tüm 'Sanane' yazışını yıldızlama amacın ne?" diye sordu gülerek. (Hasretin verdigi fikir djdk)

Hızla elinden geri aldım telefonu.

"Seni ilgilendirmez." dedim telefonu cebime sokuştururken.

Mikasaya geçen gün Levinin beni aradığını ve ne söylediğini hep anlatmıştım. Buna karşılık Mikasa elini alnına vurup iç çekmiş ve şöyle demişti;

"Tam bir umutsuz vakasın Eren. Bu salaklıkla üniversiteyi nasıl kazandın ki?"

Kısaca benimle dalga geçmişti ama hala anlayamıyordum.

Mikasanın bir çırpıda anlayıpda benim anlayamadığım ne vardı??

Havaalanından çıkıp bir taksiye atladık. Okulun adresini taksiciye verirken sessiz bir şekilde oturmaya devam ettik.

Ben tekrar telefonumu çıkarırken Mikasa'nın bana bakıp bakmamasına dikkat ettim.

Camdan dışarıyı izliyordu.

Hızla whatsaapa girip Levi'nin son görülmesine baktım. Kapatmıştı...

Lanet olsun niye kapatıyorlarki? Yani devlet sırrı mı son görülmeniz? (Bu laflar hasret ve ezgiye.. Son gorulmenize bakiyom..)

Yani kim ne yapsın ki son görülmenizi? -benim dışımda-

Oflayıp mesajlardan çıkacakken levi çevrimiçi oldu ve yazıyor ibaresi gözüktü.

Ani bir heyecanla doğrulunca kafamı cam'a çarptım ve ofladım. Kıkırdama sesi duyunca sağ tarafıma baktım.

"Levi mesaj attı demek." dedi alayla.

Gözlerimi devirip telefona baktım.

Mesaj atmamıştı ve hala çevrimiçiydi. Merak edip mesaj attım.

"Ne yazıyordun?"

Yanıt hemen geldi.

"Bir şeyi doğrulamaya çalışıyordum ve doğruladım saol Eren ;)" yazdı.

Yine ne olduğunu anlayamayıp yazdım.

"Neyi doğruladın?"

"Mesaj atmamı beklediğini..." dedi. Sinirden, utançtan ve sözlerinin doğruluğundan kızarıp lanet okudum.

Bu çocuk fazla mı zekiydi ne?

"Neden senin mesajını bekliyeyim ki?" diye yazdım.

"İşte bende onu merak ediyorum." yazdı.

Lanet olası... Görüldü yapıp telefonumu kapattım. Sağ tarafıma göz atınca Mikasanın hala bana baktığını fark ettim.

Elini göğsüne vurup göz kırptı.

"O iş bende Erencim." dedi. Kaşlarımı çattım.

"Aranızı yapcam ben." dedi. Kaşlarımı sanki mümkünmüş gibi daha da çattım.

Çattık bir belaya... Tüm manyaklar beni buluyor...

Hasret istedi diye acele ile yazdim siradan bir bolumdu bu yuzden dndm bu arada mikasayı bole yazmak garibime gitti ama hoşumada gitti dndj shipper mikasa dnjdkd

AsilzeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin