CHP102~

906 20 3
                                    

Jimin'in Ağzından

Jungkook'un telefonu çaldığında kanepede kucak kucağa yatıyorduk.
Duyabilmek için telefonu kulağına yaklaştırdı, ses benim de duyabileceğim kadar yüksekti.
"Hoseok hyung?"
"Jungkook"
Sesi çok kırgındı ve ağladığını anlayabiliyorduk.
"Hyung sorun ne?"
"Taehyung. O...o önümdeydi ve sonra o... lütfen yadım edin bana"
"Yoldayım. Neredesin ve ne oldu?"
"Hastanedeyim...Tae'ye araba çarptı."
"Geliyoruz"
Telefonu kapattı ve ceketini alarak ayağa kalktı. O sırada ben kımıldamadan olanları sindirmeye çalışıyordum.
"Hyung acele etmeliyiz"
Beni biraz salladı ve vücudum kendi kendine haraket etti, ben farkına varmadan Hoseok hyung'un yanına hastaneye gitmiştik.
Onu koltukların birinde oturur ve elinden kanlar damlar halde bulduk.
"Hyung!"
Jungkook ona doğru koşup kollarını vücuduna sardı.
"O nasıl?"
"Bilmiyorum"
"Peki sen nasılsın"
"Korkunç haldeyim, çıldırıyorum"
"Her şey iyi olacak hyung, umudunu kaybetme"
"Çok fazla kan vardı"
"Her şey yolunda, yolunda olmak zorunda"
Jungkook Namjoon hyung'u aramak için yanımızdan uzaklaştı.
"Hoseok hyung..."
"Hm"
"Yoongi hyung'u arayabilir miyim? Onunla aranın iyi olmadığını biliyorum ama bilmeye hakkı var. Yanılıyor muyum..?"
"Ne istiyorsan yap. Sadece Tae'nin uyanmasına ihtiyacım var"
Saçını okşadım ve Yoongi hyung'un numarasını tuşladım.
"-Nasılsın Chimchim?
-Hyung Taehyung'la ilgili bir sorun var
-İkimiz de iyi olana kadar birbirimizi görmeyeceğimizi söyledik. Yani onunla buluşmam için aradıysan bunu yapamam.
-Ona araba çarptı hyung... bir daha uyanamayabilir... lütfen gel.
-...
-Hyung?
Yoongi?
Cevap ver bana.
Min Yoongi bir şeyler söyle.
-Neredesin?
-Yıllar önce bacağımı kırdığımda beni getirdiğin hastanede.
-Gelince seni ararım.
-Dikkatli sür lütfen. Görüşürüz"

Telefonu kapattı. Kafam düşünmeye müsait değildi. Ağlayamıyordum çünkü Hoseok hyung'u neşelendirecek başka kimse yoktu. İkimiz de yüksek bir ses sessizliği bölene kadar konuşmadan oturduk.
"Bebeğim nerde? Kim Taehyung nasıl? Onun nerede olduğunu söyleyin bana"
Kafamı çevirip Namjoon hyung ile başka bir uzun ve yakışıklı adamı gördüm. Namjoon hyung sekretere bağırırken o adam da kollarını onun göğsüne sarmıştı.
"Balım sakinleş olur mu. O sana cevap veremez"
"Neden bu kadar sakinsin? Hiç endişelenmiyor musun? Hep ilk aşırı tepki veren sen olurdun neden bu sefer bu kadar sakinsin?"
"Çünkü her zaman ikimizin arasında güçlü ve mantıklı olan sen olurdun. Ama senden daha büyük olduğumu unutma yani şu an güçlü ve mantıklı bir Seokjin'e ihtiyacın var"
"Çok korkuyorum"
"Ben de"

~Nerd~ (Vxbts) [çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin