2-Şafak Mesaj ve Gelecek

5.9K 317 21
                                    

Gece ormanına şafak, acımasız bir soğukla inmişti.

Büyülü bir dolunayın aydınlattığı gecenin sihrini yok etmek isteyen bir acımasızlıkla.

Şafak , gecenin boyadığı ormanı soluksuz uğultularla gündüze kavuştururken o gece bir lidere sahip olan kalabalıkta hareketlenmişti .

- Artık bir lidersin Tracy, diye fısıldadı kendi yaşlarına yakın bir genç kız.

Tracy , artık tamamiyle lacivertleşmiş bakışlarını kalabalığa , büyücülere dikti.

Orta yaşlarda bir başka kadın konuştu bu kez:

Ve bir lider, sahip olduğu topluluğu yönetir kızkardeş Tracy. Devam etti kadın . Sesi sitemkâr tonlamalara dönüşürken

-Ne yapacağımızı söylemelisin Tracy. Peşimizde bizi takip eden, yok olmamızı isteyen krallıklar var. Sonumuzun diğer büyücüler gibi olmaması için bir yol göster bize ...

Derin bir nefes aldı genç kız. Tüm bu yaşamına lanet okurcasına. Yaşadıkları ülke, kıta , diyar, büyücüleri yok etmeye and içmiş krallıklarla yönetiliyordu.

Birbirleriyle asla anlaşamayan fakat büyücüleri yok etme konusunda hemfikir olabilen.

Yanında oturan büyük kız kardeşi konuştu bu kez:

-Tracy , yılanların getirdiği haberlere göre ölüm muhafızları en son ormanımıza ulaşan koruluğun başında görülmüşler. Orada binlerce gizli geçit var fakat...

-Her an buraya gelebilirler, diye konuştu genç kız.

Sesi,baskın, uçan bir kuşa salınıveren bir ok kadar hızlı çıkmıştı.

Büyük kardeş onayladı bu sözünü, sonra diğer büyücüler.

Oturdukları gri taş zemindeki ufak kalabalığın arkalarından, kulübenin tahta kapısına yakın bir yerden gözlerinde uçuk mavi parıltılar olan bir kadın söz aldı. Orta yaşlarda, güçlü büyücülerdendi

-Öyleyse liderlik gücünü kullan, diyordu kadın.

Sesi normal bir insanın ruhuna dokunurcasına hitapkârdı, gürdü. Kadının cümlesi biter bitmez çatılan kaşlarıyla ona döndü genç kız. Oturduğu yerdeki kulübe zemininden çok az bir yükseltiyle oluşturulan platforma korkunç beyazlıktaki ellerini bastırdı. Gecenin rengini taşıyan düz , uzun ipeksi saçları yüzünün yanlarını kapatıyordu.

Yavaşça yumduğu gözlerini açtı Tracy, sanki o güne kadar içine attığı tüm o yaşanılanları o nefesle verircesine soluklandı

-Biliyorsunuz , diye konuştu sonra.

-Bu güç,liderlik gücü, geleceği görmek.İstediğim zaman yapabileceğim bir şey değil.

-Yine de dene , diye fısıldadı kumral bir kız. Adı İoly'di

-Ne de olsa ilk seferin , eğer bir şeyler görebilirsen, belki de olacaklara karşı bir şeyler yapabiliriz.

-Ben sadece geleceği görebilirim , diye fısıldadı genç kız, onu değiştiremem.

Sonra başını yavaşça büyük kız kardeşine çevirdi Tracy.

O an gerçek kız kardeşinin gözlerinde büyüyen bir kini gördü yalnızca. Başlarına belki de yıllar sonrasında bela getirebilecek bir kindi bu.

-Dene, diye fısıldadı kısa saçlı kız.

Sesi, söyledikleri dudaklarından dökülen bir hakaret gibiydi.

Çaresizce boyun eğdi kız kardeşine.

Terlemiş avuçlarını oturduğu platformun taş zeminine bastırdı Tracy. Bulundukları odanın duvarlarına nüfuz etmiş keskin rutubeti soludu bir kaç kez. Gözkapaklarını birbirine bastırdı . Sanki bir daha hiç açmayacakmışçasına.

Sonra , düşündü.

Kulübenin gri taşlarına karıştığını, benliğinin her bir yana dağıldığını tahta kapıdan dışarıya,ormana büyülü kokular armağan eden mavi yaseminlerin saldığı sihre zerk ettiğini hayalledi.

Sonra,gökyüzüne yöneldiğini düşündü kız.

Güneşin yalnızca bir santim yer değiştirmesiyle ilerleyen zamanda neler olacağını görmeyi istedi ve zamana dönüşmeyi diledi.

Diyarın başında da sonunda da olmayı.

Fakat gözlerini kapattığında her insanın gözlerini yumduğunda görebileceği şeyi gördü Tracy, koyu bir karanlık.Başka bir şey değil.

Gözlerini araladı.Yavaş yavaş .Gözbebeklerini kendisine yönelmiş bakışlara çevirdi önce. Ne yapacağını bilemezcesine soluklandı.

Oturduğu yükseltinin hemen kenarındaki bir kız çocuğu fısıldadı, ince, çocuksu sesiyle çocuksu bir merakla

-Ne gördün?

Yüzünde hafif bir tebessüm oluştu genç kızın , sonra konuştu:

-Hiç bir şey.

Teker teker hayal kırıklığına uğramış suratlara dönüşmeye başladı dişil kalabalık sonra.

-İlk sefer daima böyle olur , diye mırıldandı büyük kız kardeşi

-Sanki bilmiyorsunuz.

-Hiç bir şey göremedim , diye devam etti Tracy. Fakat, burada böylece oturup görülerimi ve kehanetlerimi bekleyecek değiliz.

Sesi bir büyücü liderinin sonsuz olgunluğuyla çıkmıştı

-Görüler ve seziler, sadece zamanın izin verdiği kadarıyla yapabilirim ben ve gelecek çoğu zaman bir resim kadar net değildir kardeşlerim. Zamanın bir dili vardır ve bunu çözümlemek çoğu zaman kolay olmaz.

Aniden tüm bu konuşmaları bıçak gibi kesen büyülü bir esinti doldu içeri . Taşlara sinmiş rutubeti aralayarak, ardından ince , kısık tiz bir yılan sesi ve kulübenin örülü taşlarının arasındaki gizli bir delikten akan gri koyu siyah benekli bir yılan.

Herkes susmuştu artık ,geriye kalan tek şey yılanın hareketlerine göre yolundan emekleyerek çekilen büyücülerin zeminde çıkardıkları gıcırtılardı.

Aldırmadan ve yolunu değiştirmeden genç kıza kadar ulaşmıştı gri yılan.

-Bir gri yılan,diye fısıldadı büyük kız kardeşi

-Kötü haber olabilir.

Yavaşça elini uzattı Tracy. Parmaklarında yılanın soğuk , kaygan pullarını hissettiğinde aynı anda büyülü bir fildişi rulonun ağırlığını da hissetmişti. Yazılı parşömeni rulodan kurtardığında ilk başta boş sararmış bir sayfa görebildi genç kız. Sonra, gümüşi mürekkeple ortaya çıkan yazılar.

-Geçitlerimizi koruyan Ay cücelerinden olmalı.

-Ne diyorlar kız kardeş Tracy. Bunu söyleyen adı Asyr olan yaşlı bir kadındı .

Meraklı, beklenti dolu bakışlara karşın yavaşça göz gezdirdi mektuba genç kız. Sonra, tüm o kalabalık, liderlerinin irileşmiş gözbebekleri ve şaşırmış suratıyla karşılaştılar yalnızca.

-Geçitlerimizi,ele geçirmişler. Sesi kısık fısıltılarla çıkmıştı genç kızın .

Sonrasında kulübeyi , yanan şömine ateşini aşıp büyülü ormanı dahi etkisi altına alan bir sessizlikti yalnızca.


BÜYÜCÜWhere stories live. Discover now