• 9 •

2.9K 189 20
                                    


"Ben senin için yandım oğlum, ben senin için öldüm."

Bölüm Şarkısı: Barış Akarsu - Gözlerin

DÜZENLENDİ.

-

Yeliz önündeki deftere bakarken elindeki kalemi yavaşça bir o yana bir bu yana sallıyordu. Beyninden binlerce düşünce geçiyordu, hemen hemen hepsi Gökhan'la ilgiliydi ve ilk defa hislerini kağıda aktaramıyordu Yeliz. Bu sefer düşünceleri ona çok ağır geliyordu. O kadar dalmıştı ki odasının kapısının açıldığının bile farkına varmadı. Abisi usul adımlarla yanına gelip kız kardeşine baktı. Abisi aniden defterini önünden çektiğinde kendine geldi Yeliz. Hızla ayağa kalkıp abisinin elinden defteri almaya çalıştı ama abisi onu iterek kendinden uzaklaştırdı. 

"Seni sevdiğim günden bu güne tam 2 sene 4 ay 23 gün oldu. Ben seni 2 sene 4 ay 23 gün boyunca hiç bir karşılık beklemeden sevdim. Seviyorum. Gözlerimi her kapattığımda gözlerin geliyor önüme, karanlıkta parlıyor gözlerin. Sana bir darbe daha alırsam kalkamam demiştim oysa, bir darbe daha vurdun bana. Herkes öldürürmüş sevdiğini, sen öldürecek kadar dahi sevmiyor musun beni? Bazı geceler bir şarkı dinlerken, annemlerle otururken, her ne yapıyorsam bir anda aklıma geliyorsun. Ve ben o an ne yaparsam yapayım, ne hissedersem hissedeyim her şeyi bırakıp seni düşünmeye başlıyorum. Gözlerim doluyor seninle geçtiğim her sokaktan tek başıma geçerken. Bazen alakasız bir insandan duyuyorum ismini, ellerim titriyor korkumdan dönüp bakamıyorum bile. Tüm hislerimi yazdım kağıtlara bu gece ve yanan bir aleve bıraktım o kağıtları. Kağıtlar yandı, ateş büyüdü beni de yaktı. Ben senin için yandım oğlum, ben senin için öldüm. "

Ahmet defterde yazan yazıları okurken kaşları gittikçe çatılıyordu. Yeliz düştüğü yerden kalkıp abisinin elinden tekrar defteri almaya çalıştığında Ahmet elindeki defteri hızla yere atıp Yeliz'e elinin tersiyle bir tokat vurduğunda Yeliz'in ufak bedeni yere düştü.

"Bir de o ite olan duygularini kağutlara mi yazdun?!" Ahmet yerde durup kendisine bakmayan kardeşinin saçından tutarak kendisine bakmasını sağladı ve bir tokat daha attı Yeliz'in minik bedenine. Yeliz'in bedeni abisinin tokatıyla boylu boyunca yere serilirken Ahmet hıncını alamayıp sert bir tekme geçirdi.

"Orospi mi olacasun başumuza sen?!" Genç kız yediği darbelerden çok duyduğu sözlere ağlıyordu ilk defa. Sevmek ne zamandan beri orospuluk oluyordu? Ahmet bir tekme daha attıktan sonra Yeliz'i saçından tutarak ayağa kaldırmadan peşinden sürükledi.

"Abi ne olursun bırak! Canım yaniyur." Yeliz abisinin elindeki saçlarını kurtarmak için çırpınırken Ahmet onu duymuyordu bile. Annesi gürültüye gelip kızını o halde görünce elleriyle ağzına kapadı.

"Sakun ana, sakun bir laf edeyum deme!" Ahmet gür sesiyle bağırdığında yaşlı kadın korku dolu gözlerle oğluna baktı. Elleri kolları bağlanmıştı. Yeliz çaresiz bakışlarını annesine yönlendirdiğinde zorda olsa gülümsemeye çalıştı. Annesinin onun yüzünden başına bir şey gelmesini istemiyordu. Ahmet kapıyı açıp saçından tuttuğu kardeşini kapının önüne fırlattı.

"Namusumuzu iki paraluk ettun, git şimdi o herifun yanuna bakalım kabul educek mi senu?!" Sokağın ortasında bağırıp genç kıza son bir tokat attıktan sonra kapıyı sertçe kapattı. Yeliz hıçkırıklarını tutmadan ağlamaya başladığında meraklı bakışlar ona yönelmişti. Kimse kalkıp bir şey yapmaya çalışmıyordu, herkes sadece ne olduğunu çözüp diğer komşularına anlatmayı düşünüyordu. Yeliz evin duvarına tutunarak zorda olsa ayağa kalktığında etrafında ona bakan insanlara umursamaz bir bakış attı. Bu sefer canı o insanları dahi umursamayacak kadar yanıyordu. Elini kanayan burnuna götürdüğünde elindeki kanı görmesi hıçkırıklarını daha da arttırırken evin kapısının önüne oturdu. Dizlerini kendine çekip ağlamaya devam ederken ölmeyi düşünüyordu. Bu kadar acı onun minik vücuduna ağır geliyordu, kalbi artık bu sevgiyi, omuzları da bu yükü taşıyamıyordu. 

Ey Gidi Karadeniz.Where stories live. Discover now