Yağmur yağdığı zaman, yağar işte.
Bundan kaçış yok.
Son nefesini alacağım senin ve son pişmanlığın olacağım.
Bundan da kaçış yok.
♤
Kitaplar... Onlar insanlar gibi değildi Ashley'e göre; aldatmazlardı, kalbini kırmazlardı. İnsanlar gibi bırakıp gitmezlerdi, sen sayfalarını tuttuğun sürece yanındaydılar. Onlara güvenebilir, sırlarını paylaşabilirdin. Bunları arkandan bıçaklamak için kullanamazlardı, ihanet etmezlerdi sana. Sararlardı yüreğini samimi duygularıyla. Ve gerçek dünyanın kargaşasında sıkışıp kaldığında kaçacak bir yuva olurdu.
Kütüphane ise tüm bu güzelliği barındıran cennet...
Ashley sık sık okulunun karşısındaki bu cennetine gelir kitapların arasında kaybolurdu. Yeni kitaplar keşfetmek, farklı ruhların dokunduğu eserleri anlamak hayatındaki en büyük zevkti.
Bu cumartesi sabahı yine o kütüphaneydi Ashley. Gün boyu kütüphanenin büyüsüne kapılmayı planlıyordu. Raflar arasında dolaştı, bir bir inceledi kitapları.
Dip bir köşede etrafı bantla sıkıca sarılmış bir kara kitap Ashley'in tüm dikkatini üzerine çekmeyi başarmıştı. Elini yavaşça ona uzattı ve aldı. Üzerini gözleriyle hızlıca taradı; ne bir yazı vardı, ne bir resim.
Bu garip durum, onun ilgisini derinden cezbetmişti. Üzerindeki bantları sökmek, içindeki yazanlara bakmak için tereddütleri vardı fakat kitaplardan zarar gelmeyeceğini düşünüyordu.
Etrafı kolaçan edip onu izleyen birilerinin olmadığından emin olduktan sonra bantları hızlıca söktü. Ardından kitabın içini yavaşça aralayarak içeri göz attı.
Kitabın sayfaları, dış kapağıyla uyumlu bir şekilde, derin gece siyahıydı ve karanlık yıldızsız bir gece gibi bomboştu.
Parmakları sayfaları çabucak tararken, hafifçe mırıldandı: "Bu muydu yani? Tüm bu özenle bantladıkları şey, içi boş bir kitap mıydı?"
Tam umutsuzluğa kapılıp kitabı kapatmayı düşünürken, gözlerini şaşkınlıkla aniden beliren kırmızı harflerle dolu satırlara çevrildi.
"Dilimiz oldu bu satırlar, ey insan! Oku, anla bizi.
Kişiler farklıydı fakat hepsi insandı, yıllardır aynıydılar.
Hepsi meraklarına yenik düştüler.
Bu merak bazen canlarına mâl oldu ve olmaya devam edecek.
Senin gibi...
Siz aciz insanların ölümü merakınıza karşı dik duramayışınızdan.
Herkese, her şeye başkaldırırken kendi nefsinizin önüne geçemiyorsunuz, nefsinizin kurbanı oluyorsunuz.
Biz size yalnızca bir yem atıyoruz, siz koşuyorsunuz."
Ashley kitabı hızla yere atmak istedi. Ancak ne yaparsa yapsın, sanki kitap avuçlarının içine mıknatıs gibi yapışmıştı; onu bırakmasına izin vermiyordu. Boğazından bir çığlık yükseldi, ama sesi boşlukta kayboldu. Küçük kalbi hızla çarpıyordu, endişe dolu atışlarıyla göğsünü zorluyordu.
O sadece bir kitaptı.
Tüm bunları nasıl yapabiliyordu?
Tekrar gözleri kitaba kaydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eksi Sonsuz ♤ Tamamlandı
HorrorSenin için korku nedir? Başarısızlık? Acı? Sevilmemek? Karanlıkta gizlenen mâhluklar? Acımasız insanlarla baş başa kalmak? Yükseklik? Kapalı alanda sıkışmak? Ölüm? .. Peki ya bu korkularla yüzleşebilecek kadar ne cesursun? Seni eksi sonsuza...