page 8 (where are u?)

4.2K 418 81
                                    

-

Baekhyun arkadaşı için yaptığı bilekliği kendi bileğine taktı.

"Pekala," deyip burnunu çekti ve Teddy'e döndü. "Chanyeol tam bir şerefsiz olabilir ama..." sağ gözünden düşen damla yanağında süzülü. "Ben şuan üzgünsem o da üzgündür..."

Başını aşağı yukarı sallayıp oyuncak ayısını kucağına aldı. "Ben nasılsam Chanyeol'de öyledir."

"BAEKHYUN!?" Annesi aşağıdan seslenmesine rağmen Baekhyun karşılık vermemişti. Bugün neden evde olduklarını da anlamamıştı. Normalde ailesiyle bu saatlerde hiç karşılaşmazdı.

Chanyeol ile o olaydan sonra hiç karşılaşmadılar. Üstünden 2 gün geçmişti. Chanyeol bir haftalık uzaklaştırma almıştı. Baekhyun da o günden beri odasından dışarı adım atmıyordu.

Onun okula gitmesine bile Chanyeol sebep oluyordu ama artık onun yüzünü görmek istemiyordu. Bu kadar çok özlemesine rağmen onu terk eder gibi bırakıp, o sözleri sarfetmesi... affedilir gibi değildi.

Kendiside haklı sayılmazdı ancak Chanyeol'un onu bırakması verilen sözleri boşa çıkarıyordu.

"Sana sesleniyorum Baekhyun!" Annesi bir anda kapıda belirdi. "Neden cevap vermiyorsun?" Diye soru Bayan Byun. Baekhyun Teddy ile yerinden kalkıp yatağına geçerken duymadığını söyledi.

"Bayan Park aşağıda, seninle konuşmak istiyor."

"Neden?" Derken yatağına çıkıp Teddy'nin üstünü kapadı.

"Chanyeol hakkında olduğunu söyledi. Hem okuldan aradılar, iki gündür okula gitmiyormuşsun?"

"Öyle mi? Hiç farkında değilim."
Baekhyun'un rahat bir şekilde konuşması annesini kızdırıyordu.

"Bu konuyu daha sonra konuşacağız." Annesi dişlerini sıkarak konuştuğunda diğeri rahat tavrından taviz vermiyordu. Ne kadar umursamaz görünmeye çalışsa da içinde fırtınalar kopuyordu.
"Şimdi aşağı in." Deyip önden çıkmıştı. Baekhyun ağır ağır kapıya yöneldi ve annesinin arkasından gelmesi için açık bıraktığı kapıyı kapatıp, kilitledi.

İnmeye niyeti yoktu.

----

"Eğer onunla izlediğim animede ki gibi Tanrı-hizmetçi rolünü oynasaydık, böyle bir duruma gelmezdik." Tek dostu olan Teddy onu bıkmadan dinliyordu.

"O benden özür dilemeli... Kendini affettirmeli. çünkü..." deyip iki elini üst-üste kalbinin üzerine koydu. Buğulu gözlerle oyuncak ayısına bakmaya devam etti. "O beni bıraktı. Ben onu seviyordum." Omzunu silkip, titreyen alt dudağını dişledi. "Ona söylemiştim ama bunu basit gördüğü için beni bıraktı."

Sırtını sandalyesinde geriye yasladı. Teddy iki kitap üzerinde oturmuş sırtı duvara yaslıyken üzgün çocuğa bakıyordu.

"Minhyuk beni öptü diye bu kadar yaygara çıkardı ve ben ona söylemediğim için arkadaşlığımızı bitirdi. Peki bitirirken bana sordu mu?" Ayısının cevap vermesini bekledi. Daha sonra kollarını bir birine bağlayıp gözlerini devirdi.

"Hayır sormadı. Hem o benim," Sesi git gide inceliyordu. "İlk öpücüğüm bile değildi." Oldukça kısık bir şekilde söyledi. "İstemedim de, bu yüzden önemli bir şey sayılmazdı! Keşke bunları benden duysaydı..."

"Şimdi ben de onu affetmem."

---

"Sanırım bu benim Chanyeol'den uzak kalış günümün en uzunuydu. 7 gündür Chanyeol'u görmüyorum." 7 gündür yaptığı gibi oyuncak ayısına bir şeyler anlatmaya başladı. "Şunu söylemek isiyorum ki; ben öldüğümü hissediyorum."

(B)est (F)uck (F)riendsDonde viven las historias. Descúbrelo ahora