0.5

5.1K 375 251
                                    

Ders Matematikti.

Matematik miydi? Sayılar başımı ağrıtıyordu. Kafamı sıraya yatırarak gözlerimi kapattım.

Bir şeyler beni uykuya itiyordu. Jungkook'u uyuyor diye kınadığım için  pişmanlık duyuyordum. Tam uykuya dalacakken biri belimden dürttü. Sıçrayarak doğruldum. Fazla sesli sıçramıştım sanırım. Neden herkes bana bakıyordu?

Arkamı dönerek Jungkook'a baktım. Beni dürten o olmalıydı. Biraz sert dürtmüştü. Bu yüzden ister istemez sinirlenmiştim.

"Bana değil hocaya bak."

Söylediği şeyi anlamaz bir şekilde önüme döndüm. Hoca yanıma kadar gelmişti.

"Okulda ilk günün ve uyuyorsun.. bir daha olmasın."

Başımla onaylayarak kafamı eğdim.  Ders sıkıcıysa ne yapabilirdim ki?

Hoca yanımızdan uzaklaştığında hızla arkamı döndüm. Başını elinin üzerine koymuş hocaya bakan Jungkook'a sert bakışlar sundum.

"Ben hayvan mıyım insan mı? Düzgünce uyandırabilirdin."

Gözleri beni buldu. Daha sonra gülümsedi ve direk gözlerime bakmaya başladı. Biraz  rahatsız olmuştum.

"Öperek uyandırmamı mı bekliyordun yoksa?"

Tam anlamıyla donmuştum. Gözlerime hala bakmaya devam ediyordu. Tam o sırada kafamda sert bir şey hissetmiştim.

Hoca kafama kalem fırlatmıştı..

"Seni az önce uyardığımı sanıyordum Lisa.."

Kapıyı göstererek bize bakmaya devam etti. "İkiniz de dışarı."

Kötü hissetmiştim. Jungkook bu durumu çok da umursamış görünmüyordu. Ayağa kalktı ve kapıya doğru ilerledi. Hoca bana bakmaya devam ediyordu. Sanırım bende gitmeliydim. Yavaş hareketlerle sıradan kalktım ve montumu alarak Jungkookla dışarı çıktım.

Koridorda ilerliyordu. Ben de onu takip ediyordum.

"Şey Jungkook.. özür dilerim."

"Sorun değil."

Nasıl bu kadar rahat olabiliyordu bilmiyordum ama adımlarına ayak uydurmak gerçekten zordu. Uzun boylu olduğu kadar adımları da büyüktü.

"Nereye gidiyoruz?"

"Ben nereye gidersem gelecek gibi görünüyorsun."

Susmak daha iyiydi sanki. Bu yüzden cevap vermedim. Bir süre yürüdükten sonra durdu. Okulun arkasına sıkı bir şekilde örülmüş duvara doğru ilerleyerek üstüne çıktı. Uzun boylu olmanın faydaları saymakla bitmiyordu işte.. Ona doğru yaklaştım ve acınası bakışlarla dudaklarımı büzdüm.

"Ne diye beni takip ediyorsun ki!?"

Biraz üzgün hissetmiştim.Vazgeçerek okula dönmek üzere arkamı döndüğümde sesini tekrar duydum.

"Gel hadi."

Ona döndüğümde elini uzatmış bana bakıyordu.

Jungkook ve büyük görünen elleri.. Ona göre ellerim oldukça küçüktü. Aynı yaştaydık ama benden daha uzun ve bir o kadar da güçlüydü.

Elini tuttuğumda soğuk olduğunu hissettim.Elini daha sıkı tutarak duvara tırmandım. İnce ve uzunca devam eden duvarda yürürken Jungkook'a bakamadan edemiyordum.

Okulun arkasına geldiğimizde henüz yağmış karı temizleyerek oturduk.

Rüzgarın esmesiyle montumun şapkasını kafama çektim. Ama Jungkook bu durumdan çok etkilenmiyor gibiydi.

Duvar gibi çocuktu sonuçta. Ama elleri soğuktu. Üzerinde sadece deri ceket vardı.

"Üşümüyor musun?"

"Üşüyorum."

Bu nasıl üşümekti. Hiçbir şekilde titremiyordu. Gayet normal görünüyordu.

Oturmak için  ayaklarımızla   ittirdiğimiz karı avuçlayarak sıktım.

"O akşamki attığın kar topu... Hatırladıkça sinirleniyorum."

"Neden? Alt üstü küçük bir kar topu."

Cevap vermedi ve aşağı atlayarak bana baktı.

"Zil çalacak gitmemiz lazım."

Harika.. Peki ben burdan nasıl atlayacaktım. Duvar fazla uzun gelmişti. Okuldan kaçmasınlar diye bilerek uzun örmüşlerdi sanki.

Jungkook kollarını uzatarak mırıldandı."Neden bu kadar korkaksın ki?"

"Hey! Duydum seni!"

Söylediğimi umursamayarak beklemeye devam etti. Kollarına tutunarak aşağı indim. Okula girdiğimizde zil çalmıştı. Merdivenlerden çıkarken bizi karşılayan o günkü kız olmuştu.

"Oppa!"

Kim olduğunu merak ediyordum. Çoktan konuşmaya başlamışlardı ve fazla samimilerdi. Onları orda bırakıp tam gidecekken kız kolumdan tuttu.

"Sen? Kafama kar topu atan sendin. Değil mi?"

İlk defa attığım kar topu hedef dışı olsa da güzel yere ulaşmıştı.

"Evet o. Ama yanlışlıkla olmuş."

Jungkook'un açıklamasından sonra bana döndü ve yüzüme dik dik baktı. Kızmış gibiydi ama umrumda değildi. 

"Boşver AeRa gidelim hadi."

Jungkook'la beraber merdivenlerden çıkarken arkalarından bakakalmıştım.

Bu durum ister istemez insanı deli ediyordu..



PLATONİK :LisKook:Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin