4.Bölüm

35 6 0
                                    

Önümde ki sehpaya ayaklarımı uzatıp yumuşacık olan pufa daha çok yayıldım. Ayaklarım yukarda vücudum aşağıda birazcık tuhaf bir görüntü oluşturabilirdi ama çok rahattı. Abimin öldürücü bakışlarını es geçip evi incelemeye başladım.

Tek katlı dışardan bakıldığında şirin gibi gözüken normal bir evdi . Aslında içi de güzeldi. Bu evi çirkin yapan içinde ki insanlardı. Sevmemiştim burayı. Tabi buranın abim ve kuyruklarının genellikle hafta sonları kullandıkları ev olmasının da burayı sevmemiş olmamda büyük katkısı vardı.

"YANKI" diye gürleyen Bartu'ya dik dik bakıp önüme döndüm. Onların o gereksiz ve boş konuşmalarını dinleyeceğime bu pufta kendimi boğardım daha iyi.

Tekrar hayallerime dalacaktım ki sağ taraftan koluma yediğim tekmeyle yere devrildim.

" Mübarek kardeşim niye tekme atıyorsun acaba. Ben sen ve kankilerinin boş planlarını ve konuşmalarını dinlemek zorunda değilim tamam mı?"

Derin bir nefes alıp yerden kalktım ve salonun kapısını doğru yürümeye çalıştım. Çalıştım çünkü kolum hayvan gibi çekiştirilirken yürümek pek mümkün olmuyordu.

Bıkkın bir nefes verip Barış'a çevirdim gözlerimi. Hayır Bartu varken niye sen çekiştiriyorsun ki beni. " Eğer bu kezde bizi dinlemezsen yeminlen seni ben döverim Yankı"

Hı hı canım döversin bakışımı atıp kolumu Barış ' ın pençelerinin arasından kurtardım ve Hüsnü'ye baktım. Yakışıklı kahramanım beni kesin kurtarır diycem ama onun pek umrunda değildim.

Sabah Bartu şerefsizinin sırtında buraya zorla getirilmiştim. Neymiş "Babam iş günümden önce onlarla takılıp aramı düzeltmemi istemiş. Eğer beni yanlarında götürmezse diye de motorunu almakla tehdit etmiş" falan. Kendi isteğim dışında getirildiğim bu evde hiç mutlu değildim.

"Gerizekalı Yankı. Dinlesene bizi. Kaçışın da yok. Tüm gün bizimlesin ama hâĺa bir artislik bir havalar peşindesin."

Bartu'ya orta parmak çekip kapıya koştum. Çünkü eğer yakalarsa fena severdi?! Tövbe. Caddeye çıktığımda tam derin bir nefes alıcaktım ki saçıma sarılan eller izin vermedi.

" Lan Yankı lan Yankı. Ne yapayım şimdi ben sana ha. Sözümü niye dinlemiyorsun?" Konuşmasını bitirir bitirmez saçımda ki elini çekti ve bileğime doladı. Peşinden çekiştirmeye başlayınca ayağına tekme attım. Bu onu daha çok kızdırmış olmalı ki bileğimde ki elini daha çok sıktı.

Bahçe kapısından girer girmez kolumu bıraktı. Daha doğrusu fırlattı desem çok daha doğru olur. Evden nasıl çıktığımı bile hatırlamıyordum. O kadar büyük popiş korkusu yaşamıştım. "Ya Bartu yani canım abicim ben eve gideyim işte nerden haberi olcak babamın. Birşey derse yarın çalışıcağım için bugün evde dinleneceğimi söylerim. Lüfteenn!" Dediklerimi bir süre düşünür gibi yaptı sonra olumlu anlamda kafasını salladı.

"Tamam. Ama hopörlörde konuşucaksın ve yanında ben olmadığımı söyleyeceksin. Seni tehdit ettiğimi düşünmesini istemem." Sırıtarak kafamı olumlu anlamda salladım. Evde boş boş ve rahat rahat oturmak varken niye bunların kankalarına yapacağı doğum günü planlarını dinleyeyim. Tamam dediklerini dinlememiş gibi yapıp azıcık ucundan kulak misafiri olmuş olabilirim.

İçeri girip telefonumu fırlattığım yerden alıp babişkomu aradım. Çaliörrr! Çaliörr! Açmöör!

"Bartu babam telefonu açmıyor" "Gerizekalı Yankı telefon hopörlörde bende duyuyorum ya"

Bartu'ya bakıp omuz silktim ve eşyalarımı (montumu ve beremi) alıp tekrar kapıya yöneldim. Ama yine kolumdan tutulup çekilince "OFFFF"layıp tekrar ve tekrar beni tutan kişiye döndüm." ALIN ALIN ÇEKİNMEYİN. SİZİN OLSUN DA KURTULAYIM. KOL LAN BU KOL KO-"

Misafir Evladı Where stories live. Discover now