5. Yara izi⚡️

1.7K 111 20
                                    

James koşup Lily'e sarıldı. "Tamam, sakin ol çiçeğim! Kimseye birşey olmayacak! Bak hepimiz iyiyiz! Harry iyi!" Lily hıçkırdı "Al-alnındaki n-ne?" "Küçük bir yara, eminim hemen geçecektir"

Lily bir süre daha sakinleşemedi. Haklıydı, kim evinde karanlık lord'u ağırlamak isterdi ki? Kim karablık lord onun evine gelse ve oğlunu öldürmeye kalkışsa hemen sakinleşebilirdi ki? Lily de o durumdaydı işte. Eğer gelmeseydiler. Ne olurdu aklına bile getirmek istemiyordu.

Zümrüdüanka yoldaşlığı yavaş yavaş tekrar eve toplanmaya başladığı sırada kapıdan içeriye paldır küldür biri girdi; Remus. İlk bir kaç saniye korkmuş görünse de sonra biraz rahatlamış, biraz da üzgün bir yüz ifadesine büründü. Ter içinde kalmıştı. Gelip James'in yanına oturdu ve sırtını sıvazladı. Diğer tarafdan da göz ucuyla Lily'nin kıcağındaki Harry'i görmeye çalışıyordu. 

Sadece Lily'nin küşük hıçkırıklarının bir kaç kez duyulduğu sessiz ortam odaya bu kez de Sirius'un girmesiyle biraz haraketlendi. James ve Remus ayağa kalkıp Sirius'un yanına geldiler. İlk olarak James'e sıkıca sarıldı Sirius, sonrasında da Remus'a kolunu attı. Bakımsız bir şekilde kendini dışarı attığı çok barizdi. Bir kaç dakika daha sessizlik olduktan sonra içeriye Alice Longbottom ve bir kaç kadın yoldaşlık üyesi daha girdi. En son diğerlerinde daha küçük yaşta olduğu belli olan, Hatta daha Hogwarts'da okuyor olan lacivert saçlı bir kız girdi. Sirius kızı görür görmez hafif bir tebessümle birlikte başını salladı. Yiğeni Dora idi bu.

Bayanlar içeri Lily'nin yanına sohbet etmeye girince Sirius, Remus ve James odadan çıktılar. Ev biraz kalabalıktı, yoldaşlık üyeleri, bazı eski dostlar hepsi gelmişti. Etrafa bakıldığında ilk göze çarpan kişi oturduğu yerde mavi uzun yaldızlı cüppesiyle dikkat çeken Albus Dumbledore oluyordu. Yanında Yoldaşlıktan olmasa bile yoldaşlığın fikirlerini destekleyen (belki bir gün yoldaşlığa da katılırdı) Mr. Weasley oturuyordu.

Bir kaç kişinin daha arasından sıvıştıktan sonra Remus, Sirius be James  sohbete başladılar. Remus anlayışlı bir halde "Ne oldu?" Dedi "ne olduysa anlat James!" James bir kaç saniye durakladı. Sonra bşladı; "Biz üçümüz evde oturuyorduk. Sonra kapı çaldı, ben bakmaya gittim. Lily ise yukarıya Harry'i yatırmak için gitmişti. Gelenin o olduğunu görünce Lily'e bağırdım, kaçmasını söyledim. Beni duyduğunu sanmıyorum. Asam başka bir odadaydı, en başta kısa bir süre Crucatius laneti yaptı. (James bunları anlatırken Remus'un gözleri yere dikilmiş sanki o sahneyi yaşıyormuş gibiydi, Sirius ise içinde karanlık lord'a bela okuyordu.) sonrasında da tam- tam öldüren lanete başladığı sırada Harry ağlamaya başladı. Dikkati dağıldı ben de o sırada asamı almak için hamle ettim, benimle daha fazla uğraşmamak için bana Petrifictus Totalus yaptığını hatırlıyorum, sonrası sadece sesler ce sonra da gelip Birinin benim lanetimi çözmesi, zümrüdanka yoldaşlığı ve kargaşalar! Bu durumdayız işte!"
İkisi bir kaç saniye hiç bir şey söylememişlerdi.  Remus düşünceli düşünceli ağzınıno açtı ; "Kimdi seni çözen?" "Frank." Remus kafasını çevirip şu anda Weasley ile konuşan Frank Longbottom'a baktı ve tekrar döndü. Sirius'un içinde bir şeyler kımıldanıyordu, sormaktan korksa da sormak zorundaydı. "O? Nerede? Vol-" "bilmiyorum" "ben biliyorum ama" lafa giren kişinin Albus Dumbledore olması her ne kadar şaşırtıcı olsa da nerede olduğunu söylemesi oldukça imkansız görünüyordu, gerçi o Dumbledore idi, beden bilemesin? "Lord Voldemort" bir kaç saniye diğerlerine baktı ve kafasını James'e çevirdi, "öldü" James bir an şaşkın kaldı. Dumbledore devam etti.
"Yukarıda olanları biliyor musun James?" "Hayır, Pro-" "Lily, Harry'e kendini siper etti! Ve Voldemort sevgiyi hissedemez, ve böyle bir sevgi Voldmort'un Kendi ruhunu parçaladığı gibi o parçalardan birini yok etti." "Hortkuluklar.." "evet Remus, aynen öyle! Hortkuluklar!" "Ya-yani O geri dönemez mi?" Diye sordu Sirius heyecanla. "Hayır" dedi Dumbledore "geri gelebilir, yeterli gücünü toplayınca.." "Profesör Dumbledore!" Dumbledore sözü kesilince istemsizce sesin geldiği yöne döndü. Minerva McGonagall onlara doğru hızlı hızlı geliyordu. "Hoşgeldin Minerva!" Profesör kafasını hafifçe eğerek selam verdi, ardından dehşet içinde "bay Potter! Siz iyisiniz değil mi? Ve bayan Evans?" "Evet, evet iyiyiz, Lily içeri odada."' Dedi James. Profesörü nazikçe baştan savmaya çalışıyordu. McGonagall gidince James tekrar Albus Dumbledore'a döndü, ama Dumbledore çoktan bir kaç adım ilerideki masadan şapkasını almış gitmeye hazırlanıyordu. James koşup, sordu; "Profesör! Nereye gidiyorsunuz? Daha anlatmadınız!" "Haklısın James, ama gitmeliyim, geri geleceğim." Dedi içtenlikle ve bir kaç adım ilerisinde cisimlendi.

O gece hiç biri güzel bir uyku çekemedi, sabaha kadar ev doluydu. Hatta bir ara bir Muggle komşu gelip ne olduğunu sormak istedi. Ama kapıyı açan Alastor Moody olunca tek yaptığı bağıra bağıra gitmek olmuştu. Böylece orada korkunç bir şeyler olduğunu düşünen diğer muggle komşular da gece boyu Potter'ları ve yoldaşlığı rahat bıraktılar.

Harry mi? O ise yara izinin acısı yeni dinmiş şekilde uyuyordu. Olanlarda, olacaklardan habersiz. Ne yaşadığından habersiz, o gece ölen 2. Kişiden habersiz...

Biraz ilerlettim hikayeyi bir sonraki bölümde Harry daha büyük olacak, bir süre uzun uzun atlayarak. Yapacağım , sonrasında Harry'nin okul hayatı üzeeinde değil de Çapulcuların hayatı üzerinden devam
edeceğim, bu arada bölüm geciktiği için üzgünüm❤️
-Bundan sonra her bölüme kendine ait bir kapak koyacağım🕺🏻

bambaşka || marauders  On viuen les histories. Descobreix ara