1.0

10K 953 754
                                    

bu kitabı cok uzatmicam arkadaslar kisa hikaye kategorisine aldim cerezlik dursun yani duble lux karisik kuruyemis

**

poyraz; günaydın bugün de seni seviyorum

ahu; ne tesadüf ben de

poyraz; itiraf ettin sonunda

ahu; ben de kendimi seviyorum, nefes aldığım her saniye

poyraz; normaldir sevilmeyecek kız değilsin

ahu; cidden gurursuzsun

ahu; sana neler söyledim

poyraz; inandırıcı değildi, benim için gerçekten düşündüğünü biliyorum

ahu; ogünü öptüm

poyraz; hatırlatıp durma be amk, daha bağırsağımdaki bok kurumadı

poyraz; öpücük senin için önemsiz bir şey bunu da biliyorum

ahu; sen öyle san

poyraz; her neyse balım bugün tadımı kaçıramazsın

ahu; isteseydim kaçırırdım

poyraz; kulüp toplantımız var bu ders sonu, sezgi malını da al bodrumdaki astronomi odasında toplanalım

ahu; senin seçtiğin bölümü sikeyim

İlk defa İngilizce derslerinin bitmemesi için dua ediyordum, Pelin Hoca eliyle karnını tutup ders anlatmaya devam ediyordu. Muhtemelen Muammer Hoca görse bileklerini kesmeye giderdi. Nasıl oldu anlayamadığımız doğaüstü güçler sayesinde bu yıl ikiden fazla çocuk doğurmuştu. Muammer Hoca da çocuk yapma derdine girmek istemediği için telefon operatör paketi gibi Pelin Hoca'yla çocukların da pakete dahil olduğu bir yuva kurmak istiyordu. Bence gayet mantıklıydı ama Pelin Hoca'nın dördüncü kocası manyak biriydi, Muammer Hoca o yüzden çok üstelemiyordu.

Sezgi ders sonunda çantasından not defterini çıkardı. Ne için olduğunu sorarcasına baktım. "Göktan'ın ay, güneş Jüpiter ne kadar burcu varsa her şeyini öğrenmem lazım, bu sever kesin çözümlü bir tarif aldım. Kadıköy'de çok iyi bir falcı." dediğinde her ne kadar anlamasam da anlıyormuş gibi başımı salladım. Daha da garip olanı böyle şeyleri sadece Göktan için değil, hoşlandığı herkese yapıyordu. Hangisi tutarsa.

"Gitmesen mi acaba Ahu? Babanla konuşursun değiştirir kulübünü." dedi Ogün. Poyraz'la aynı ortamda bulunmamdan hoşlanmıyordu ama şimdi kulüp değiştirirsem Poyraz'a istediğini verecektim.

"Ondan kaçmıyorum Ogün, burası benim okulum, kaçması gereken o." dediğimde her ne kadar tatmin olmasa da bir şey demedi. Neyse ki kimseyi rahatlatmak zorunda değildim. Haftada bir iki saatlik bir kulüp çalışması için gerilecek hiç değildim. Madem benimle oyun oynamak istiyordu, ben de bunu en güzel şekilde oynayacaktım.

Sezgi önden ben arkadan gidiyordum. Ayaklarım her ne kadar kabul etmek istemesem de geri geri gidiyordu. Sezgi için, en çokta kendim için okulun en geri zekalı iki insanıyla çalışmak zorunda olduğumuz için üzülüyordum, aslında Sezgi halinden memnun görünüyordu. Çantasından çıkardığı dudak parlatıcısını cebindeki aynaya bakarak dikkatle sürdü. "Öpüşürüz falan, lazım olur." dediğinde göz devirdim.

"Midye kokuşmuş ağzıyla seni öpeceği için şanslı bile sayılır." dediğimde güldü. "Anahtar sende mi?" diye sorduğumda mavi, uzun hırkasının cebinden çıkardı ve demir kapıyı açtı. Utanmasalar kazan dairesini astronomi odası diye yutturacaklardı, gazetecilik kulübüne geçmek için o kadar da geç değildi sanki.

midye | textingWhere stories live. Discover now