it's consumes me

672 119 125
                                    

Yatağında ufacık olmuş beden başını yastığa biraz daha gömdü. Nefesi göğüsünü zorluyor, boğazı yanıyordu. Yoongi, bedenini sarmaladığı güçsüz kollarında bir eksiklik hissediyordu. Kollarındaki kan akışı dumuş, canı kesilmiş gibiydi.

'O, hep ağlardı, Yoongi sarılırdı.'

Kiraz ağaçları çiçek açmaya başlamışken, Yoongi kalbinde bir sızı hissediyordu.

Ay kendini bulutlar ardına saklamışken, Yoongi kalbinde bir sızı hissediyordu.

Yoongi'nin incileri dökülüyordu. İncileri, yanağından süzülüp dudaklarına iniyordu.

Yoongi, dudaklarındaki tuzlu tadı hissediyordu.

Yoongi hep Hoseok'un incilerini öpmüştü. Ona hep sarılmıştı, konuşmadan Hoseok'u iyileştirmeye çalışmıştı.

Bir gün, Yoongi de ağlamıştı.

Hoseok onun incilerini öpmemişti. Ona sarılmamıştı.

Hoseok onu hiç sevmemişti ki.

Hoseok, göyaşlarıyla elindeki kalemi titrekçe tutarken, tanrıya yalvardı. Yoongi'nin onu affetmesi için yalvardı. Gözyaşlarını beceriksizce koluna sildi, ufak bir damla beyaz kağıda düşmüştü.

Kalemi hizalayıp yazmaya başladı. Dudaklarını kemire kemire yazdı.  Birkaç satır mektupla ona veda etti. Kalemi bir köşeye bırakıp kızarık gözlerini yatakta kıvrılmış bedene dikti. Maviye çalan saçlarını okşamak istedi, ipeksi hissi son kez tatmak istedi.

Nefesini titrekçe üfleyip, ellerini cebine yerleştirdi ve kapıya yöneldi.

Ayın her geceki gibi olmasının aksine parlak olmaması bile onun için felaketti.

Yoongi, o ufak birkaç satırı okudu, kalbindeki sızı acıyla karıştı.

Min Yoongi, ne yaşadı ne öldü.

Jung Hoseok ise hep ağladı, göz pınarları kurudu. Ruhuna ayna olmuş, ufak salonunda ölü bulundu.

Yoongi onun öldüğünü hiç bilmedi, bir daha hiç Hoseok'un gözyaşlarını silip ona sarılamadı.

cry | yoonseokWhere stories live. Discover now