Davetçi Part 4

12.6K 738 91
                                    

Karşısında ağlayarak duran Bekir efendiyi gören Erdem endişeli bir ifadeyle "Hocam? Ne oldu size? Neden ağlıyorsunuz?" dedi endişe ve merakla.

Bekir efendi Erdem'e sarılarak "Özür dilerim evlat. Çok özür dilerim. Ne olur beni affet" diyordu.

Erdem'in endişeleri yerini meraka bırakmıştı. Hayret ve şaşkınlık içinde "Aman hocam, Estafurullah. Ne affetmesi. Bana birşey yapmadınız ki. İçeri buyrun" diyerek hocasıyla derneğe girdi.

Bekir efendi Erdem'in odasında ki çalışma sandalyesine oturmuştu ve hâlâ ağlıyordu.

Erdem hocasına bir bardak su getirerek "Hocam, anlatır mısınız lütfen. Nedir sizi bu kadar üzen?" diye sordu.

Bekir efendi "Daha ne olsun evlat? Daha ne olsun? Emanete sahip çıkamadım?"

Erdem'in iyice kafası karışmıştı."Birşey mi kaybettiniz hocam?"

Bekir efendi "Evet, itibarımı kaybettim. İtibarımı!" dedi ve ayağa kalkarak, "Hani sen bana birşeyler anlatmaya çalışıyordun. Seni dinlememiş ve delirmek üzere olduğunu söylemiştim. Fakat şimdi artık seni dinlemeye hazırım" dedi.

Erdem'in merakı iyice alevlenmişti. Tamam ama nasıl biranda kendisiyle ilgili fikirleri değişmiş olabilirdi ki? Oysa halide hiç ağzından laf almaya çalışır gibi de gözükmüyordu. Fakat yaşadıklarının daha 10'da 1'ini bile dinlemeden delirdiğini düşünmüşse, başından geçen herşeyi anlatırsa kendi eliyle tımarhaneye kilitleyebilirdi. Temkinli davranmakta yarar var diye düşündü.

Erdem geveleyerek "Ee, evet. Ama artık daha iyiyim. Üzüntünüzün sebebi buysa lütfen endişe etmeyin. Yakında çok daha iyi olacağım, söz veriyorum." dedi.

Bekir efendi Erdem'in bu temkinli haline hak veriyordu "Evlat, gecenin bu saati nereden geldin öyleyse, söyle bakalım" dedi.

Erdem ne diyeceğini bilemedi ama yalan söylemekten başka çaresi de yoktu. "Nereden mi? dedi yine geveleyerek. "Yeni geldiğimi de nerden çıkardınız?"

Bekir efendi "Bütün gece güvenlik kamerasından seni izledim. Bana gerçeği söyle" dedi.

Erdem yutkundu "Eee hiç. Uyku tutmayınca bir hava alayım demiştim"

Bekir efendi "Peki dışarı hangi kapıdan çıktın?"

Bekir efendinin soruları karşısında terleyen Erdem hangi kapıdan yada nasıl çıktığını bilmediğini nasıl söyleyecekti? Hem bu soru da neydi şimdi? "Yoksa kamera kayıtlarında evden çıktığım..." diye düşünürken göz bebekleri büyüdü. Demek ki çıkış görüntüleri yoktu. Bu kadar üzüntülü ve pişman oluşunun nedenini şimdi anlamıştı. Belli ki artık bu yaşadıklarının gerçekliğine Bekir efendide inanmıştı.

Onun bu tutkun halini gören Bekir efendi "Evet evlat. Deli olan ben mişim. Sana nasılda inanmadım! Neden dinlemedim. Çok pişmanım" diyerek tekrar sandalyeye oturup ağlamaya devam etti.

Erdem karşısına oturup elini omzuna koydu. "Baba" dedi ilk defa. "Üzülme sen. Yerinde kim olsa aynı şeyi düşünürdü. Hatta ben bile biran delirdiğimi düşündüm" diyerek Bekir efendiyi teskin etmeye çalışıyordu.

O esnada camii'den sabah ezanı yükseldi.

Erdem "Hadi, üzülme artık. Gel abdest alalım. Hem birde yüzünü yıkamış olursun. Sonra sabah namazına ağlayarak gelen imam diye cemaatin diline düşme" dedi tebessüm ederek.

Sabah namazından sonra tekrar biraraya geldiler. Bekir efendi her ne kadar Erdem'in anlatacaklarını merak etsede onun bu yorgun ve bitkin halini görünce, "Hadi şimdi dinlen. Uyandığında konuşuruz" dedi ve ayrıldılar.

DAVETÇİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin