+Sana Düştüğüm Yolculuk+

2.3K 230 116
                                    

Ameliyat sırasında anestezi işlemleri uygulanacak olan Ho Seok yatağında dinleniyordu. Birkaç saat boyunca bir şeyler yiyip içmesi doktoru tarafından yasaklanmıştı bu yüzden odasında beklemeye mahkum edilmiştik. Annem hemşire olduğundan hastanenin gerekli yerlerine koşturuyor, Ho Seok yatağında giydiği yeşil hasta kıyafetiyle uzanıyor, annesi ise Ji Woo ile birlikte hava almak bahanesiyle bahçeye gitmişlerdi. Ho Seok'un annesi durmadan ağladığından dolayı Ho Seok'un da dahil olduğu hasta katı ağlama sesleriyle inlediği için bahçeye inmek en doğru seçenekti.

Duvara sabitlenmiş olan televizyonda kanal seçmeye çalışan Ho Seok sonunda bir kanalda karar kıldığında aynı zamanda konuştu ''Çabucak eve gidip gelebilir misin?''

Uğraştığım telefonumu bırakıp yüzüne baktım ''Ne? Neden?''

''Çünkü sıkıldım. Ameliyata daha üç saat falan var ve sadece bu yatakta oturup kanal seçmekten sıkıldım, anladın mı?'' dedi. Hastaneye geldiğimizden beri özel gününde olan bir kızdan farksız davranıyordu.

''Eve gidersem yalnız kalacaksın. Anlamadım ne istediğini''

İlk önce oflayan Ho Seok ''Devamını dinle'' dedikten sonra ''Eve gidip fotoğraf makineni getirmeni istiyorum. Video falan çekip eğleniriz, zaman geçiririz. Hem ameliyattan çıktıktan sonra narkozun etkisiyle saçma saçma konuşursam onları da çekersin, ileride bakıp bakıp güleriz'' diye ekledi.

Onayladığımı gülerek belli ettim ''Tamam''

''Aklıma geleni saydıracağım için yersiz sorular sormayın''

Oturduğum yatağından kalkmadan önce kızıla yakın tondaki saçlarına parmaklarımı geçirip kuş yuvasını andıracak dereceye gelene kadar karıştırdıktan sonra ''Ben sormam zaten ama diğerlerini bilmiyorum'' dedim ve ardından ayağa kalktım ''Hemen gidip geleyim ben. Bir şeye ihtiyacın olursa annemi ara o gelsin''

Kabarttığım saçlarını indirmeye çalışırken konuştu ''Beni bu kadar önemseyip düşünmen gözlerimi yaşartıyor''

''En yakın arkadaşım değil misin? Seni düşünmeyeyim de kimi düşüneyim?''

Cevap beklemediğim soru karşısında ''Haklısın'' dediğinde güldüm ''Harika biriyim. Bana sahip olduğun için çok şanslısın''

''Asıl sen bana sahip olduğun şanslısın Jung Ho Seok, Min Yoon Gi olan benim çünkü. Herkes bana sahip olamaz'' derken kapıya ulaşmıştım bile ''Bir saat içinde gelmiş olurum''

''Anlaştık''

****

Bindiğim taksi yardımıyla on beş dakika içinde eve ulaştım. Annemden yol parası olarak aldığım paranın yeteri kadarını şoföre verdikten sonra geri kalanını cebime attım. Bunun gibi artan para üstlerini cebime atmak en büyük hobimdi doğrusu. Annem beni markete yolladığında kalan paraları, yol parasından kalanları, hatta bazen çoğu insanın görmezden geldiği küçük kuruşları bile cebime atıyordum. Böyle küçük bile olsa biriktire biriktire kumbaram dolmuştu. Hatta şu an pembe domuz figürüne sahip olan üçüncü kumbaramı doldurmak üzereydim.

Kapının önüne geldiğimde Jung Kook'un evde olduğunu bildiğimden dolayı parmak eklemlerimi kullanıp kapıya üç kez vurdum ''Açacak mısın? Ben geldim, Min Yoon Gi'' dememle birlikte duyduğum gürültü ve patırtı birkaç adım gerilememe neden oldu.

Bir saniye içinde kapı açıldığında ise Jung Kook'un şok olmuş yüzünü görmem an meselesiydi. Yüzüne hakim olan şaşkınlıkla birlikte telaşını da korurken sordu ''Neden geldin?''

Omuz silktim ''Çünkü burası benim evim''

''Hastanede olman gerekiyordu. Neden geldin?''

Bir süre düşündüm ve ''Neden aynı soruyu sorup duruyorsun? İçeride bir haltlar mı karıştırıyorsun?'' dememle eş zamanlı olarak onu kenara ittiğimde evin normal olduğunu gördüm ''Her şey yolunda''

Purgatory | yoonkook ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin