Canımızı yakan herkesin canını alana dek durmayacağım.

1K 110 151
                                    

***
"Nereye gidiyoruz yine?" Cebime sıkışmış çakmağı çıkarırken söylendiğimde, Cho da ceketini çıkarmaya çalışan babama yardım ediyordu.

"Gideceğimiz yer hoşuna gitmezse gelmeyecek misin?" Ryukhan çirkin sırıtmasıyla konuştuğunda onunla birlikte gülen tek kişi babamdı.

"Zevzeklik yapma Ryuk. Kiminle konuştuğuna dikkat et." Cho beni korumak amacıyla konuştuğunda hala cebimden çıkarmaya uğraştığım çakmaktan vazgeçip torpidodaki kibritlerden birini aldım.

"Ryukhan haklı. Gideceğimiz yer cehennem bile olsa bu seferliğine sorun çıkarmamayı dene." Babam sağ kolu olan Ryuk Pişkin Hanı korumayı seçtiğinde tekrar göz devirip sigaramı yaktım. "Sizinle gittiğim her yer cehennem oluyor zaten bana."

Dudaklarımın arasındaki sigaramla mırıldandığımda Cho arka koltuktan eğilip "At şu sigarayı, baban kızacak." diye uyarmayı da ihmal etmemişti.

Arabayı süren Ryuk, yanında oturan ben, arkamızdaki babam ve Cho ikilisiyle yola koyulduğumuzda sigaramı büyük bir rahatlıkla içmeye devam ediyordum. Babam yine bir takım hurafelerden ve başına açtığım şanssızlıklardan bahsederken bir anda geri sayım yapan araç ve patlamak üzere olduğumuzu anladığımız anda çıkan kargaşayla aynı anda kendimizi araçtan atıverdik.

Her şey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki tüm bu olanlar sırasında gözlerimi 2 kez ya kırpmış ya kırpmamışımdır.

Ryuk bizim kadar şanslı değildi ve araçtan atlamak için yeterli vakti olmamıştı. Görevliler hurdaya dönmüş araç içerisinde kalan son birkaç sağlam eşyayı babama teslim ederken yanımızda sadece Cho vardı.

Önce can dostu Ryuk'un saatine sonra bir de bana bakan babamın deli gibi tekrarladığı cümle, onun artık gerçekten kafayı sıyırdığına inanmamı sağlayan temele bir tuğla daha eklemişti.

"Sen ve senin şu lanet, uğursuz sigaraların!"

Babamın yanağıma çarpmak üzere kaldırdığı elini tutan da yine Cho'dan başkası değildi.

***
Kai beklediğimden hızlı bir şekilde gelmiş ve kaydı izledikten sonra da bir sigara yakıp duvarları incelemeye başlamıştı.

Cho uzun zamandır geri dönmemi bekliyordu ve bu sırada sık sık pozisyon değiştirerek uyuşmuş bedenini hareket ettirmeye çalışıyordu. Üstüne bir de mükemmel bir plan yaptığını ve Taehyung'un onu yaralayıp kaçtığına inanacağımı düşünüyordu ve ben sırf Kai'yi beklediğim için onu öldüresiye dövmeyi bu kadar süre ertelediğim için sinirden çıldırıyordum.

Luhan etrafı kontrol edeceğini söyleyip bizi yalnız bıraktığında ben konuşmadığım sürece Kai'nin de konuşmayacağından emin olup ilk adımı atmaya karar verdim.

"Kendi gözlerimle görmesem bu kadar sakin kalacağına asla inanmazdım."

Sandalyesiyle birlikte bana döndüğünde üzerinde oturduğum masada biraz dikleşip gözlerimi yüzüne kilitledim. Yüksekte oturduğum için o da boynunu geriye atmak zorunda kalmıştı. Bir süre öylece bana baktı ve sonunda hiç beklemediğim bir şey söyledi.

"Daehyun ve Taehyung'un kardeş olduklarını neden bana söylemedin?"

Şaşırmıştım. Bir süre kekeleyecek gibi dilim tutulduğundan sessiz kaldım ama cevabını almadan gözlerini üzerimden çekmeyeceğini biliyordum.

DeadLock ~ SekaiWhere stories live. Discover now