"Ben sadece benlerini sayıyordum."

2.4K 129 14
                                    

"Bu Ryan,bize doğru gelende Dan." dedim en içten gülümsememle."Buradaki herkesi tanıyorum,Justin." Haklı olduğunu kabullendim ve çocuklarla tanışmasını izledim.Moreli bozuktu ve ağlamıştı,bunu hissedebiliyordum.Çünkü böyle zamanlarda bana daha sıkı sarılıyordu,tıpkı düşermiş gibi.Yanında olmak,ona daha fazla destek vermek istedim fakat hiçbir şey olmadığını söyleyip geçiştirdi.Bende anlatması için zorlamadım ve onu mutlu etmeye çalıştım.

Bugün öğlen konsere gelmek istediğini fakat biletinin olmadığını söyledi.Halbuki istese ona özel konser verebilirdim.Sadece o ve ben olabilirdik.Ben onun gözlerine bakarak şarkı söyleyebilirdim ve o da bana beni ne kadar çok sevdiğini söylerdi.

Bir gün gerçek olacak mıydı bunların hepsi.Onu kollarıma alıp,uyuması için ninni söyleyebilecek ve saçlarıyla oynayıp,sabahın ilk ışıklarına kadar onu seyredebilecek miydim? Hepsi bir hayal gibi gözüküyordu şimdi.

Derin düşüncelerimden onun taptığım,tatlı sesi uyandırdı beni.Yüzüne baktım.Gülümsemesi tanrının en büyük sanat eseri gibiydi.Hiç bir kusuru yoktu.Suratında ne sivilcesi vardı,ne de bir iz.Saçları bir kızın sahip olamayacağı kadar güzeldi ve beni hiç bir kızın büyüleyemediği kadar büyülüyordu.

"Hey,orda mısın?" dedi tekrar taptığım sesiyle.Neredeyse kendimi ele verecektim.Bunu istemiyordum çünkü ona açıklayabilmem için zaman gerekiyordi.Herşeyden önce biraz da cesaret.

"Evet,evet buradayım.Dalmışım." dedim ve gülümsedim.Konser saatine çok az kalmıştı.Alandaki sesler giderek artıyordu,büyük ihtimal tıklım tıklımdı ve muhteşem bir gece beni bekliyordu.Bu sefer O'da izleyecekti beni.Sanki ilk defa sahneye çıkacakmış gibi heyecanlıydım.Bu sürekli oluyordu fakat onunda yanımda olması bana farklı bir adrenalin vermişti.Onu belinden tuttum ve kulise doğru sürükledim.Bulunduğumuz yer çok gürültülüydü ve o da rahatsız olmuştu.Bunu yüz ifadelerinden anlayabiliyordum.Kulise geldiğinde koltuğa oturdu ve bende saçımın yapılması için aynanın karşısındaki tabureme geçtim.Oturduğu koltuktan beni izliyordu.Her zaman olduğu gibi içimi utanma duygusu kaplamıştı fakat bana olan ilgisi beni dünyanın en mutlu insanı yapıyordu.

Gözlerimiz her aynada buluştuğunda kafasını öne eğip,kızaran yanaklarıyla gülümsüyordu.Bende sıklıkla aynadan ona bakıp göz göze gelmeye çalışıyordum.Gözleri muhteşemdi.Çok tatlıydı ve benim olmalıydı.Sadece benim.

"Justin?" dedi soru sorar gibi.Kafamı kaldırıp muhteşem yüzüne ve kızaran yanaklarına  baktım. "Efendim bebeğim." Küçük adımlarla yanıma geldiğinde kalp atışlarımın hızlandığını hissediyordum.Bunu çok seviyordum işte.Yanıma yaklaştığı an herşey darma duman oluyordu.Ellimi kavradı.Şu an bayılabilirdim.Elimi tuttuğunda tüm hücrelerim fonksiyonlarını kaybetmişti.Yoksa şuan deli gibi titreyeceklerinden emindim.O an öpüştüğümüz gece geldi aklıma ama konuşmaya başladığı için sonra düşünmek üzere rafa kaldırdım.

"Bu eldiven çok güzel.Konserde takacak mısın?" Elime baktığımda altın sarısı eldivenimi gördüm.Ne ara takmıştım ki ben bunu? Bu kız aklımı başımdan alıyor. 

"Evet ama istersen sonra sana verebilirim." dedim ve göz kırptım.İstese ona farklı şeylerde verebilirdim.Hemen fesat düşündünüz değil mi? Ah,işte benim belieberlarım.

Bütün dişlerini göstererek gülümsemişti. "Aslında istemeyecektim ama çok ısrar ettiğin için konserden sonra alabilirim." Gülümsemem sırıtmaya dönmüştü. Belki bende daha sonra bunun karşılığında ondan birşey alırdım.'Eldivenin lafı mı olur,kalbimin hepsi senin.' demek isterdim ama diyemedim.Kalbim henüz böyle bir heyecana hazır değildi.Tam o sırada kuaförüm geldi ve makyajımı yapmaya başladı.Jenny ise hala yanımdaydı,poposunu tezgaha yaslamış,dikkatle makyözü izliyordu.Gözlerimi kapattım ve hayal dünyama tekrar daldım.Her zamanki gibi,onunla dolu olan hayal dünyama....

Dream Has Come True | JustinBieberWhere stories live. Discover now