Tuzlu Kek

3.8K 118 67
                                    

MERHABAAAA.

YİNE BEN.UMARIM BENİ ÖZLEMİŞSİNİZDİR.

ÖNCELİKLE GEÇEN HAFTA BENİ ÇOK AMA ÇOK MUTLU EDEN BİR SÜRÜ UPUZUN YORUMLAR ALDIM.DELİLER GİBİ AĞLADIM VE İNANIN BANA,FAZLA OKUYUCUM OLMASA BİLE MUTLU OLDUĞUMU FARKETTİM.UMARIM BU BÖLÜMÜDE SEVERSİNİZ.ÇOK İÇTEN VE TATLI,HATTA SON KISIMLARI FAZLA ATEŞLİ OLDU :D İLK DEFA BÖYLE BİRŞEY YAZDIM VE ŞUAN O KISMI SİLMEMEK İÇİN KENDİMLE SAVAŞ VERİYORUM.HERNEYSE.

SELİN'E,AYŞE'YE,ZEYNEP'E,ECEM'E VE ESRA'YA,AYRICA DESTEKLERİNİ EKSİK ETMEYEN DİĞER BÜTÜN OKUYUCULARIMA TEŞEKKÜR EDİYORUM.EĞER KONUŞMAK İSTERSENİZ MESAJ ATABİLİRSİNİZ :) İYİ GECELER....

Onunla olduğum zamanlar,içimde yerini dahi bilmediğim odaların kapıları açılıyor;daha önce tatmadığım duygular yaşıyordum.Her geçen gün ona karşı duyduğum his heyecan olmaktan uzaklaşıyor,adını koyup,tanımlayamadığım bir hisse dönüşüyordu.

Benim için ağzından çıkan her güzel söz kalbimdeki ve ruhumdaki yaraları kapatıyor,yaşadığım kötü şeyleri unutturuyordu.Hayatımda değer verdiğim diğer insanlardan farklıydı.Onlar beni mutlu eder,yaşadığım kötü şeyleri o an için unutturmaya çalışırlardı.Bunda başarılıda olurlar,beni mutlu ederlerdi fakat Justin bunu yapmıyordu.Onun üzerimdeki etkisi daha farklıydı.

John'la kavga ettiğim zaman günlerce ağlardım.Kendimi mahveder,etrafta yaşayan ölü gibi dolaşırdım.David ile Mandy ne kadar beni mutlu etmeye çalışsada onlar yanımdan ayrıldıkları zaman herşey başa dönerdi.Tekrar ağlardım,tekrar mahvederim kendimi.

Justin'de böyle olmuyordu.Odama bir şişe şarap ve kadehle geldiği günden beri aldatılmış olduğum gerçeğini olmayan sikime bile takmıyordum.Günlerce suçlu olan kişinin kendim olduğunu düşünmüştüm fakat Justin bunun aksini söylediği andan itibaren beynimdeki bütün hücreler onun dediğini kabullenmişti.Ağlama dediğinde ne için üzülüyorsam anında unutuyor,kalbimdeki hasar son buluyordu.

Peki,Justin'in yeri kalbimin neresindeydi? 

David'in yerine koyamazdım onu.David'e sarıldığımda heyecanlanmıyordum.Dünyanın en mutlu insanı oluyordum ama midemde kelebekler uçuşmuyordu.Onun yüzüne baktığımda dünyadaki en kusursuz insan olduğunu ya da hatalarıyla bile mükemmel olduğunu düşünmüyordum.

John'un yerine de koyamazdım.

Neden koyamazdım?

Güzel soru.

Sanırım bunu düşünmeliyim.

Gözlerimi açtığımda gördüğüm ilk şey,burnumun dibinde olan sarı,dağınık saçlardı.Yüzüme günün ilk gülümsemesini yerleştirip,kıpırdamamaya çalıştım.Yüzünü göremiyordum belki ama inip kalkan göğsünü izlemek bile beni dünyanın en huzurlu insanı yapıyordu.

Çok mutluydum,dinlenmiştim,güçlü hissediyordum.Sanki güne Justin'in kollarında değil de yeşilliklerle dolu bir ormanda başlamıştım.Tamam,saçmaydı ama tarif edemiyordum.Tazelenmiş gibiydim.Onunla uyumak hayal ettiğimden daha güzeldi.Göğsümün üzerinde huzurla uyuması,kalbimdeki kelebeklerin dans etmesini sağlamıştı.

Yavaşça burnumu saçlarına gömdüm ve o ipeksi saçlarının tarif edilemez kokunu içime çektim.Bir insanın herşeyi mükemmel olabilir miydi? Herşeyi mükemmeldi,saçlarının biçimsiz hali bile dünyalara bedeldi.Yavaşça kafasını kaldırıp benimle göz teması kurduğunda onu uyandırmış olmanın memnuniyetsizliğiyle kaşlarımı çattım.

"Günaydın güzel kokulu kız." Gözleri uykunun verdiği etkiyle hafifçe kızarmış,dudakları şişmişti.

"Uyandırdığım için özür dilerim." Göğsümde duran saç demetine parmaklarını daldırıp,oyalanmaya başladı.Benle olan  teması nasıl da güzel hissettiriyordu.....

Dream Has Come True | JustinBieberWhere stories live. Discover now